Açamam translate English
390 parallel translation
- Size artık servis açamam.
- I can't serve you any more.
Vermezsen kapýyý açamam. Ben söylemedikçe kapýyý açmayacaklar.
If you don't, I can't open the gate... they won't open, unless I give the order.
O zaman kapýyý açamam.
Then I can't open the gate.
Açamam!
- I can't!
Açamam!
I can't!
- Kapıyı kimseye açamam.
I won't open the door.
Her yeri açamam! Kapıları da mı sökeyim, ha?
Expect me to dismantle the doors, too?
30 aç adam ensemde solurken durup börek açamam.
I can't whip up no "patty foy grass" with 30 hungry drivers breathing down my neck.
Surlarda delik bile açamamışlar.
Couldn't even put a dent in the walls.
Şimdi açamam!
I can't open now!
Fakat onu açamam.
But I cannot open it.
- Bir kız gibi saçımı açamam.
- I can't have my hair down like a girl.
Kapıyı herkese açamam.
I can't open to everyone.
Aslında hiç kimseye açamam.
To no one, in fact.
Bu konuyu şimdi açamam.
I can't bring it up now.
Artık teknene delik açamam, orası muhakkak.
I can't shoot any more holes in it.
Ama senin ruhunu açamam ki.
Well, I can't turn your soul on.
Bölme su dolana dek açamam.
I can't till the hatch is flooded.
Şafaktan önce açamam.
I cannot open it until dawn
Her yeri açamam!
I can't open all my crates!
- Ben. Kapıyı açamam.
- l do. I'm not to open the door.
Açamam.
I can't.
- Ne demek açamam?
- What do you mean, you can't?
- Anahtar olmadan açamam öyle değil mi?
- I can't without a key and tools, can I?
Açamam.
Listen, I can't.
- Açamam.
- I can't.
Gece 12 : 05'te açamam.
Not at 12 : 05.
Görünmezliğim sayesinde rahatça dolaşabiliyordum ama kilitleri hiç bir şekilde açamamıştım.
And even though my invisibility allowed me to move about with ease I had no way of opening the locks.
Evet ama bu konu dışı. Bavulu açamam.
Yes, well, that's beside the point, sir, but I'm not going to open it.
Açamam, saatli kilit.
I can't, it's a time lock.
Kahretsin, eger bu görevi basaramazsam kendi ajansimi açamam.
Hell, if I fail on this case, I can't open my agency.
Ama idare edemediği de söylenebilir, çünkü öylesine kaskatı kesilmişti ki, paraşütünü açamamıştı.
But you could also say he was not all right because he was so stoned he didn't open his parachute.
Açamam...
I can't...
- Anahtar olmadan açamam ki!
- I can't unlock it without the key!
Kapıyı açamam.
i can't open the door.
Size kimlik gösteririm. Ama bacaklarımı açamam. - Çünkü yanımda bebek var.
I'll show you some I.D., but I won't spread'em because I have a baby.
Kapıyı buradan, dışarıdan açamam!
I can't open it from out here!
Napier, oturumu açın artık. - Oturumu açamam.
Napier, i think you should call the question now.
Şimdi kapatırsam bir daha açamam.
If I turn it off now I'll never turn it on again, right?
Bir tane daha kurtlu konserve açamam.
lm not about to open a new can of worms.
Açamam.
I can't open it.
Bir de polis soruşturmasını engellemekten dava açamam.
I can't make a case for tampering.
Bir hesap bile açamam.
I can't open an account in one.
- Açamam. Kilitledin ya.
- You locked it, remember?
Anlaşılan biri zorlamış ama açamamış.
It seems that someone tried to break it down it did not get them to me.
.. sardalyalar yerdeyken telefonu açamam ki..
Hold on! I can't get sardines off the floor and answer the phone.
- Şimdiki yörüngemizden açamam efendim.
- Not from our present orbit.
- Açamam.
- I can't!
- Açamam.
- Shit, I can't.
Yine de açamam!
- I still can't open the vault!
Gecenin bu vakti kapıyı açamam, sabah gelin!
I don't open the door at night, come back in the morning