English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Anımsıyorum

Anımsıyorum translate English

470 parallel translation
Seni çok iyi anımsıyorum.
I remember you very well.
- Sizi anımsıyorum delikanlı.
- Oh, I remember you, young man.
- Oh evet, ancak bir tek önemli şey anımsıyorum.
Oh yes, I remember just one important thing. What?
Evet, onu anımsıyorum.
Yes, I remember him.
Ebette, sizi iyi anımsıyorum. Ben...
Of course, I remember you well.
Evet, kesinlikle ve Theopolus Kirby'yi de anımsıyorum.
Yes, indeed I do and I remember Theopolus Kirby too.
İstasyona geldiğimizde, şöyle düşündüğümü anımsıyorum :
As we walked through the station, I remember thinking...
Tabii sizi anımsıyorum, Bayan Courtney.
Why of course I remember you, Mrs. Courtney.
Şimdi anımsıyorum.
I remember now.
Anımsıyorum.
Remembering.
Yanıp sönen ışıkları ve çizmeleriyle koşturan adamları anımsıyorum.
I remember flashes... And boots runnin'.
Anımsıyorum, çünkü karımın yapacağı pasta için ceviz kabuklarını ayıklamasına yardım ediyordum.
I remember because I was helping her shell walnuts for a cake she was making.
Bunu anımsıyorum, çünkü bana hurma çekirdeklerini ayıklamakta yardım ediyordu. "
I remember because he was helping me pit dates for a cake. "
Gözlerini daha önceden görmüştüm diye anımsıyorum.
I felt as though I'd seen your eyes somewhere before.
Bu cümleyi daha farklı anımsıyorum.
I remember phrasing it differently.
Dün gece onu kilitlediğimi kesinlikle anımsıyorum.
I distinctly remember locking it last night.
O sırada oldukça iyi bir fikir olduğunu düşündüğünü anımsıyorum.
I remember you thought it was a pretty good idea at the time.
Jonathan'ın bana söylediği her şeyi anımsıyorum.
Everything Jonathan ever told me I remember.
Şunu ne zaman kazandığını anımsıyorum.
I remember when we won this one.
Aynı sözleri söylediği anı anımsıyorum.
I remember when he said the same words.
Zamanını anımsıyorum.
I remember when it was.
Fakat pek uzun olmayan bir süre önce tenis kortunda en azından dört setten üçünde seni alabileceğim bir anı anımsıyorum.
But I can remember a time not too long ago when I could take you at least three out of four sets on the tennis court.
Hayır, hayır, hayır, hepsini anımsıyorum.
No, no, no, I remember it all.
Kesinkes anımsıyorum çümkü Mrs. Blanchard'ın elinde idi, ona hayran hayran bakıyordu.
I remember distinctly because Mrs. Blanchard had it in her hand, admiring it.
Evet, anımsıyorum.
Yes, I remember.
Anımsıyorum.
I remember.
Görünüşe göre, sen ve karımın beni kendi başıma yaşamaya ve ölmeye terk etmeye hazır olduklarını anımsıyorum.
I seem to remember you and my wife were ready to leave me to live and die by myself.
Mevcut süitinizle ilgili rahatsızlığınızı anımsıyorum?
Remember the trouble we had with your present suite?
Tabi, anımsıyorum.
Sure, I remember.
Anımsıyorum çünkü ona Kontun dışarıda olduğunu söylediğimde, bana tuhaf tuhaf baktı ve dedi ki, "içeride, tamam, sadece beni görmekten korkuyor."
I remember because when I told him the Count was out, he gave me a funny look and said, "He's in, all right, he's just afraid to see me."
Ben... sanki ben senin yüzünü bir yerlerden anımsıyorum.
I... I seem to know your face from somewhere.
Gülen yüzünü anımsıyorum.
I remember his laughing face.
Onun paketlediğini anımsıyorum, fakat...
I remember seeing you pack it, but...
Şimdi, herşeyi anımsıyorum.
Now, I remember everything.
Sadece anımsıyorum, Richard.
I'm just remembering, Richard.
Saldırgan olmadığını düşüncelerinin sana uyacak kadar büyük olmadığını söylediğini anımsıyorum.
I remember you said that he wasn't aggressive and that his ideas weren't big enough to suit you.
Onu cebine itiştirdiğini anımsıyorum.
I remember stuffing it in the pocket.
Aynı yorumu yaptığımı anımsıyorum.
I recall making that same remark.
Ansızın bir şeyler anımsıyorum.
I suddenly feel reminiscent.
Bir kadın vardı, anımsıyorum.
There was a woman, I remember.
Golf alanı olduğu zamanı anımsıyorum.
I remember when it was a golf course.
Bir keresinde güzel bir parti verildiğini anımsıyorum.
I remember such a beautiful party once.
Az biraz anımsıyorum.
- I remember... faintly.
Şimdi nakdinin çoğunun arttırmaya gittiğini söylediğini anımsıyorum.
I remember now you said that most of your cash had gone into the pool.
Doğru, anımsıyorum.
That's right, I remember.
Seni anımsıyorum.
I remember you.
Şey, savaş başlığına ihtiyacın olduğu gibi bir şey söylediğini anımsıyorum.
Well, I remember you said something about wanting a warhead.
Gazetelerde okuduğumu anımsıyorum.
I remember reading in the papers.
Arkadaşım Terry O'Bane'i anımsıyorum ve Othello ile Iago rollerinin yerlerini değiştirirdim geceleri dönüşümlü olarak iki hafta boyunca.
I remember my friend Terry O'Bane and I reversed the parts of Othello and lago on alternate nights for two weeks at a stretch.
Elbette anımsıyorum.
I certainly would.
- Anımsıyorum.
- I remember.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]