Alcohol translate English
6,408 parallel translation
Mr. Foreman'ın çocuğunun düğününde içki içtiği fotoğrafı...
It's a picture of Mr. Foreman drinking alcohol at his daughter's wedding.
Ameliyattan sonra alkol alması sakıncalıydı, bu da kendi ölümünden kendisinin sorumlu olduğunu gösteriyor.
Alcohol was strictly forbidden following his surgery, which makes him liable for his own death.
Deneme yemeğinde aramızda olanlar aptalca bir sarhoşluk hatasıydı ve çok şükür alkol sayesinde neredeyse hiç hatırlamıyorum.
You know, what happened between us at the test dinner was just like a silly drunken mistake that, you know, thanks to the alcohol I just hardly remember.
Alkol tıkıyor yolunu.
Alcohol just keeps you back.
- Hayır, hayır, hayır, uyuşturucu ve alkol benim aradığım cevaplar değil artık.
You guys want a cold one? No, no, no, no, drugs and alcohol aren't the answer for me anymore.
Çünkü biliyorsunuz, birçok kötü seks kararı alkol ve uyuşturucu etkisinde alınır.
'Cause, you know, a lot of bad sex decisions - are the product of drugs and alcohol.
Tanrım. Biraya bayılırım ama bu evde alkol almak yasak.
God, I'd love a beer, but we're not allowed to keep alcohol in the house.
Evet, uzun süredir evde alkol yok.
Yeah, as long as there's no alcohol in the house.
Alkol kullanamam.
I can't have any alcohol.
- İçmeye ne zaman başlayabilirim?
When can I drink? Alcohol?
Alkol karaciğeri zorlar ve organ reddini engelleyen ilaçların etkisini azaltabilir.
- Alcohol stresses the liver and can dilute your anti-rejection meds.
Burada alkol ve uyuşturucu bağımlılığı olan benim, tamam mı?
Hey, hey, hey, hey, I am the one who is addicted to drugs and alcohol here, okay.
Disney Dünyası'nda alkol satıyorlar mı?
Do they sell alcohol at Disney World?
Acımı dindirmek için gerçekten alkol kullanmayı denedim.
I actually tried using alcohol to numb my pain.
Bütün bunları alkol ve uyuşturucu kullanmadan yaptın.
You did this without alcohol or drugs.
Asidin öldüğü gece içmeye zorlandığı için aşırı alkolü temsil ettiğini sanıyoruz.
We believe the acid symbolizes the excessive alcohol the loved one was forced to drink the night he died.
Hipotermia ve alkol zehirlenmesine bağlı kalp krizi geçirip beynine darbe almış.
Heart attack and brain damage due to severe hypothermia and alcohol poisoning.
Küçük kesik ve yaralar, hipotermia, alkol zehirlenmesi.
Minor cuts and bruises, hypothermia, alcohol poisoning.
Ve eğer depresyona girerse alkol ve uyuşturucuya yönelir.
And if she gets depressed, she can turn to drugs and alcohol.
- Alkolsüz mü?
- Without alcohol?
Alkolle karıştırmak iyi gelir araba kullanmadığın sürece.
Mixing with alcohol is fine, just not while driving.
Alkol, Tütün, Ateşli Silahlar, Patlayıcılar ve Tarikatlar! "
Alcohol, Tobacco, Firearms, Explosives and Cults!
Selam ben Alkol, Tütün, Ateşli Silahlar, Patlayıcılar ve Tarikatlar'dan Sean Kilaney.
Hey, Sean Kilaney at Alcohol, Tobacco, Firearms, Explosives and Cults.
Selam ben Alkol, Tütün, Ateşili Silahlar, Patlayıcılar ve Tarikatlar'dan Sean Kilaney.
Hey, Sean Kilaney at Alcohol, Tobacco, Firearms, Explosives and Cults.
Üzgünüm, sarhoşlara alkol satamam.
Sorry, I can't sell alcohol to people who are already enibritted.
Alkol kokusu alıyorum da.
I can smell alcohol.
Bay Ruiz'in dediğine göre Carlos'un bağımlı ya da alkolik değilmiş.
According to Mr. Ruiz, Carlos had no drug or alcohol issues.
Onu alkolle doldurmak için. - Şerefsiz.
To fill him up with alcohol.
Duman zehirlenmesinden öldüğünü gösteren bir akciğer dokusu bulduk. Aşırı miktarda alkol almış ve yanan sigarayla yangın çıkarmış.
We retrieved lung tissue that indicates he died of smoke inhalation after consuming a large quantity of alcohol and starting a fire with a lit cigarette.
Asteğmen Tate'in kanındaki alkol oranı 0.11.
Uh, Ensign Tate's blood alcohol level, 0.11.
Belki içkisizdir restaurant canım.
Maybe it is a no-alcohol restaurant.
Alkol tüketimi ve satışına karşı olan akımın adı nedir?
What was the movement against the sale or drinking of alcohol called?
Suçlu olan alkol.
Alcohol is the problem.
Bana göre suçlu olan alkol.
From what I see, alcohol is the problem.
Kanındaki alkol seviyesi % 0.2, ağır derece sarhoşmuş.
She was heavily intoxicated with a blood alcohol content of 0.2 % % %.
Tek başına içtiğinde alkolün acı olduğunu söylerdin.
You used to say alcohol is bitter when you drink alone.
İçki gibi kokuyorsun.
You smell like alcohol.
Başkanın dediği gibi, otlar alkol kadar kötü değildir.
And it's like the president said, that, you know, pot's no worse than alcohol.
Adam 0.38 promil alkol almış. Diğer arabaya çarpıyor ve sadece siyah bir gözle ve boo-boo boyunla sıyrılıyor.
This guy's got a.38 alcohol level, creams another car, and he only ends up with a black eye and a boo-boo neck.
- İçkilerini, kaba saba aksanlarını getirecekler.
They'll bring their alcohol, their coarse accents.
Aşırı dinciler ama ayrıca sağlam alkol içerler.
Very religious, but also heavy drinkers of alcohol.
Alkol olacak, değil mi?
There'll be alcohol, right?
Kaza olduğunda hep ölçülür. Nefesinden alkol kokusu almasa bile bunu sorması gerekiyor.
She'd have asked you even if she hadn't smelled alcohol on your breath.
İçki almak için gelmiş olan Dennis'e rastladım.
I ran into Dennis trying to buy some alcohol.
Seni oradan nasıl çıkarırım diye düşünüyordum. Sonra elimde bir sapığın eşyalarının kusursuz kombinasyonunun olduğunu gördüm. Fare, kayganlaştırıcı, içki.
I was scrambling to think of a way to get you out of there, when I realized I had the perfect combination of a deviant's delights- - the gerbil, the lube, the alcohol... the ski mask.
Dennis alkol zehirlenmesinden ölmeden önce onunla bir anlaşma yapmıştık.
Dennis and I had an agreement before he died of alcohol poisoning.
Bunları alkol ile almadığına emin olun.
Make sure he doesn't take them with alcohol.
Ve bir damla bile alkol almayın.
And don't take a single drop of alcohol.
Kendi içkimizi alırız. Teşekkürler.
We can get our own alcohol.
Maytapları var, otları var, içki için yaşa bakmıyorlar.
They got, they got fire crackers, they got weed, they don't card for alcohol.
İlk içkisini benimle içti.
I was there when she drank alcohol for the first time.