Ariane translate English
98 parallel translation
- Günaydın, Ariane.
- Good morning, Ariane.
- Ariane, lütfen!
- Ariane, please!
Ariane!
Ariane!
Ariane, sana o dosyalardan uzak durman binlerce kez söylendi.
Ariane, you've been told a thousand times to stay away from those files.
Ariane, benim iznim olmadan bu odaya girmeyeceksin. Ve burada toz almak da yok!
Ariane, you are not to come into this office without my permission and you are not to dust in here!
- Ariane, lütfen. Şimdi olmaz.
- Ariane, please, not now.
- Evet, Ariane?
- Yes, Ariane?
- Ne oldu, Ariane?
- What's wrong, Ariane?
Ariane, neler olduğunu bilmek benim de hakkım.
Ariane, I have a right to know what's going on.
Ariane, kim öldürülecek? Nerede?
Ariane, who's being shot?
Ariane, sen iyi misin?
Ariane, are you all right?
Hoşça kal, Ariane.
Goodbye, Ariane.
Ariane!
Ariane?
Ariane, bu senin mi?
Ariane, is this yours?
- İzin verirsen, Ariane...
- If you will pardon me, Ariane.
Ariane.
Ariane.
- Ariane!
- Ariane!
Pekala, Ariane, niye götürdün?
All right, Ariane, why did you take it?
Ariane, seninle konuşmalıyım!
Ariane, I must talk to you!
Ariane, seni ne kadar severse sevsin ben seni daha çok seviyorum.
Ariane, no matter how much he loves you, I love you more.
Ariane, son üç haftadır..... saçlarını tam olarak 17 kere yıkadığının farkında mısın?
Do you realize that in the last three weeks you have washed your hair exactly 17 times?
- Kızın adı, Ariane.
- Her name is Ariane.
- Ariane mı?
- Ariane?
Sus artık, Ariane. Sus artık.
Be quiet, Ariane, be quiet.
24 Ağustos Pazartesi..... Frank Flannagan ve Ariane Chavasse dosyası..... Cannes'daki nikah memurunun önüne çıktı.
Monday, August 24 of this year the case of Frank Flannagan and Ariane Chavasse came up before the Superior Judge in Cannes.
Ariane ağlıyor.
Ariane's crying.
Ariane'e yatak bakıyorduk.
We're getting a bed for Ariane.
- İsmi neydi? - Ariane.
What's her name?
Ariane'i sen alır mısın?
Will you take Ariane?
Gel bakalım Ariane.
Come, Ariane.
Saat 6'ya kadar gelmem, Ariane'i yıkayabilir misin? Tabii.
If I'm not back by 6 : 00, could you give Ariane a bath?
Ariane babasına, Alexandre annesine benziyor.
Ariane looks like her father. Alexandre looks like his mother.
Ariane, size ihtiyacım var.
Ariane, I need you.
- Şaka yapmıyorum, Ariane!
I'm not joking, Ariane!
Ariane, ne yapacağımı bilmiyorum.
I don't know what to do.
- Ariane, siz bir kaltaksınız.
Ariane, you're a slut.
Ariane?
Ariane?
Sen de Ariane Walter'sin.
You're Ariane Walter.
Ariane'yi seviyorum.
I love Ariane.
Lakin Ariane için bir şey yapabilirsin.
But you can do something for Ariane.
- Ariane nerede?
- Where's Ariane?
- Öyle birini tanımıyorum.
- I don't know any Ariane.
Ariane'nin nerede olduğunu söyleyeceksin!
You're gonna tell me where Ariane is!
Dövüşmek istemiyorum, ama Ariane nerede?
I don't want to fight, but where's Ariane?
Ariane Milan'a gidecek.
Ariane has to go to Milan.
Ariane, 17'sinde Petrovich gelmiyormuydu?
Ariane, isn't Petrovich coming on the 17th?
Kendine bir bak. Mavi gözlü, saf Ariane kanı taşıyan bir adam. Yani Almanya için bir reklam gibisin.
You're a walking advertisement for the Arian race.
Ariane!
Hey, Ariane!
Aynısı Ariane Mnouchkine'nin Molière hakkındaki filmi için de geçerli.
The same with Ariane Mnouchkine's film about Molière.
Hoş bulduk Ariane.
Hello, Ariane.
Merhaba Ariane.
- Ariane.