Bahşiş translate English
2,470 parallel translation
Bahşiş kavanozu mu var?
There's a tip jar?
Bahşiş mi alıyoruz biz?
We get tips?
Bahşiş kavanozu. Bahşiş kavanozu!
You know, tip jar!
Bahşiş kavanozu!
Tip jar!
- Bahşiş kavanozu!
Tip jar!
Bahşiş kavanozunu çıkarmıyoruz.
No, we are not putting out the tijar.
Başka bir şey var mı? - Bahşiş kavanozu.
Tip jar.
Pekala, bahşiş kavanozunu ister çıkar, ister çıkarma.
Okay take my advice, or don't. Put out the tip jar, or don't.
Bahşiş yok mu?
Hey!
Ona iyi bahşiş ver.
Tip her good.
İyi bahşiş veriyor olmalı.
She must be one hell of a tipper.
Bahşiş olarak al.
Consider that a tip.
Ona iyi bir bahşiş ver, olur mu?
Tip her well, would you?
Ona verebileceğim en iyi bahşiş senden uzak durması söylemek.
Best tip I could give her - stay away from you.
Sakın kendine bahşiş koparayım deme.
And don't keep a tip.
Ona iyi bir bahşiş bırak, olur mu?
Give her a nice tip, would you?
Diğer sokak göstericilerinden bile bahşiş topluyorsan, bir şeyler başarabiliyorsun demektir.
When you get other buskers to contribute you've really done something. - That's true. - How are you?
Bahşiş ister misin?
You want your tip?
Bir dostunuzdan hediye, bahşiş de dâhil.
It's a gift from a friend, tip included.
- Bahşiş vermiş miydin?
Did you give them a tip?
Harika, bir kredi kartı ve bahşiş için biraz nakit yeter.
I need a credit card and bring some cash for tipping.
Beş dolar bahşiş.
Five-dollar tip.
Oysa bir yıl önce 1000 $ bahşiş yanında evlenme teklifi alıyordum.
Even though a year ago I was getting a $ 1000 tip and a marriage proposal.
Bahşiş için sabırsızlanıyorum.
Can't wait for that tip.
Profesyonel bir dans şirketinde çalışırken bahşiş için dans etmeye başlamak çok fena bir düşüş olmalı.
It must've been quite a comedown to have to have been working for a professional ballet company to, you know, dancing for tips.
Bir nevi bahşiş.
That's not even stealing.
Poşetçi çocuğa bahşiş vermem mi gerekiyor?
I'm supposed to tip my bag boy?
Bahşiş bırak.
You leave the tip.
Bahşiş çok kabarık mı?
And is that a big tip?
Kız beklediğimden daha sakin görünüyor ama aldığı bahşiş... çok- -
She seems calmer than I would expect. But this tip she got, it's just...
Geçen sefer ekstra bahşiş vermiştim ekstra muamele için.
I tipped her a bit extra last time for a little bit extra.
Bahşiş kabul edemiyorum.
I cannot accept tips,
Tekrar ediyorum, tehdit yok, ama bahşiş kabul ederim.
Once again, uh, no threat, but will take the dough.
Ne kadar bahşiş alıyorsunuz kim bilir.
But God knows how much you make in tips.
Artı, bahşiş.
Plus a tip.
Bahşiş kazanmak için uygun bir gece.
And, you know, it's a big night for tips.
Ne istiyorsun, bahşiş falan mı?
What do you want, a tip or something?
Bahşiş yüzünden mi?
Was it the tip?
Bense diğer taraftan iyi bahşiş veren biriyimdir.
I, on the other hand, am a magnificent tipper.
Bahşiş bile vermedi.
She didn't even give me a tip.
Biliyor musun, iyi bir bahşiş almak istiyorsan biraz daha centilmen olmalısın.
You know, you really should learn to be more gentle if you want to make a decent tip.
Sana bahşiş falan vermeyecektim.
I wasn't really gonna tip you.
Garsona bahşiş vermek gibi.
That's like tipping your waiter.
Güvenlik onu tanıyor ve bahşiş alıyor olabilir.
Bouncer might know her and tip her off.
Buna bahşiş diyorlar, Gus, Kanada madeni parasıydı.
A Canadian coin. The dollars here are coins.
Bahşiş yok.
No tip!
Evet, evet. Şimdi gerçekten büyük bir bahşiş alacaksın ahbab.
Yeah, yeah, you're really gonna get a big tip now, buddy.
Bahşiş yok.
no tip!
Hiç kimse sana benim kadar bahşiş vermeyecek.
Nobody else will tip you as well as I will.
Fazla bahşiş bırakıyorum Eli, anladın mı?
- I'm a big tipper, Eli.
Garsonuna bahşiş bırakmayı unutma.
Don't forget to tip your waitress.