Alışa translate English
608 parallel translation
Zaten kısa sürede alışacaksın.
Not after the first time, anyway.
- Güverteyi emniyete alıp dalışa hazırlanın.
- Secure the deck. Go ahead and dive.
Alın, vakit çok kısa.
Take it.
Kısa bir süre sonra Serge ile beraber Şehitler sokağı gibi can alıcı bir ismi olan yerde boş bir kafede oturuyorduk.
A bit later... Serge and I were sitting in an empty café... on the rue des Martyrs, a fateful name.
Çok yakında evlenicek olan kızkardeşim Encarnacion ve Antonio Lopez'e... kısa zamanda yeni bir yer alıcaz.
The marriage of my sister Encarnación to Antonio Lopez... which will take place as soon as possible.
Sana söz veriyorum, bunu göze alırsan kısa sürede her şeyin düzeldiğini göreceksin.
I promise you that if you will take heart for it you will find so quickly that it's all amounted to nothing.
Onu kısa bir zamanda önce ödünç alıp bu gece de geri getirmedin değil mi?
You haven't borrowed it lately? You didn't just bring it back tonight?
Joe, alınmanı istemem ama benim yatacak kısa bir sürem kaldı ve...
Joe, I don't want you to get sore, but, well, I've only got a short stretch left to do, and...
Hadi al, atın yarışa girmesini istiyorsun, değil mi?
Go ahead, you want the horse back in the race, don't you?
Altı aydan kısa bir süre içinde, iyi durumunuz ve alın terinizle, sarı çizgili pantalonları giyiyor olacaksınız.
Why, in less than six months, with good behaviour and hard work, you'll be wearing yellow stripes on your breeches.
Uzun çöpü çeken Katie'yi, kısa çöpü çeken ise Calam'ı alır.
The long straw gets Katie, and the loser takes Calam.
"Kısa keseceğim çünkü iki dakika... sonra demir alıyoruz."
"This will be short and sweet... "... as we're shoving off in about two minutes. "
Ve esen gece rüzgarı küçük gemimizi bu güzel kıyıdan alıp götürüyor. Gözlerimizi yavaşça televizyon reklamlarının çekiciliğine çeviriyoruz ve sponsorumuzun coşkulu namelerle verdiği mesajı dinliyoruz kısa bir aradan sonra görüşmek üzere.
And as the night breeze carries our little craft away... from these beautiful wooded shores... we slowly turn our eyes back to the charms of television advertising... and the lyrical chant of our sponsor's message... after which I'll float back.
Gün gelecek kısa devre bir alıcı yapacağım.
One day, I'II make a short-wave receiver.
Ortama alışmışa benziyorsun.
Well, I see you've been initiated.
Enseyi kısa istiyor ve kulak üstlerini biraz al.
A bit shorter and the ears like always.
Her yere. Kısa tur paketi satın alırız.
Buy the travel tickets to go anywhere.
Anne, rica etsem mümkün olan en kısa zamanda harita raporunu alır mısın?
Anne, be a darling, will you and get your plot report in as soon as possible.
Bazı delegelerimizin yoğun isteği ve konuklarımız Kanamitlerin rızasıyla bu testler kayda alındı ve montajla kısa bir filme dönüştü. Şimdi onları izleyebilirsiniz.
At the request of several delegates and with the full consent of our guests, the kanamits, these tests were filmed, cut together into one short film and you can watch them now.
Görkemli bir yemek yiyeceğim, tabii her şey bu şişmanlatmayan ayçiçeği yağında pişecek. Yemekten sonra birkaç içki alıp kısa bir yürüyüş yapacağım sonra son sahneyi izlemek için arkadaşımla buluşacağım...
I shall have a glorious lunch, everything to be cooked, of course, in this remarkable non-fattening safflower oil, and eventually, having followed my luncheon with several digestifs and a short walk, rejoin my friend tonight for the climax of his adventures at...
Kısa insan hayatımda, sevgi dolu büyüdüm. Tüm o alışkanlıklar...
I grew quite fond of my little human life, all those rituals.
Şimdi babanın nasıl kısa süre içinde eşini ve kız kardeşini alıp Madrid'e bir gezi düzenlediğini anlat bize.
Now tell me how soon after your father set out on the trip to Madrid, taking his wife and her sister along.
Sicilya düştükten sonra, bizimkiler tüm İtalya'yı kısa zamanda kolayca alırlar.
With SiciIy gone, our guys will come through italy like shoe polish through a tin horn.
Güçlü teknelerin yerine erişmek için otomobil borç alıyor yapmak gerekli kısa zaman için yalnız, bayım.
To reach place of power motorboat, it is necessary to make borrowings of automobile for short time only, sir.
