Auggie translate English
803 parallel translation
Auggie, o benim kardeşim.
Auggie, he's my brother.
- İzin ver! - Benimle böyle konuşma Auggie!
- Don't talk to me like that, Auggie.
Kaç yıldır benim için çalışıyorsun Auggie?
- I know. How long you been workin'for me, Auggie?
Auggie şey diyor...
Auggie says that, uh... He says that first of all, you...
Saçmalama Auggie!
Bullshit, Auggie. Bullshit!
Cumartesi gecesi demiştik.
- Auggie, you say Saturday night. Don't bullshit me.
Seni seviyorum Auggie.
Stop.
Bağırsaklarını deşerim Auggie. Tıpkı bir kaplan gibi.
I rip your guts out, Auggie... like a tiger.
Kendi kendime "Son sigaranı Auggie ile iç." Diye düşündüm...
So I thought, you know, "Last cigarette, smoke it with Auggie." - In fact...
Ben ve Auggie'nin son sigaramla birlikte resmimizi çeker misin?
Would you take a picture of me and Auggie with my last cigarette?
- Auggie'yle son sigara.
- The last cigarette... with Auggie.
"Seni konuşturacak yollarımız var Auggie!"
We have ways of making you talk, Auggie. Stop!
Hey Auggie, bu çok para.
Hey, Auggie, it's a lot of money.
Zaman değişiyor Auggie.
Times change, Auggie.
Artık bedava puro yok ha Auggie?
No more free cigars, huh, Auggie?
Bu Auggie beni çıldırtacak.
That Auggie, he's gonna drive me crazy.
Sigarayı özleyeceğim.
I don't know, I'm gonna miss'em. But anyway, last one is with you, Auggie.
Bu Auggie beni deli edecek.
That Auggie. That Auggie, he gonna drive me cuckoo!
- Biz Vegas'a gidiyoruz Auggie.
- We're going to Vegas, Auggie. - Have a good time.
- Biz Vegas'a gidiyoruz Auggie!
- We're goin'to Vegas. - Come on.
- Görüşürüz Auggie!
- Auggie.
Tamam Auggie, benim!
Well, Auggie... I am!
Sana doyamıyorum Auggie!
I can't get enough of you, Auggie!
- Sen neden bahsediyorsun?
- What're you talkin'about, okay? - Come on, Auggie.
- Auggie, anlamadın mı?
Don't you see it?
Auggie'yle takılıyorum.
Hangin'out with Auggie.
Berbat bir günmüş desene?
Bad day at Black Rock, Auggie.
- Eylülde görüşürüz, Auggie.
- See you in September, Auggie.
Auggie.
Auggie.
Auggie, müşteri geldi.
Auggie, I think there's a customer.
Gerçekten sen misin, Auggie?
It's really you, isn't it, Auggie?
İyi görünüyorsun.
You're looking good, Auggie.
Torunumuz, Auggie.
It's our grandchild.
Kime gideceğimi bilemedim, Auggie.
I don't know who else to turn to.
Geçekten kötü durumda, Auggie.
She's in it real bad, Auggie.
Lanet olsun, Auggie. Soru sormayı bırak ve hemen arabaya bin.
- Don't ask questions.
Onu görene kadar bekle, Auggie.
- Wait till you see her, Auggie.
Seninle tanışmak için can atıyor, Auggie.
She's dying to see you, Auggie.
April, Auggie Wren'e merhaba de.
April Lee, say hello to Auggie Wren.
Elbette, Auggie.
That's right, Augusto.
Düşünüyordum da. Dükkanda yardıma ihtiyacın yok mu?
Auggie, do you need any help in the store, some summer help?
Çocuk üzgün, Auggie.
- The kid's sorry, Auggie.
Çocuğun söylemek istediği bir şey var, Auggie.
The kid's got something to tell you, Auggie.
Saçmalama, Auggie.
Don't be an ass, Auggie.
Evet. Dinliyorum, Auggie.
Yeah, I follow you, Auggie.
Sonuncusu seninle Auggie!
Boom!
Selam, Auggie.
Hey, Auggie. How's it going?
Şakaydı, Auggie.
Just a joke, Auggie.
Merhaba Auggie.
Hello, Auggie.
Atla Auggie.
- Get in.
Ne işin var burada? Auggie, bu April Lee.
This is April Lee.