Aziz dostum translate English
88 parallel translation
Beni bekle aziz dostum.
Wait for me, you darling.
Aziz dostum ikimizde nasıI sonlanacağını biliyoruz.
My dear friend we have both known how it had to end.
Ve bize gelince aziz dostum evinize geldiğimde mutsuz olmanıza rağmen yalnızlığıma yardım eli uzattınız ve ben de bunu kabul ettim.
As for ourselves I came into your house, my dear friend and in your unhappiness, you reached out your hand for help and in my loneliness, I took it.
Hello, aziz dostum.
Hello, my dear fellow.
Aklımdayken, aziz dostum, Truslove bu sabah vasiyetnameyi okuyacak.
By the way, my dear fellow, Truslove's reading the will this morning.
- Aziz dostum...
- So, my dear fellow...
Aziz dostum, söylemeye çalıştığın şey kaygılandığınız memurların hepsi iyi arkadaşlar, fevkalade savaş deneyimlileri ve dahası.
My dear fellow, what you're trying to say is the officers in your care are all fine fellows, wonderful war records and so on.
Ama aziz dostum, aceleye gerek yok.
But my dear fellow, there's no immediate hurry.
Benim aziz dostum.
My dear fellow.
Seninle dün gece 04.10'da buluşmamız gerekiyordu, aziz dostum.
We should've met yesterday at 04.10, mon cher.
Hoşça kal, aziz dostum.
Au revoir, mon ami.
"Ee, aziz dostum, nasılsın?"
Eh bien, mon cher, comment ça va?
Beni biliyorsun, aziz dostum.
You know me, mon ami.
Çabuk ol aziz dostum.
Come, my good man.
Aziz dostum sanki gazetem gibi.
My old friend takes the place of my Gazette.
Aziz dostum, dört ayak üzerinde ne yapıyorsunuz?
My dear friend, what are you doing on all fours?
Aziz dostum, sizi gördüğüme pek sevindim.
My dear friend, I'm delighted to see you.
Hamar, aziz dostum, seni tekrar görmek çok güzel, özledim seni.
Hamar, dear friend, it's good to see you again. I've missed you.
Aziz dostum, bana korkunç bir şey oldu.
My friend, something awful happened to me.
İyi günler aziz dostum.
Good day, my dear friend!
Aziz dostum Aramatyalı Joseph burada mı?
Is my good friend Joseph of Arimathea present?
Kızmadım aziz dostum.
I'm not angry, my dear friend.
Aziz dostum. Ne iyi ettin de uğradın.
My dear man, how kind of you to drop in.
Aziz dostum. Thorpe'u suçlayamazsın.
My dear fellow, you mustn't blame Thorpe.
Aziz dostum 6 Numara.
Ah, Number Six, my dear fellow.
Aziz dostum 6 Numara.
'Ah, Number Six, my dear fellow!
Andrey Semyonoviç, aziz dostum...
Andrei Semyonovich, my dear...
Buraya bazı şeyleri açıklamak için geldim aziz dostum Rodyon Romanoviç.
I came to explain things, my dear Rodion Romanovich.
Hepsi üstüste geldi, aziz dostum Rodyon Romanoviç.
Everything started to fit together, my dear Rodion Romanovich.
Hayır aziz dostum Rodyon Romanoviç Mikolka değildi bu adam.
No, my dear Rodion Romanovich it's not Mikolka.
Mikolka değildi, aziz dostum Rodyon Romanoviç.
It couldn't be Mikolka, my dear Rodion Romanovich.
Endişelenmeyin aziz dostum.
Don't worry, my dear.
Aziz dostum, Sovyetler Birliği'nin İşçi Devleti sıfatını reddetmesi bana çok çocukça geliyor.
And my dear friend, i find it childish to deny the Soviet Union the Title of Workers State.
Aziz dostum, beş parasız.
Well, my good friend, we're broke.
Oh, Yazık! Zavallı param, aziz dostum...
Oh, my dear, darling money, my beloved gold...
Aziz dostum, bunun için yıllarımızı verdik.
My dearfellow, we spent years on that.
Teşekkürler, aziz dostum...
Thank you, dear fellow.
Senin şu seçici damak tadın yok mu, beni şaşırtmaktan hiç vazgeçmiyor, aziz dostum.
Your eclectic culinary tastes never cease to amaze me, my dear boy.
Soğuk ne kelime, aziz dostum.
Oh, cold is not the word, dear boy.
Savaş, aziz dostum!
There's a war going on, kid.
Dostum, aziz dostum!
My dear, dear friend!
Aziz dostum size hizmet etmek için girmiştim Kadın gelmiyor.
She'll come. The lady's not coming today.
Sinyor Claudio, Sinyor Benedick, aziz dostum Leonato hepimizi davet etti.
Signior Claudio, Signior Benedick... my dear friend Leonato hath invited you all.
Evet, aziz dostum.
Yes, my fine fellow.
Aziz dostum, bana korkunç bir şey oldu.
My Elisabeth. Dear friend, something awful has happened to me.
Aziz dostum, ne oldu ki şimdi?
Hush! Hush!
Dinleyin beni, aziz dostum.
Listen to me, my dear man.
- Aziz George Günü, eski dostum.
- St. George's Day, old boy.
Kaçamazsınız, sıkıştınız aziz dostum.
We've got you now.
Sinclair, aziz ve muhterem dostum. Bana ancak sen yardım edebilirsin.
Sinclair, only you my good and dear friend, can help me.
Aziz Burt Lancaster, dostum!
Saint Burt Lancaster, man!