English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Arrived

Arrived translate English

13,942 parallel translation
Vardığına eminim.
No, it is confirmed that he arrived.
En son gelen ve günün sıcağında ilk çalışan.
The last who arrived and the first who worked in the heat of the day.
İki saat önce gelmiş.
Arrived a couple hours ago.
Zortof, yosun kaplı duvarı bulmak için bilgi mağarasının girişine gelmişti.
Zortof arrived at the cave of knowledge to find it walled over with moss.
Dört yorucu ayın sonunda Orson'a gelmiştik. Sevgili kardeşim bizi içtenlikle karşıladı ve iyi haber, Priscilla yaşayacakmış.
So after four grueling months, we finally arrived in Orson, and my dear brother greeted our wagon with open arms and good news - - Priscilla was going to live.
Zarf, posta damgası basılmış halde bu adrese 7 Ekim 1980'de ulaşmış ve sonra atılmış daha sonra da birisi tekrar almış ve çöp alanına göndermiş.
This arrived at this address postmarked October 7, 1980. It was then discarded and then picked up again and transported to a landfill.
Şimdi anlaşılıyor kimin geldiği.
I'm afraid it's that man that has arrived.
Gelen Genç Efendi Lin olunca kendisini saklayacak hâliyle.
If it's Lin Young Master that has arrived, it's obvious he'll hide himself away.
- Ne zaman geldiğini bilmiyorum.
- I don't know when it arrived.
Beton kamyonu saat 1 : 00 ila 2 : 00 arasında gelmişti.
The cement truck arrived sometime between 1 : 00 and 2 : 00.
Öncesinde adli tıp araçları ve köpekli arama kurtarma ekipleri olay mahalline giriş yaptılar.
And earlier, hazmat vehicles also arrived on the scene, as well as the Great Lakes K-9 Search and Rescue.
- Yeni vardılar.
Just arrived.
Geldiğinde sarı etiketlenmişti.
Yellow tag when she arrived.
Yardım geldi.
Help has arrived.
Ama balinalar varır varmaz kapelinler intihara benzer birşey yapıyorlar.
But no sooner have the whales arrived than the capelin do something apparently suicidal.
Teresa'nın aracının bulunmasının ardından polis Averylerin arazisine girdikten sonra Dedektif Jacobs'un yapığı telefon görüşmesi.
When Detective Jacobs was calling after the police have arrived at the Avery property, after Teresa's car has been found there.
Pekâlâ, Calumet Emniyetinden dedektifler geldiğinde öyle zannediyorum Teresa'nın yeri, sağlığı konusunda epey endişeliydiniz.
All right, by the time that Calumet County investigators arrived, I take it you guys were pretty concerned about Teresa's well-being, where she was.
29 Kasım'da polise o gün saat 3 : 15'te eve geldiğinizi söylediniz mi?
Did you tell the police on November 29 that you arrived home at 3 : 15?
Olay yerine saat kaç gibi vardığınızı hatırlıyor musunuz?
All right. Do you recall about what time you arrived at that scene?
Yani sizin gittiğiniz sırada olması sadece bir tesadüf?
So it was just coincidental that it happened around the time you arrived?
Aslında orada ortalığı çekip çevirmek giriş çıkış kayıtlarının tutulmasını sağlamak gibi işlerle uğraşıyordunuz.
And in fact, you were trying to shape things up a bit, make sure that logs were taken and all of that when you arrived.
Teğmen Lenk, şu an burada otururken olay yerine saat kaç civarı vardığınızı hatırlıyor musunuz?
[Kratz] As you sit here today, Lieutenant Lenk, do you recall about what time you arrived at that scene?
Sayın Savcının sorusunu yanıtlarken Avery Araba Mezarlığına saat 2'den biraz sonra...
[Strang] Now, what you testified on direct examination was that you arrived at the Avery salvage property just shortly after 2 : 00,
Saat 2 ya da 2'yi beş geçe oraya vardıysanız o zaman giriş çıkışların kayda alınmasından önce gelmiş olabilirsiniz.
If you arrived at about 2 : 00 or 2 : 05, then that may have been before anyone started keeping a log.
Averylerin arazisine o gün kaçta vardığınız konusu bu davada daha önce de gündeme geldi, değil mi?
The, uh... subject of when you arrived at the Avery property that day has come up before in this case, hasn't it?
Şimdi, eğer 6 : 30 ila 7 : 00 arası oraya vardıysanız listede neden imzanızın olmadığını açıklamak biraz zorlaşıyor, değil mi?
Now if you had arrived at 6 : 30 or 7 : 00, it would be a little hard to explain why you're not on the log signing in, wouldn't it?
Zlatan ve babası, sabaha karşı ikide Torino'daki otellerine vardılar. Zlatan, hayatının en önemli imzalı fotoğrafını verdikten hemen sonra.
At 2 : 00 a.m., Zlatan and his dad arrived at their hotel in Turin, after signing his most important autograph ever.
Şimdi vardım.
I've arrived.
Muhtemelen eve gece 11 : 30'da vardınız ve geri dönüşünüz de 15 dakika sürdü dersek...
You probably arrived at home at 11 : 30, then another 15 minutes to come back here...
Bay James Murray bu sabah Londra'ya geldi.
Mr. James Murray arrived in London just this morning.
Geldi!
It's arrived!
Yardımımız geldi.
Our lift has arrived.
Doktor geldi.
The physician has arrived.
Önce Daniel geldi.
Daniel arrived first.
Günlük tekneyle tam anlamıyla yeni geldi.
Just arrived, literally, fresh on the boat.
O geldi.
She has arrived.
Pekâla millet, Kral'ın eşi gelene kadar kimseye Trol yok.
Now, everyone, there will be no Trolls until... The king's plus one has arrived.
Büyük Nevada Eyaletini Ev olarak anan herkes Buraya bir Hayal ile geldi
Every last one of us... who calls the great state of Nevada home... arrived here with a dream.
Benimle aynı feribotta gelmişti.
Arrived on the same ferry as me.
Bu, Barron'un diğer arkadaşlarının henüz gelmediği anlamına geliyor.
It means Barron's other friends haven't arrived yet...
Kızılderililer, Macy's Day Yürüyüşü'nden hemen sonra geldiğinde iplerle bağlanmış hindileri getirdiler.
So when the Indians arrived, right after the Macy's Day Parade they brought turkeys all trussed up.
Büyük bir olasılıkla, iletişim kurabilen tüm hayvanlar iletişimin bu ilkel türüne belirli bir seviyede ulaşmışlardır.
Most likely, all sociable animals have arrived at this primitive kind of communication, at least to a certain degree.
Geldiğinde, havanın nasıl olduğunu hatırlıyor musun?
When you arrived, do you remember what the weather looked like?
Aynı anda buraya geldik, Ve aynı anda kaçacağız.
We arrived at the same time, and we'll escape at the same time.
Ethan'ın babası ile şiddetli bir tartışmaya girmiş ve polis geldiğinde, Bay Grainey'nin ifadesi,
Causing an altercation of his own with Ethan's father. And when the police arrived, Mr. grainey's testimony...
Gemi geldiğinde ise biri düğmeye basıp beni içeri aldı. Uykudan uyandım.
And when the ship arrived, it was like a switch was flipped inside me, and the sleeper woke up.
İşte geldik.
We have arrived.
Siz gelmeden önce, günlerin tadı tuzu kalmamıştı.
Before you and your men arrived, all of our everyday pleasures had been taken from us.
Onların geldiği gün gibi.
Like the day they arrived.
Geldiğimden beri elinizde.
You've had them since I arrived.
- İşte geldik!
- We have arrived!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]