English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Assume

Assume translate English

11,227 parallel translation
" Eğer hiç ımut olmadığını farzedersen,
"If you assume that there is no hope,"
Eğer özgürlük için bir içgüdün olduğunu farzedersen,
If you assume that there is an instinct for freedom, that there are opportunities to change things,
Bir dost olduğunuzu düşünüyorum.
I assume you're a friend.
Değilse, 50 yaşını aldığınızı varsayıyorum ve popunuzun maaşından çıkarıyorum.
If not, I'mma assume you took 50 and I'm taking it out your pop's paycheck.
30 saniyedir falan sessiz olduğuna göre bir telefon aradığını farz edeceğim.
Since you've now been silent for about 30 seconds, I'm going to go ahead and assume you're looking for a cellphone.
İki olası teşhisim var.
I can assume two possible diagnoses.
Ve içinin para ve uyuşturucuyla dolu olduğunu düşünüyoruz.
And we assume it's filled with money, or drugs or whatever... it's filled with stuff?
- O genç adamların öldüğünü varsaymalıyız. - Hı-hı.
We have to assume those young men are dead.
O sütten umudu keseyim mi?
Should I assume I'm not gonna see that back, or...
Daha çok, beyzbol kartları diye düşünüyorum.
I assume more baseball cards.
- Şaka yaptığını varsayıyorum.
- I assume you're joking.
Evet ve sanırım bunun hepsi sıçan zehirlenmesiyle bağlanmıştı.
Yeah and I assume it's all laced with rat poisoning.
Dün gece Limehouse'da her ne olduysa ölü bir kadının işi olmadığını varsayabiliriz.
Whatever happened in Limehouse last night, I think we can safely assume it wasn't the work of a dead woman.
Sanıyorum ki sen çözdün bile?
And you've solved it already, I assume?
Sanıyorum ki bir sebep bulabilmiş.
I assume she was capable of finding a reason.
İlanı okuduğunuzu sanıyorum.
- Well, I assume you read the ad.
Bunu yapanın cadı olduğunu varsaymak ne kadar doğru?
Would it be safe to assume that the person who made this was a witch?
- Sormadım ama öyle olduğunu sanıyorum.
Um, I didn't ask, but I would assume so.
Annesinin mutlu olduğunu görmek, onu mutlu etmeye yetmedi mi?
Seeing her mother happy, I assume, didn't make her daughter happy?
Artı 10 üzerinden.
Positive 10, I assume.
Bence bir yanlışlık olmuş.
I can only assume it's a mess-up, you know.
Sanırım Alexander Hubert da Hubert Ulusal ailesinin bir parçasıydı?
I assume Alexander Hubert was related to the Hubert national family?
Teorilerin olduğunu düşünüyorum.
Oh, I assume you have theories.
İlk seçenek için uygulamayı 1 sene içerisinde devreye sokacağımızı öngörüyoruz.
For option one, we assume that it will take one year for the implementation.
Bu ayakkabılarla buraya koşmaya gelmediğinizi düşünüyorum.
I assume you didn't come all the way down here in those shoes to go jogging.
Neden geldiğimi biliyorsundur.
I assume you know why I'm here.
Iyi, dürüst, herkes dışarı var. Dünyanın sonu gibi parti, Böylece mghb varsayalım ı, dmt mollies,
Well, honestly, everyone out there's partying like it's the end of the world, so I assume mghb, dmt, mollies, and pharmaceutical cocaine or some combo of all that.
Yerlerinize!
Assume position!
Bunu sizin yaptığınızı varsayıyorum.
I assume this is your production.
Senin gibi bir kızın bir adamı vardır diye düşündüm.
I assume a girl like you probably got a man.
Neden öyle düşündün?
Why would you assume that?
Herhalde kabul etmişsindir.
I assume you took it.
Sanırım cesur kocan tam şu anda biz konuşurken seni kurtarmayı kafaya koymuştur.
I assume that your dashing husband must be intent on rescuing you even as we speak.
- Öyle olduğunu sanmak emniyetli olabilir, evet.
It would be safe to assume so, yes.
- Jakobit ordusuyla geldin sanırım.
I assume you've come with the Jacobite army.
Neden böyle düşündün?
What makes you assume that?
Sanırım işimiz burada bitiyor.
I assume that completes our business.
Varsayımla olmaz evlat.
Never assume anything, kiddo.
O halde, özel giriş kapısının şifresini biliyorsundur.
So I assume you have his code for his private entrance.
Sanırım tek kişilik bakıyorsunuz?
I assume you're looking for a single, sir?
Bana başka bir alternatif sunmadı. Üzerine kafa yormamış olmasını da bu nesnel bakış açısına yordum.
But he hasn't suggested any alternative, so I have to assume that he believes... from a practical perspective, that it would be a waste of his time to think about it.
Ve ne konuşulduğundan haberim olmamasına rağmen..... ben bile gizlilik açısından..... verimli olmayacağının farkına vardım.
And although I was not privy to what was said, I can only assume by the secrecy that it was not altogether productive.
Gitmek için özgürüm sanırım.
I'm free to go, I assume.
Yarınki gösteride ifade vermeye zorlandığını tahmin ediyorum.
I assume you've been corralled into testifying at this circus tomorrow.
Beni geri aramamanızın tek sebebinin, kocaman yarakları budamakla - meşgul olmanız olduğunu varsayıyorum.
I can only assume the reason you're not calling me back is because you're too busy... Chomping on huge dicks.
Hadi savaş pozisyonlarımızı alalım.
let's assume our battle stations.
Ne olursa olsun, katilin iki kurban içerdeyken geldiğini - - teşekkürler- - Ya da Goldman'ın cinayet sırasında geldiğini varsayabiliriz.
In any case, we can assume that the killer walked in on the two of them- - thank you- - or that Goldman walked in on the killing.
Ve insanlar, O.J.'nin böyle korkunç bir suç işleyeceğine inanmayacaklar.
And I'm confident that people will assume he couldn't have committed such a ghastly crime.
Sanırım bunların bir etkisinin olacağını düşünmek mantıklı olacaktır.
I think that it would be reasonable to assume that... that could have some impact.
Sanıyorum yeğenime ettiğin yemini yerine getirmek için buradasın.
I assume you're here to fulfill the vow you gave my niece.
İlk dersimiz, herkesin sana vurmak istediğini farzet.
Lesson number one, assume everyone wants to hit you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]