Aynı zamanda kocam olan Profesör, sizi kısa bir süreliğine alıkoyacağı için özürlerini iletmemi istedi.
'My husband, the Professor,'has asked me to convey his apologies for detaining you for a moment.
Kalbi daha hızlı atar, kısa kısa nefes alır ve soğuk terler.
Heart beats faster, breath gets short, and has cold sweats.
Kokusuna kısa sürede alışırsın.
You'll get used to the smell before you know it.
Dört bir yandan atışa alırsak, orada kalır.
If we fire from four different places, he will stay there.
Bu kadar kısa zamanda bu riski nasıl alırsın...
Are you mad? Making me take risks just before your release!
O zaman umarım acele eder ve en kısa zamanda alır ki geceleri yatağıma kavuşayım.
I wish to God he'd hurry up and get it so's I could have a bed for the night.
Kısa zaman içinde haber alırız.
It can't just have disappeared.
Midillilere kısa zamanda alıcı bulursunuz.
You'll find a buyer for those ponies very soon.
Kısa süreler için 5 sterlin alırdım.
I used to take five quid for a short time.
En kısa zamanda bir kadeh şarap al kendine.
Have a glass of wine as soon as you can.
Işık saniyede 300 bin kilometre hızla yol alır ekvatorun çevresini bir saniyeden kısa sürede kat eder.
Light travels at 186,390 mps... Less than 1 second to go around the equator.
En baştan beri yanında yer alan SA lideri Ernst Röhm 30 Haziran 1934'de gözaltına alınarak infaz edildi.
The head of the SA was one of its old comrades, Ernst Röhm. In 30 of June of 1934 Röhm was imprisoned. . and died.
Akabinde, yüzü aşkın SA yöneticisi de yataklarından alınıp kurşuna dizildiler.
The commanders of the SA. e more than one hundred others they had been removed of its beds e also died.
Bay Kainz belirtir ki, arkadaş oldukları kısa süre içinde. Majeste Kral tarafından ona günlük olarak yazılmış olan mektuplar ondan alınmıştır.
Mr Kainz declared that the letters written to him by His Majesty the King almost daily during the brief period of their friendship, were stolen from him.
Bana Suriye'den elma Amman'dan şeftali, Halep'ten yasemin Mısır'dan limon kuru üzüm, mersin, papatya nar, beyaz güller minik tatlılar, hindistan cevizli halka kurabiyeler, şekerler kısa pastalar, puf pastalar şeker ve tütsü kehribar, misk ve bal mumu al.
Give me apples from Syria, peaches from Amman, jasmine from Aleppo, lemons from Egypt, sultanas, myrtle, camomile, pomegranates, white roses, little pastries, nutmeg ring cakes, sweets, short pastry, puff pastry, sugar and incense, amber, musk and candle wax.
Oyun bitti, Bill, Seni kısa saçlarınla alıcaklar.
It's all over, Bill, they got you by the short hairs.
Kısa süre sonra, Sonja bana alıştı.
Soon Sonja got more used to me.
Uçağa alındığı anda kalkışa geç.
As soon as it climbed on board off
Vücut belirli ağırlıklarda dokuz, on, onbir oniki kaldırışa alışık olmayabilir.
The body that isn't used to maybe the ninth, tenth... eleventh, and twelfth rep with a certain weight.
Elinore ve Weehawk uyurken Avatar, Scortch'a nasıl... en kısa yoldan gidebilecekleri konusunda Peace'den fikir alıyordu.
Elinore and Weehawk slept as Avatar counseled with Peace... on the quickest route to Scortch.
Komutan, kısa menzil sinyalleri alıyoruz.
Commander, short-range beacon indicates
Başarısızlıklarıma zaten alışkınsın... Birbirimizi kısa bir süredir tanıyoruz.
Already you are becoming used to my failures and we've only known each other such a short time.
Bu duş alıp giyinmek için çok kısa bir süre!
That's hardly time to wash and dress!
- Ona kısa bir at al. Hey, Hallie!
Hey, Hallie!
Kısa bir süre önce babamın sağ olduğu haberini alınca, ki zaten buna olan inancımı hiç yitirmemiştim, onu aramak için buralardan geçerken kaderin hoş bir tesadüfü olarak güzel Elise'le tanıştım.
Lately I heard that my father is not dead. Passing this way to go and find him out, an accident, arranged by heaven brought to my sight the charming Élise.
Şu anda, bazı kısa dalga yayınları alıyoruz... Kesinlikle manüel şeyler ve güçleri de çok düşük.
Now, we do have some low-band transmissions... strictly manual stuff with very low power.
Hepiniz silahlarınızı otomatikten, tek atışa alın.
All of you switch your guns over from automatic to single-fire.