Açıktım translate English
4,290 parallel translation
Ben açıktım.
I'm hungry.
- Ne var? - Gelecek sefer dışarı çıktığımızda bir lambayı açık bırakmamızın bir sakıncası var mı?
You know, next time we go out, would you mind just leaving one light on?
Acıktım.
I have one of these hungers.
Anne, acıktım.
Mom, I'm hungry.
Gerçekten çok acıktım.
I really feel hungry.
Gerçekten karnım acıktı.
I am really hungry.
- Ben de biraz acıktım
- I'm also a bit hungry.
Sonra filmlerdeki gibi tuvaletin kapısı açıldı ve Liza Green çıktı. - Çıkıyorlar mıymış?
And then just like in the fucking movies, bathroom door flings open, out walks Liza Green.
Ofisim hastalarım içindir ama mutfağım dostlarıma her zaman açıktır.
Office hours are for patients. My kitchen is always open to friends.
Kahretsin, karnım acıktı ; peki ya sen?
Damn, I'm hungry ; how about you?
Hey, acıktın mı?
Hey, you hungry?
Günler geçiyordu, 10, 9, 8 ve son gün, parmaklıklar açıldı ve ben yürüyüp çıktım.
So the days tick by - ten, nine, eight - and on the last day... the bars open up, and I walk right out.
Dürüst olmak gerekirse, hâlâ ceset çıktılarının bir açıklamasını bekliyorum.
Got to be honest, I'm really just waiting for an explanation for the corpse print-outs.
Acıktınız mı?
- Just wonderful. - You guys hungry?
Acıktım ben.
Well, I'm hungry.
Kapı açıktı, bulaşıklar da "yardım et, yıka bizi, kir içindeyiz" diye bağırıyordu.
Well, the door was open, and the dishes were like, "help, wash us. We're all crusty."
- Acıktın mı?
You hungry?
Hadi gidelim, acıktım.
Let's get out of here. I'm starving.
Hank, açığa çıktım.
Hank, I've been found out.
Acıktın mı?
You hungry?
Acıktın mı?
Are you hungry?
Ben acıktım
I'm hungry too. Come on, let's go.
Acıktım.
I'm very hungry.
Çok acıktım.
Very hungry.
Bunun beni acıktırması beni telaşlandırmalı mı acaba?
Is it weird that that makes me hungry?
Hala acıktım.
Auntie. I'm hungry.
Çok acıktım!
I'm starving!
Peli bu durumlar Doralis Binası olayında mı açığa çıktı veyahut hızlandırıldı?
And these conditions were brought on, or aggravated, by the first shooting incident in the basement of the Doralis Building?
Karnım acıktı.
I'm hungry.
Sen de acıktın mı?
You hungry?
Acıktın mı bebeğim?
Mmm. Are you hungry, baby?
Sonra da acıktım.
Then I was hungry.
Üzgünüm, ama müvekkilim niyetleri hakkında çok açıktı.
I'm sorry, but my client was clear about his intentions.
Acıktığım zaman yemeyi severim.
I like to eat when I'm hungry.
Meydandaki varlığımızın ordunun canını sıktığı açık.
I'm not happy with the leaders of the Brotherhood.
- Baba, acıktım.
Daddy, I'm hungry.
Acıktım.
I'm hungry.
- Aman Tanrım acayip acıktım.
Oh, my God, I'm so hungry. - Donna.
Eteğinin fermuarı açıktı. Ve alkol kokusu aldım.
Her skirt was unzippered and I smelled alcohol.
Ok yaydan çıktı. Artık acı sona doğru ilerlememiz gerek. Sanırım öyle.
The die has been cast, and we must see game to bitter end.
Karnım acıktı.
I'm getting hungry.
Acıktın mı sen?
You must be hungry.
Ne oldu, acıktın mı?
What, are you hungry?
Bir sandviç almaya çıktım ve döndüğümde polisler olay mahallindeydi ve Briggs'in göğsünde de bir delik açılmıştı.
FLPD was on the scene, and... Briggs had a fucking hole in his chest.
Acıktınız mı?
Hey. You guys hungry?
Niye bu kadar acıktığımı şimdi anladım.
Oh, well, that explains why I'm famished.
Ida, acıktım.
Ida, I'm hungry.
Sonra da acıktım zaten...
then I just got hungry.
Acıktın mı, Watson?
Hungry, Watson?
Çektiğim acılardan bıktım.
Sick of all the pain.
Acıktınız mı?
Are you hungry?