Aldım translate English
101,346 parallel translation
Bugünün çapraz bulmacasını aldım.
I have today's crossword puzzle.
Ben de bugün iş yerinde bayağı büyük bir haber aldım.
I just wanted... had some really cool news at work today.
Albert, gururum okşandı ama başka bir teklif aldım.
Albert, I'm flattered, but I've received another offer.
Dün Marie Curie'den bir mektup aldım.
I got a letter from Marie Curie yesterday.
Ekmeği aldım, bir de bunu.
I got the bread... and this.
Evet, ben de Kevin Russell'dan mektup aldım.
Yeah, and I've got a letter from Kevin Russell.
Bağ ve dış zarda kalanların spektrometrisini aldım. Bulduğum şey...
I ran a mass spectrometry of what remains of the fascia and pericranium and found...
Beklenmeyen bir mesaj aldım.
I got a lead unexpectedly.
Bayan Banville, yukarıdan emir aldım. 14 yıl önce yaşananları soruşturmakla kimse ilgilenmiyor.
Miss Banville, I have it from on high there is no interest in investigating what may or may not have happened 14 years ago.
Ölü işleriyle ilgilenirken babamın vasiyetiyle ilgili bir telefon aldım.
While we're on the subject of the dead, I got a call about my dad's will.
Sahip olmaya değer şeyleri aldım.
I've got what's worth having.
- Mesajını aldım.
I got your text.
Bir kadından bir arabada bir hayat kadınına bağıran bir pezevenk olduğu ihbarı aldım.
I just got a report from a woman about a pimp yelling at a hooker in a car.
Mesajını aldım.
I got your text!
Daha az üst düzey müşterilerimiz için Bangladeş'te bir hastane satın aldım.
For our less high-end clientele, I bought a hospital in Bangladesh.
Dersimi aldım.
Lesson learned.
İzin aldım.
I asked. So- -
- Bir kitap aldım.
- You know, I bought a book.
Daha demin bir sarıya büyük boy tampon aldım.
I just got a Playtex Gentle Glide 360 Ultra for one yellow.
Bakkalda kanatlı ped bitmişti, ben de gece boyu aldım.
The bodega was out of the wing ones, so I got you the extra-long.
Bak, ne aldım.
Look what I bought.
O copu ben satın aldım.
Excuse me, I purchased that baton.
Dersimi aldım!
I got it! I got the memo.
Hatta kınama aldım ve DAB'den yardım istediğim için maaşım kesildi.
And I was reprimanded, even docked salary for commissioning the BAU report.
Evet, ama onları Roma'daki suç veritabanından aldım.
Yeah, but I got them from the criminal database in Rome.
Kaçına ihtiyacın olduğunu bilmiyordum, Bu yüzden hepsini aldım.
I didn't know how many you needed, so I took it all.
İki saat içinde, Philadelphia yerine merkez dışındaki alanları korumayı tercih edersem neler olacağına dair sekiz öfkeli telefon aldım.
And within two hours, I got eight angry phone calls telling me exactly what would happen if I chose to protect exurban areas instead of Philly.
Albert'ten mektup aldım.
Besso : I received a letter.
Çalışmaya geri döndüm ve kendime yeni bir keman aldım.
Einstein : Well, I went back to work. And I bought myself a new violin.
- Bunu sıra bekleyip aldım.
- I had that in the queue.
Yerimi aldım.
I'm in position.
Oraya gelmeden önceki görüntüleri aldım ve o görüntüyü oynatıyorum.
What I did was record footage before he got there... and just have it playing back on a continuous loop.
O zamandan beri iş ilişkilerimde daha fazla önlem aldım çünkü birisini ne kadar tanıdığını düşünsen de seni sırtından bıçaklayabilir.
Since then, I've taken greater precaution in my business dealings because... no matter how much you think you know someone... they could stab you in the back.
- Josh tabii ki onayımı aldın.
Oh! Josh, course, you have my blessing.
Aldığım gravürün geri getirdim.
I brought you a new print to replace the one that I took.
- Bütün telefonları aldınız mı?
- What crime? - You got all the phones?
Neden kahvaltımı aldın?
Why has she taken my breakfast?
Her şeyi aldın mı?
You got everything?
Evsiz adamın nerede uyduğuna aldırmadan üç gece önce saat on sularında sokağınızda kaçan birini gördüğünü söyledi.
Regardless of where the homeless man sleeps, he says he saw a man racing down your alley three nights ago, around 10 : 00 P.M.
Burada, bu durumdaysak, onların burayı yönetme şekilleri yüzündendir ve artık sorumluluğu ele aldığımıza göre biz daha iyisini yapacağız.
We're here, in this situation,'cause of how they been running this place, and now that we in charge, we gonna do better.
Bana kart mı aldınız?
You got me a card?
Kendimi gözaltına aldırdım.
All right, I got myself arrested.
Aldın mı?
- Did you get it?
Hedef aldığı sadece ben değilim.
And I'm not the only one he's targeting.
Yemek kitabımı mı aldın?
Do you have my cookbook?
Kaşlarımı aldırdım.
I got them shaped.
Öyle mi? Ama ben Caputo'nun sikini ağzına aldığından eminim.
'Cause I'm pretty clear about Caputo's dick in your mouth.
Belki şimdiye kadar aldıklarımız yanımıza kâr kalır.
We were thinking maybe we can still walk away with what we got so far.
Roma'dan aldığım kayıtlara göre ailesine ait bir mülk var.
Records I got from Rome indicate that there's an estate property held by the family trust.
Tatil olduğu için ağırdan mı aldınız?
Your team take it easy because it's a holiday?
- Önce yerlerimizi aldığımıza emin...
- Hey, make sure we're in position before...