Anouk translate English

- Sağ ol, Anouk.

Thank you, anouk.

Anouk.

Anouk.

Anouk!

Anouk!

Bu Anouk'un en sevdiği öyküydü.

It was Anouk's favorite story. It was Anouk's favorite story.

- Yavaş ol, Anouk.

- Slow down, Anouk.

Anouk, bunu yapmamalısın.

Anouk, don't do that.

Anouk, yapma lütfen.

Anouk, don't do that, please.

Anouk.

Anouk. Anouk.

Anouk nasıl?

How's Anouk?

Anouk bu konuda ne düşünüyor?

How does Anouk feel about it?

Her neyse, bu filmi Truffaut ve Anouk Aimée ile çekiyorduk. ve Anouk'un sevgilisiyle şu meşhur sahneyi çekecektim ve Anouk da o gün setteydi.

Anyway, I was shooting this story with Truffaut and Anouk Aimée, and I had this big scene with her lover in the film, and of course that day Anouk shows up on the set.

Sahneden sonra Truffaut Anouk'a döndü ve : "İşte aynen böyle oynamalısın dedi."

And at the end of the take, Truffaut turns to Anouk and says, "Zat is ze way you should act."

Anouk?

Anouk?

Anouk, bana zaman ayırdığın için sağol.

Hey, listen, Anouk, thanks for making time for me.

Anouk, bana yapmaya çalıştıkları şey yanlış ve sen de bunu biliyorsun.

Anouk, what they're trying to do to me is just wrong, and you know it.

Burada ırak mercekle çekilen Anouk Aimee'ye bakın. Kendi görsel dünyasında, 20'lerin Garbo'su gibi süzülüyor.

Here, filmed with a long lens, Anouk Aimée floated in her own visual world, like Garbo in the 1920s.

Anouk'la beraber alışverişe gittik.

I went shopping with Anouk.

Kız kardeşi hasta olduğuna annesiyle evde kaldı.

Her sister Anouk is sick at home. With their mother.

Annem Anouk'un doğum gününe kimin geleceğini sordu.

Mom asked who's coming to who for Anouk's birthday.

Anouk'un ailesi burada.

The parents of Anouk are here.

Anouk geçen hafta bir kaza geçirdiğini söyledi.

Anouk told us that you had an accident last week.

- Anouk.

- Anouk.

Anouk attı.

Anouk did.

Anouk, ona söylediğim tek şey ;

Anouk, the only thing I said to him is,

Ondan gerçekten hoşlanıyorum.

( Anouk ) I really like him.

O malum gün Anouk kendi kendine hiçbir şeyin sevdiği insanlarla birlikte olmaktan daha keyifli olamayacağını düşünmüştü.

( Male narrator ) On the day in question, Anouk told herself that nothing could be more pleasant than being with the people she loved.

Bunun nasıl olduğunu sen nereden bileceksin, Anouk?

( Rosie ) And you know this how, Anouk?

Rosie... Aisha, bitirmeme izin ver.

Rosie... ( Anouk ) Aisha, let me finish.

Anouk, bu haftaki bölüme bayıldım.

Anouk, loved the show this week.

- Selam, Anouk.

Hey, Anouk.

Neden e-postalarıma hiç cevap vermiyorsun?

( Anouk ) Why do you never answer my emails?

Anouk geldi!

Anouk's here!

Bu, Anouk'un ihtiyacı olan son şey.

Oh, that's the last thing Anouk needs.

Keşke Anouk'un ilk oyununu izleseydin.

I wish you had seen Anouk's first play when she still did that.

Anne, lütfen.

( Anouk ) Oh, Mom, please.

- Anouk, yapma.

- Oh, Anouk, come on.

Anouk, sen benim canım arkadaşımsın eğer ofisime geldiysen, eğer hastamsan sana bazı sorular sormam gerekiyor.

Oh, Anouk, you're my dearest friend, but when you're in my office, you're my patient, and I need to ask you certain questions.

Anouk, kimse bilmiyor.

Anouk, nobody does.

Büyük ihtimalle ihtiras dolu bir ilişki yaşıyor.

( Anouk ) It is quite possible he is having a torrid affair.

Yani Anouk kurallara uyacak, özellikle de şu konuda...

So Anouk is to be obeyed to the letter Especially when it comes to... - No chocolate.

Kendim gibi görünmem lazım, Anouk.

I have to look like me, Anouk.

Bu aptal bir televizyon programı değil, Anouk.

This is not a stupid TV show, Anouk.

Mahkeme sona erince ne yapacaksın? Hugo okula gidince gerçek hayat yine mi başlayacak?

( Anouk ) What are you gonna do when the trial is over, and Hugo goes to school, and real life starts to back up again?

Korkunç, değil mi?

Formidable, right? ( Anouk ) Mm.

Rosie Anouk'un evinde kaldığını söyledi.

Rosie told me you're staying at Anouk's.

- Anouk, amcana teşekkür et.

- Anouk, thank enoasi.

Oyunun kuralları böyle, Anouk.

Rules of the game are what they are.

Anouk, Boris'in numarasını verdi.

Anouk gave Boris number.

Anouk, ben Myosotis.

Anouk, Myosotis here.

Anouk ve Myosotis seni bekliyorlar.

Anouk and Myosotis waiting for you.

Ve bu da Anouk.

And this is my Anouk.