Bakabilirsin translate English
1,173 parallel translation
Artık bakabilirsin.
You can look now.
Bana verdiği fotoğrafa bakabilirsin.
Look at the photo he gave me.
İstersen bakabilirsin.
Have a pick if you like.
Yaşlı ve çirkin olduğunda buna bakabilirsin.
When you're old and ugly you can look back at this.
İstediğin buysa orada oturabilir ve diğer taraflarıma bakabilirsin.
You can sit there and look at me sideways all you want.
Görebileceğin en uyuz hayvan. Dedem olmaz dedi ama büyük annem bakabilirsin dedi.
Grandpa said no way, but Grandma said I could keep it.
İstediğin zaman bakabilirsin.
You can look at it whenever you like.
Ya da onu takip edip nereye gittiğine bakabilirsin.
Or you could follow him and see where he goes.
Şimdi bakabilirsin.
You can look now.
Keyfine bakabilirsin.
So you can relax.
- Yani istersen bakabilirsin.
- Don't worry about him. -... I mean, go ahead. lf you want.
Zaten her zaman resimlerine bakabilirsin, değil mi?
You can always go to the pictures, can't you?
Doğum sertifikasından bakabilirsin.
You can read it on his birth certificate.
Bizi hep uyarırlardı, bilirsin, yapma... Bakabilirsin, ama dokunma.
They always warned us, you know, don't... you can look, but don't touch.
Kanıt istersen sağ elimdeki ize bakabilirsin.
If you want proof, look at my hand where he touched me.
Richard, şu tarafa bakabilirsin?
Richard, Could You Look This Way?
Hâlâ pis pis bakabilirsin bana. Sadece otur ve sonra da istediğini yap.
- Give me the dirty look.
3 numaraya bakabilirsin.
Take Cubicle 3.
! Bakabilirsin.
- You can.
- Elbette bakabilirsin.
Oh, of course you can.
Sanırım bu gözle de bakabilirsin.
I supposeyou could look at it thatway.
Ve sanırım sen de bana "diğer kadın" gözüyle bakabilirsin.
And I supposeyou could also look at me as the "otherwoman."
Kapıya bakabilirsin Daphne.
Daphne, you may answer the door.
Porno ve hisse senetlerine bakabilirsin.
You could check porn and stock quotes.
- Swank'ine bakabilir miyim Armin? - Evet, bakabilirsin.
- Can I see your copy of Swank, Armin?
Bu programa bir taktik eğitim aracı olarak bakabilirsin, ama bana göre, daha çok, zararsız bir eğlence gibi geliyor.
You may have intended this program to be a tactical training tool, but it looks to me like it's turned into a bit of harmless fun.
Ne kadar daha tepeden bakabilirsin? !
How patronizing can you get?
İstediğin zaman bakabilirsin. Eve götürme yeter.
You can have a look anytime you want, just don't take them home.
Böylece bakmak istediğinde bakabilirsin.
And then you can take a look at it if you feel like.
İstiyorsan bakabilirsin.
Would you like to take a peak?
; Sadece bir defa bakabilirsin ;
You may only go round one time
Pazar günleri benimle kiliseye geldiğin sürece keyfine bakabilirsin.
Have fun, just as long as you come to church with me on Sunday morning.
Bebeği doğurup bakabilirsin... ... doğurup evlatlık verebilirsin ya da kürtaj olursun.
You can have the baby, keep it have the baby, put it up for adoption, or have an abortion.
Oturduğun yerden de bakabilirsin.
You can see them fine from right there.
Sanal Güverte 2- - kendin bakabilirsin.
Holodeck 2- - run them for yourself.
Kitty, her zaman bakabilirsin.
Kitty, you can always look.
- Eğer bana inanmıyorsan sahil güvenliğin kayıtlarına bakabilirsin.
If you don't believe me, check those Coast Guard records.
Bana nasıl bakabilirsin?
How can you look at me?
- En azından bunu söylerken yüzüme bakabilirsin.
Steve, at least look at me when you say that.
İstediğin kadar bakabilirsin bana... ama ben hep ben olacağım, sen de hep sen.
You can look at me as long as you want but I'll always be me and you'll always be you.
Böyle birşey gördüğünde, sanki Tanrı sana bakıyormuş gibi, sadece bir saniyeliğine, ve şayet dikkatliysen, tam arkana bakabilirsin.
When you see something like that, it's like God is looking right at you, just for a second, and if you're careful, you can look right back.
Ya da dönecek kadar cesursan, arka pencereden de bakabilirsin.
Or through the rear window if you're brave enough to turn round.
merak etme, taş burda inanmıyorsan, bakabilirsin!
Don't worry, the stuff is here. If you don't believe me, you go get it first!
Biliyor musun, bütün haftayı birlikte geçirdiğin bir çocuğa doğrudan bakabilirsin.
When you spend all week with a boy, you are allowed to look at him directly. Not all week.
Tamam, bakabilirsin.
OK, look.
Televizyona bakabilirsin ve hala yürüyecek kadar mutfağa yakınsın.
You can see the TV, and it's still walking distance to the kitchen.
Yine de bana bakabilirsin.
It still means you can look after me.
Tıbbi imaj verilerini indirmek sadece birkaç saniyeni alacak,... Eğer birkaç dakika beklersen içinin nasıl göründüğüne bakabilirsin.
It'll only take a second to download your images into the medical database, if you'd like to stay for a moment and see what you look like from the inside out.
Sanırım ona bu şekilde bakabilirsin.
I guess you could look at it that way.
Tamam şimdi bakabilirsin.
Okay, you can look.
- İstersen bakabilirsin.
You can look if you want.