English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Aye

Aye translate English

9,237 parallel translation
İlk yaylım ateşinden sonra düşman daha silahını dolduramadan silahları doldurmak gibisi yoktur!
There's nothing like charging into the guns after that first volley before the enemies - get a chance to reload. - Aye.
- Evet.
- Aye.
- Evet, daha fazla!
Aye. More.
Ayrıca bizim gibi ordu eğitimi almamışlar ve ben de onları eğitmeye çalışıyorum.
And they didna have the army like we did, aye. I'm trying to school them.
- İyi de adam senin başında ödül olduğunu biliyor.
But he knows there's a price on your head. Aye.
- Evet, öyledir.
Aye, he is.
- Evet, oldukça memnunum.
Aye, so I am.
Yarın yani.
Tomorrow, aye.
Kendimize bir isim yaparız ve bizim için şarkılar yazarlar.
- Aye. - Make a name for ourselves. They'd write songs about us.
Tam burada durun!
- Hold it right there. Aye.
- Oraya çıkıp köprüyü geçer geçmez onları durduracağım.
I'll go up there and stop them, just as they're crossing the bridge. Aye.
- Evet, çocuk emmeye başlayınca süt gelir.
Oh, aye, the bairn's sucking starts the milk.
Evet, bence de öyle.
Aye, I'd say so.
- Evet, yardıma ihtiyacınız olabileceğini düşündü.
Aye, thought you could use the help.
- Evet.
Aye.
- Evet, görünüyorsun.
Aye, you do.
Evet, beklediğim atları alana kadar.
Aye... Till we reach the horses I expect.
Evet, ben de öyle.
Aye, me neither.
- Evet söz.
Aye, I promise.
- Evet ama ben işleteceğim önemli olan bu.
Aye, but I'll be running it, that's the point.
Evet fakat hiç kimse bunu garip bulmadı.
Aye, but nobody thought that was odd.
Asistanın olmayı hiç kabul etmemiştim.
♪ Aye. ♪ KURT : Well, I never agreed to be your assistant.
Justin'i suçlu bulanlar lütfen "Evet" desin.
All those who find Justin guilty, please say "aye."
Bay Barrow.
- Aye. Mr. Barrow.
Teşekkürler, beyler.
- Aye. Thank you, gentlemen.
Baş üstüne kaptan.
Aye, aye, captain.
Evet efendim.
Aye, sir.
Evet ama umutsuzluğa düşmeyin.
Aye, but don't be discouraged.
Peki efendim.
Aye, sir.
Eve döndüğümde o fıçıya el sürmüş olursan asıl ben seni çarpacağım.
You'll be haunted if that barrel's not intact when I return home. Aye, sir.
Tabii beni ele geçirebilirlerse ; diyor.
"Aye," says he, "if they can get hands on me."
Evet.
Aye.
Bir sorun yok?
¿ No aye pedo?
Bayağı mahkûm besliyorsun, doğru mudur?
Breeding more convict scum, aye?
- Varım.
- Aye.
Varım.
Aye.
Pekala efendim.
Aye, sir.
İçinde bir ders var, evet.
Oh, there's a lesson in it, aye.
Sadece büyük bir itme gerekecek efendim.
Aye, sir, just a case of digging in for the big push.
Ben ve benden gelen, evet.
Me and my sort, aye.
- Evet.
~ Aye, you are.
Anlaşıldı kaptan.
Aye, aye, captain.
- Öyle mi?
Oh, aye?
- Evet, evet şey...
Aye! Aye...
- Evet, ay vardı ve çok güzeldi.
Aye, the moon was out. It was beautiful.
- Evet oyunu sürdürelim de maskaralığınız devam etsin!
~ Aye, play on! Let your farce continue!
Evet!
Aye.
- Evet, tamam efendim.
Aye, aye, sir.
- Evet çok haklısınız.
Aye, too right.
- Kalay arıyordunuz.
~ Aye.
Evet efendin.
Aye, sir.
ayet 20

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]