Alırım translate English
27,548 parallel translation
O hâlde ekibe Waverly'yi alırım.
Then I recruit Waverly.
Beni cehenneme geri gönderebilecek tek silah elinde olabilir ama yanıma kız kardeşini de alırım geri zekâlı, deli sürtük!
True, you may have the one gun that could bring me back to hell, but I'm gonna take your baby sister with me, - you stupid, crazy bitch!
Sen ve oğullarım için bir ev alırım.
I'll buy a house for you and my boys.
Yarın sabah seni 5'te alırım.
I'll pick you up tomorrow morning, 5 a.m.
- Yarın sabah seni alırım.
I'll pick you up tomorrow morning.
Yarın sabah seni alırım.
I'll pick you up tomorrow morning.
Ben 5 yıl alırım.
I get five years.
Her yıl gizli hayranımdan bir kutu çikolata alırım.
Every year I get the same box of chocolates from a secret admirer.
Yukarıyı ve bodrumu sen al, ana katı ben alırım.
You take the upstairs and the basement, I'll cover the main floor.
Sonra bilgi alırım.
We can debrief later.
Yarın seni evden alırım.
I'll pick you up at your house tomorrow.
Kendi kızağımı alırım.
I'm taking my own sled.
Eğer herkes bu kitabı alıp okursa ben işsiz kalırım diye düşündüm.
I thought if all the people that bought this book and actually read it, I'm gonna be out of a job.
Genelde kalbin benim olması için kesip alırım.
I usually have to cut the heart out to possess it.
Ben çantaları alırım.
I'll get the bags.
Şikayetinizi alırım.
I will register your complaint.
Onu ben alırım.
I'll... Yeah, I'll just take that.
Brachman Laboratuvarlarının hayvan deneyleriyle ilgili bir kamu davasını seve seve göze alırım.
Well, I welcome a very public trial on the merits of Brachman Lab animal experimentation.
- Yarın alırım.
I will tomorrow. Sue!
- Ben alırım, ben alırım.
I got it. I got it.
- Ben George'u alırım.
- No, no, no. - I'll take George.
Marsha hakkını alır. İşler iyiyse ben de hakkımı alırım.
Marsha here gets a cut when business is good, I get my cut.
Sulu balondaysa çatıdan atlar arabana nişan alırım.
Water balloons, I will jump off the roof and aim for your car.
Ve kredi kartlarımızı da tekrar açtıracağımız için belki de yeni bir elbise de alırım.
And since we're unfreezing our credit card, maybe I'll get a new dress too.
- Pes etmektense ölmeyi göze alırım.
I'll die before I give in.
Bir takım hangarı güven altına alır, diğerleri de köprüye saldırır.
One team secures the hangar, the other storms the bridge.
Tepeye tırmandığımızda onu alırız.
We'll get it when we reach the top.
Bu durum nasıl çalışır ; birçok ilçede kar amacı güden şirketlere gitmeleri için koruyucu bakım sözleşmelerinin belirli ve sınırlı sayıda olmalarına izin verilir, Arbiter gibi şirketler nasıl oluyorsa kar amacı gütmeyen şirketler kuruyorlar ve sözleşmeleri alıyor, sonra kar amacı gütmeyen bu şirketler Arbitor gibi şirketleri kiralıyor, çocukları yerleştirme ve bakımı bu şirket yapıyor ve parayıda onlar alıyor.
How it works is is most counties will only allow for a certain limited number of foster care contracts to go to for-profit companies, so how a company like Arbiter gets around it is that they create non-profit companies who get the contracts
Bu sayıyı da alırsam kazanırım.
Next point of mine, I win.
Yakınlarda ağır yağmala olduğuna dair bazı raporlar alıyorum.
I'm getting reports of some heavy looting in the vicinity here.
Hayır, rehin falan alınmadım.
No, it's not a hostage situation.
Alışverişe hazırım.
I'm ready to do some shopping.
Alım görüşmesi bizim tedavimizin mihenk taşıdır yani bu bir sınav değil.
The intake interview is the cornerstone of our treatment, so this isn't a test.
Seni alırım.
I'll pick you up.
Tamam, kullanışlı parmak izi alır mıyım bilemiyorum.
Okay, I have no idea if we're gonna get any useable fingerprints ;
- İki tane alır mısın?
Make it two?
- Çay alır mısın Dylan?
- Tea, Dylan?
Annemin filme girmeden aldığı patlamış mısır için bunu alıyorum.
Oh, this is for the popcorn my mom bought before the movie.
Genel bir görünüşü var kesin ona benzeyen birini patlamış mısır alırken görmüşsündür.
Uh, uh, she's very generic-looking, so you definitely saw someone who looks like her buying popcorn.
Eğer iyice delirirsek bol tereyağlı patlamış mısır da alırız.
And if we're feeling really crazy we could order popcorn with extra butter.
Sana Al'in kitabını bırakırım.
I'll leave you Al's book.
Ben bir aspirin alıp, biraz uzansam iyi olacak sanırım.
You know, I think I need to lie down for a minute, take an aspirin.
İhtiyacımız olan her şeyi alırız.
We'll have all we need.
- Bir bardak alır mısınız Bay Denning? - Teşekkürler Simon.
- You'll take a cup, Mr Denning?
- Bir şey alır mıydınız?
Can I get you anything?
Ancak olur da inanmazlarsa bebeği sen alır mısın?
But... in case they don't believe me, would... would you mind taking the baby?
Fikir vermesi açısından söylüyorum... Ortalama bir yazılımda kodu açıp incelememiz dakikalarımızı alır.
And just to give you some context, we can go through and understand every line of code for the average threat in minutes.
Vatandaşlarımızı yok etmekle,... tehdit eden ülke başkanlarını,... oldukça ciddiye alırız.
We are taking very seriously leaders of countries who call to the destruction and annihilation of our people.
Bu konudaki uluslararası hukuk belli bir yöntemle ele alınır,... ve bu yönteme göre bir devlet çıkıp "Ben bunu yaptım ve sebebi de bu" demelidir.
International law in this area is written by custom, and customary law requires a nation to say, this is what we did and this is why we did it.
Yanına yiyecek alır mısınız?
You want food with that?
Kahvaltılık martini alır mısınız?
Breakfast martinis, children?