English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Amiş

Amiş translate English

249 parallel translation
Bu hittaylar kimin nesi? Amiş tarikatı falan mı yoksa?
Who are these Hittites anyway, Amish or what?
Amiş der ki, biz toprakları atalarımızdan miras almıyoruz... sadece çocuklarımızdan ödünç alıyoruz.
The Amish say we don't inherit the land from our ancestors, we only borrow it from our children.
- Amiş.
- Whatever-ish!
Böyle ellerimizle çalışmak bana Amiş'lerin şanlı ambar yapma geleneğini hatırlattı.
Working with our hands like this, I'm reminded of that glorious tradition of the Amish barn raising.
Amiş dostların nerede şimdi?
- Nothing. Where are your Amish friends now?
Bu, şey, yeni Amiş kıyafeti mi?
Is that the new, uh, Amish wear?
- Bir Amiş çocuğunu mu keseceksin?
- Cut an Amish kid? - I'll cut you, bitch.
- Ne? Amiş çocuğunu da al.
Put the Amish kid in.
Dondurmamla seninle alay ediyorum Amiş adam.
I mock you with my ice cream, Amish guy.
Dostlarım, bunu bir denemelisiniz.
Mes amis, you should have such a meal.
Arkadaşlarım...
Mes amis...
"Bar des Amis" e gitti.
She went into the "Bar des Amis."
"Bar des Amis" de.
At the "Bar des Amis" Getting hammered.
Arkadaşım.
Enfin un amis.
İçinizden şüpheli bulmakta zorlanmadığımı söylemeliyim.
You see, mes amis, it is not as though there were any lack of suspects among you.
Kırmızı mürekkepti... Silahla şalın yanında bulduğumuz bu mendille kaçınılmaz bir bağı vardı.
Mes amis, it was red ink, which formed an inevitable link with this handkerchief which we found together with the gun wrapped up in the stole.
Hepsi bu.
Voila, mes amis. That is all.
Şimdi şu sahneyi hayal edin dostlarım. Karanlık mağara, Madam Arlena yavaş yavaş kendine geliyor.
Picture to yourself the scene, mes amis.
Hayır dostlarım. O yalnız yürüyüşçü Madam Christine Redfern'den... başkası değildi.
No, mes amis, the lonely hiker was none other than Madame Christine Redfern.
Paris'ten "les amis du peuple" ( halkın dostları ) gazetesi geldi!
The'friend op the people has arrived from Paris!
Sevgili arkadaşlar, bu gece Şehir Işıkları Şafağın Gözleri'ne veda etmek zorunda.
Mes cheres amis. tonight the City of Light must bid farewell to the Eye of the Dawn.
... sevgili dostlarım...
Mes chers amis...
Bir randevumuz var.
A rendezvous, mes amis.
Korkarım kötü şans dostum.
Bad luck, I'm afraid, mes amis.
Ama görünenden fazlası vardı, dostlarım.
But, mes amis, there is more to it than that.
Çünkü dostlarım,... ben kuvvetli gözlük takan, görüşü normal bir adam karşısında duruyordum.
Because, mes amis, I was in the company of a man with normal eyesight wearing powerful glasses.
Dostlarım, Poirot onları bulana kadar orada kaldılar.
And there, mes amis, it was the letter, up to having being found by Poirot.
- Hadi, mes amis.
- Come on, mes amis.
Mes amis, j'ai faim.
Mes amis, j'ai faim?
Çok dikkatli olmalıyız, zira yanılmıyorsam, mes amis, ( arkadaşlarım, ) ucuna zehir sürülmüş.
We must be very careful, because unless I am very much mistaken, mes amis, the end is coated with poison.
Ama dikkatli olun çünkü yardımınız olsun ya da olmasın, ölümündeki gizemi açığa çıkaracağım.
Very well, I am going to execute. But when it took care, mes amis, because while doing it, with or without your help,
Tanrim, bir Sentinel!
Mes amis, a Sentinel!
- Amis adında, savaş sırasında derin uzay dinleme görevine katılmış birini tutukladım.
I arrested a Lurker named Amis who was stationed... on a deep-space listening post during the war.
Amis, tüm bölüğü öldüren şeyin Kopernik'le buraya geldiğini söylüyor.
Amis thinks what wiped out his post came here on the Copernicus.
Amis'in görev yaptığı aya, çekiminden etkilenecek kadar yaklaşmış.
It passed within the gravitational pull of the same moon that Amis was stationed on.
Amis!
Amis!
Amis'in kafası bulanık olabilir ama emin olduğu bir tek şey var.
Amis may not be sure of much, but he is sure of one thing :
Amis?
Amis?
Amis!
- Amis!
- Amis, hayır!
- Amis, no!
Amis, çekil aradan!
Amis, get clear!
İşini bitirdik, Amis.
We got it, Amis.
Evet cinayetten bahsediyorum, mes amis.
We're talking murder, mes amis.
Saat onikiyi vurunca, halk kralını selamladığında, atlı polisler bizi kovalamaya başladığında..
When the clock strikes midnight, when good ol'Comus greets Rex, when the police on their horses come to sweep us out of the Quarter, it, mes amis, is histoire.
Büyük Perhiz yarın başlıyor, mes amis, ve ben, caymak için lezzetli bir şeyler istiyorum.
Lent starts tomorrow, mes amis, and me, I want somethin'tasty to give up.
Merhaba, dostlarım.
Bonsoir, mes amis.
Dostlarım, yasaları ve nasıl avantajımıza kullanılacaklarını iyi bilirim.
Mes amis, I know well the law and how it must be used in your advantage.
Benim kanımca, dostlarım Emily'nin sürekli yanında taşıdığı bu kutuya konulan bir karaciğer hapı.
I suggest, mes amis, in a liver capsule, that was placed in this box that was always by the side of Emily Arundel.
Amiş olduğun için direnemezsin.
You can't fight back cos you're Amish.
Hoşçakal, dostum.
Au revoir, mes amis.
Güle güle, dostlarım.
Au revoir, mes amis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]