Alışırsın translate English
1,865 parallel translation
Alışırsın.
You'll get used to it.
Zamanla alışırsın ona.
You'll learn his ways.
Alışırsın, merak etme.
You'll get used to it!
Ama sonra alışırsın. Egzersiz yapmaya benzer.
But you get used to it, it becomes an exercise.
Buna hemen alışırsınız.
You get used to that in no time.
Alışırsın.
You get used to it.
Şimdi bana öyle geliyor ki, bir şeyi ne kadar çok yaparsan o kadar alışırsın ve seni daha az stresli yapar.
- Now, it seems to me that the more you do something, the more used to it you get, the less stressful it should become.
Sen de alışırsın.
Aang : Don't worry.
Bir süre sonra alışırsın!
You'll get it after a while!
Ona alışırsınız.
You'll get used to it.
Sen de bir süre sonra acı ile yaşamaya alışırsın.
And you get used to coexisting with the pain, with the absence.
Eminim alışırsınız.
I'm sure you'll be fine.
Kokuya alışırsın.
And you get used with the smell.
Umarım sen de buna alışırsın.
I'm hoping maybe you'll get used to it too.
- Alışırsın.
You get used to it.
O kadar da kötü değil. Alışırsın. Kuşlar kafana konar.
It's not so bad once you get used to birds flying into your head and automatic doors never opening.
Ve birsüre sonra kıçını silmeye alışırsın.
And after a while you'll get used to wiping his bum.
- Alışırsın yavaş yavaş.
Today's my eighth day.
Kraliyet yetiştirme tarzının seni bu çorak kayalıkta yaşamaya hazırladığını sanmıyorum ama zamanla alışırsın, benim gibi.
I'm afraid a royal upbringing will not have prepared you for life on this barren rock. But in time you'll get used to it as I did.
Başta biraz bunaltır ama zamanla alışırsınız.
It can be a bit overwhelming at first... but you'll get used to it.
Karanlık olduğunu biliyorum, ancak alışırsın.
I know it's dark, but you'll get used to it.
Annen mutlu olur, sen de nefes alırsın.
Then your mom's happy and you can exhale.
Hedef alırsın.
It's aimed at their GP.
Herşeyi alırsın ama aslında hiçbişey yoktur gibi
Yes It's like a poker game, right? Pretending to have a good hand. Do not offer anything and people think you have something.
Birşeyleri burada tutmaktan zevk alırsın, çarpmış bi kamyonetin içindelerdi.
You liked to keep a few things in here in case it hit the fan.
Hiçbir şeyi olmayan adama ne alırsın?
What do you get for the man who's about to have nothing?
Sevgili nişanlımdan nasıl bir ısırık alırsın, anlayamıyorum.
I don't know. Taking a bite out of my lovely fiancée.
"Ne görüyorsan onu alırsın." olmadı hiçbir zaman.
It's never "what you see is what you get."
Küçük bir defter alırsın pulları oraya yapıştırırsın sıraya dizersin.
You get a little book, you put on the stamps in there, you line them all up.
Biraz gürültülü ama alışırsınız.
It can be a bit loud, but you'll get used to it.
Belki geldiğinde de oğlum Küçük Jeff için birkaç tane patlamış mısır çeşnisi alırsın.
Maybe when you come back, you can buy some assorted popcorn from my son, Jeff Jr., over here.
- Eğer bu büyük bir olaysa ve sen onu bize verirsen, istediğin şeyi alırsın.
- What is it? - If it's big and you give it to us,
Başka bir şey gerekirse, ödünç alırsın.
Anything else you need, you just borrow it, that's all.
Bu normal, biraz tadını alırsın.
That's normal, you get a taste in the mouth almost immediately.
Onu hurdalıktan 5 $ a alırsın.
Let's never see each other again.
Umarım evlenme, mısır gevreği alma ve almak isteyip de alamadığınız bütün hakları alırsınız çünkü bence eşcinsel hayranlar en iyi hayran tiplerinden.
I hope you get the right to get married and buy cereal. And whatever you're being denied, I hope you get it. 'Cause I think gay fans are some of the best fans to have.
Çok kolay. Sadece nişan alırsın ve ateş edersin.
It's easy, you just aim them and shoot.
Bu Kübalının bir günlük ölü sayısı araba hırsızlığı sayımızı yarı yarıya indirecek yani bu herifin gözaltına alınmasını ya da uçağa bindirilip Miami'ye gönderilmesini istiyorum.
This Cuban's one-day body count's gonna cut our car-theft numbers in half. But I want him in custody or on a plane back to Miami.
Mide bulantın varsa, bulantı hapı alırsın.
You're nauseous, there's a bottle of antiemetics.
Bob, sıradakini alırsın.
Bob, you get the next one.
Teori vardır, karesini alırsınız ve evrenbilim ortaya çıkar.
There's speculation, speculation squared, and cosmology.
Çünkü lider tarafından demokratik olarak elendiğin vakit despot kararlar alırsın.Gidelim.
Because when you're democratically elected team leader, you get to make autocratic decisions. Let's go.
Alışırsın, merak etme.
You get used to it.
Kamerayı al.Işığını kullanırsın.
Take the camera. There's a light on the camera.
Zamanla alışırsın.
It's an adjustment.
Aynı bir otel gibi ; girerken bıraktıklarını çıkarken geri alırsın.
It's like a hotel ; you get back what you checked in.
Kardeşimin nakledilmesinden sonra paraları alırsınız. Daha önce değil.
After my brother's moved, you'll get your coins, and not before.
Bir sarı kart daha alırsan, oyun dışı kalırsın.
One more yellow card, and you're out.
Net nakit akışınızın yüzde bir veya ikisini vererek bir kolluk, bileklik veya kurdele gibi şeyler alırsınız. Ama bu bir işe yaramaz.
You give one, maybe two percent of your net cash and you get an armband, or a ribbon or whatever.
Hey, Sidney, ne kadar zamanda duş alırsın?
Hey, Sidney, when's the last time you took a shower?
Paramı aldığımda evin yarısını alırsın.
I said when I get the money you could have my half of the house.