Aware translate English
12,419 parallel translation
Aklını bir şeye taktığında neleri yok edebileceğinin farkındayım.
I'm all too aware what he is capable of destroying When he sets his mind on it.
Aklını bir şeye taktığında neleri yok edebileceğinin farkındayım.
I'm all too aware what Charles Vane's capable of destroying when he sets his mind on it.
Adamlarımın hayatlarının belirsiz olduğunun farkındayım.
I'm very much aware my men's lives hang in the balance.
Anne'in kolay teslim olmayacağını bilmesi gerek.
He should be made aware Anne will not be taken lightly.
Fakat ciddi olarak farkındayım ki bunu yapacak ilk kişi değilim... bu yolda O'na ortak olacak kişi.
But I am acutely aware that I'm not the first to have been there... to have been a partner to him in this way.
Gayet açık bir şekilde farkındayım onunla bu şekilde ortak olan ilk kişi ben değilim... ayrıca önden onunla bu kadar yakınlaşanlar... bir daha gün yüzü de göremedi.
I am acutely aware that I'm not the first to have been a partner to him in this way and that the ones that have seen those depths before, they never surfaced again.
Bu konuda ki fikirlerini bilsem de, geri kalmış bir yerde hüküm süren ve senden korkan bir yetkili değilim.
And while I am aware of your feelings on the subject, I am no backwater magistrate cowering in fear of you.
Evet, bunun gayet farkındayım.
What needed to get done. Yeah, I'm pretty much aware of that.
Angel, bu arabayı aşağı atarsan seni aldatan bir kadının suç ortağı olacağının farkında mısın?
Angel, are you aware that if you let this car fall, you'll be the accomplice of a woman who's cheating on you?
- Ben de bilmiyordum hanımefendi.
- I wasn't aware, ma'am.
Farkındayım.
I'm aware.
Neler olduğunun farkındaydım ama pek yakından takip etmemiştim.
I've been aware of what's going on but I haven't really been following it closely.
Daha... kendinin farkında, daha otonom, daha insani bir model geliştirerek... insanın en iyi özelliklerini... taşımak üzere onu eğitebileceğimizi düşündük.
We had anticipated that by developing a model that was more self-aware, more autonomous, and more human, we could teach it to be the best of what we are.
Lütfen unutmayın :
Please be aware :
O zaman eminim U.K. Remicon'un sicilinin farkındasındır.
Then I'm sure you're aware of UK Remicon's track record.
Bunun farkındayım.
I'm aware of that.
- Kritik kitle, farkındayım.
- Critical mass, I'm aware.
Farkındayım, farkındayım.
I'm aware, I am aware.
Planımızın bir parçası olduklarının farkında değildim.
I wasn't aware they were part of our plan.
Eşinizin bundan haberi olmadığını çok iyi biliyorum.
I'm very aware that your wife has nothing to do with this.
Sizinle paylaşmak istediğim bir durumdan haberim oldu.
I've become aware of a situation that I wanted to share with you.
Sarılmaların bir tipi olduğunu bilmiyordum.
I wasn't aware that hugs had standards.
Allen'ın muhtemel illegal faaliyetlerinden haberdarlarmış.
Said they were aware of his possible criminal activities.
Bu tanıma uyan birini tanımıyorum Kaptan.
I am not aware of anyone who fits that description, Captain.
Yakın zamandaki araştırmalarım sırasında farkına vardığım bir şey var, buna Taksim Fantezisi deniyor, Kirk Taksim Spock fantezisi.
There's something that I became aware of in doing my research very recently called The Slash Fantasy, the Kirk-Spock slash fantasy.
Sen de böyle yapacağımızın gayet farkındasın.
I know that you're fully aware that we will.
- Ama kadınların eşit hakka...
- But you're aware that women also...
Cilic'in çocukları babalarının parasından sana yarım milyon dolar bırakıldığından haberdar, ve bunun için uğraşacaklar.
Cilic's kids are now aware that you've been left half-a-million dollars of their father's money, and they're going to fight it.
Sen farkında olduktan sonra...
Well, as long as you're aware.
Burada çalışmanın potansiyel tehlikelerinin farkındayım ve bölgede kurduğumuz güveni yıkmak isteyen çok insan olduğunu biliyorum.
I'm aware of the potential dangers of working here, I know there's a lot of people who wanna destroy the trust we've built up in the region.
Haklarımı pekala biliyorum, Frances.
I am well aware of my rights, Frances.
Ama Robert'ın evden gittiğinin farkındalar, değil mi?
But they're aware that Robert moved out?
Evet, farkettim. Sesli mesajlardan anlaşılıyor.
Oh, yeah, I'm aware of that from the voicemails.
Evet, farkındayım.
Well, I'm aware... I'm aware of that.
İstatistiklerden haberdar mısın bilemiyorum ama, tarif kitaplarının satışı...
I, actually, don't know if you're aware of the statistics, but the sale of physical cookbooks...
Etrafındakilerin farkında değil nerdeyse.
She's barely aware of her surroundings.
Farkında mısın bilmiyorum ama ama Charles, Kitaplardan Yapıtlara bağışı için Kadınların Edebiyat Yemeği Oprah Ödülleri'nde isteniyor.
I'm not sure if you're aware, but Charles is getting the coveted Oprah Award at the Women in Literature Luncheon for his charity, Books Into Buildings.
Zaten yaş farkı olduğunun farkındalar.
I mean, they're already well aware there's an age difference.
Yüksek güvenlikli cezaevlerindeki gardiyanların darağacında görev yaptığını biliyor muydunuz?
Were you aware that the warders at maximum security prison performed gallows duties?
Bu kavrama düzeyinizle daha fazla yansımaya ihtiyacınız olduğunun farkında değildim.
I was not aware those with your level of insight needed any more reflection.
- Aynen, farkındayız.
- Yep. Well aware.
Bunun farkındayım.
I am well aware of that.
Asıl sorun, sizin de farkında olduğunuzdan eminim, Bölge.
The problem, as I'm sure you're all aware, is the Zone.
Bunları biliyor muydun?
You're aware of that?
- Berbat bir polis olduğumun farkındayım.
Yeah, I'm aware I'm a crappy cop.
Bayan Scott'ın öldüğünden haberiniz var mı?
Are you aware that Miss Scott is dead?
Hank'e dedim ki "arazilerinin yakınında yabancıların dolandığını eminim biliyorlardır."
I says to Hank, I says "I'm sure they're aware that there are strangers poking around on their property"
Yalnızken nasıl sürdüğünü biliyorsun, ayık ol, hız limitine dikkat et ve dikizinde aniden bir polis var ve şimdi sen, ellerin nasıl 10 : 00 ve 2 : 00'de gerilir ve soluğun kesilir...
You know how you're driving along, sober, observing the speed limit, and suddenly you got a cop in your rearview, and now you... you know how you tense up... your hands at 10 : 00 and 2 : 00, and your breathing stops... you are aware that I'm black, right?
Fonumu açtığımda Garth gibi insanların sırtıma yüklediği sorumluluğun son derece farkındaydım.
When I opened my fund, I was very aware of the responsibility that people like Garth put in my hands, which is why I hedge my investments.
Ve bildiğiniz gibi, bence şimdiye kadar, Biz tamamen farkındayız, Ve hiçbir tehlikeyi unutmamak için,
And just so you know, I think, by now, we are fully aware, and in no danger of forgetting, that Indonesia is a republic, which happens to be situated on the continent of Asia.
Anladığım kadarıyla kendisi normal bir işçiden daha imtiyazlı. Eşiniz onu aldattığınızın farkında mı?
Is your wife aware you were having an affair?