Bakïyorum translate English
91 parallel translation
Simdi zavallïcïga ben bakïyorum.
I have to take care of the poor dear now.
Ben olaya söyle bakïyorum :
Here's how I look at it.
ªu gümüº dolarlarla fazla savurgansin bakiyorum Gus.
You're a mighty free spender with silver dollars you ain't got, Gus?
Katilanlara bakiyorum da...
I look to the participants.
Makinelerine bakiyorum.
I look at his machines.
Karikatürlere bakiyorum.
- A comic.
- Tansiyona bakiyorum.
- Let me get pressure.
Evet, ona iyi bakiyorum.
Well, I keep it in good shape.
isime bakiyorum. Sen de kendi isine baksan iyi edersin.
I'm taking care of my business, and I suggest you take care of yours.
bakiyorum ve dünyanin duracagi bir dönem Böyle olasi kutlama!
Let there be such a celebration, that the world will stop and stare!
Sadece ona bakiyorum.
Just look at him.
Bakiyorum Kongrede senden Bahsetmisler, Giuseppe,
I see you've been mentioned in Congress, Giuseppe.
simdi zihin özüne bakiyorum.
I'm looking through your mind's eye.
- Bakiyorum, çabuk arkadas ediniyorsun.
- I see you're making friends fast.
- Belki fazla dikkatli bakiyorum.
- Maybe I'm looking too hard.
Bakiyorum.
Checking.
Basarili bir donemde yapilmis martini seti bakiyorum.
I'm looking for a vintage Martini set.
Ben birseye bakiyorum, belirli bir seye.
I have to look for one thing and just one thing.
Oh, uh, Bir tehlike var mi ona bakiyorum. Tehlike?
Oh, uh, I'm on the lookout for danger.
Bakiyorum, sömine halisi yok.
No hearth rug, I see.
3 kadina bakiyorum ve onun kizkardesinide istiyorum.
I keep three women and... and I also want his sister.
Solvay delegelerinin bu kapidan çikarlarken çekilen orjinal arsiv görüntülerine bakiyorum.
I'm looking at original footage of the Solvay delegates coming out of these doors.
Ilk nisancidan yarim kilometre uzaktaki bir elektrik teline bakiyorum.
Staring at a power line half a click from the first sniper.
Isime bakiyorum...
Minding my own business...
Nasil bakiyorum?
What look?
Aynaya bakiyorum
I'm looking into the mirror
Saatte 10 kere bakiyorum.
It's, like, 10 times an hour.
Oo, hemen de ilerledin bakiyorum, degil mi?
Well, you're awfully forward, aren't you?
Sokaga bakiyorum, Ben tek parca halinde gelmesini istiyorum.
I have to watch the street, if i want to reach the town in one piece.
- aslinda kasabada yasayan bir arkadasima bakiyorum.
- Looking for a friend, actually, who lives in town.
- Ben bir kadina bakiyorum.
- I'm looking for a woman.
Bakiyorum da, hiç de gururlu degilsiniz.
Not so proud now, eh?
Gönderdiginiz motora bakiyorum.
I'm doing your work.
- Görmem gerek. Dogru tarafa mi bakiyorum?
Am I looking the right way?
Bakiyorum, hafta sonlari da çalisiyorsun.
You work weekends as well now?
Willem, bakiyorum da bu seylere bayagi meraklisin.
Dear Willem, it looks like you've got a keen interest in the subject.
Latince biliyorsun bakiyorum.
You know your Latin.
Bahar idman isim listesine bakiyorum.
I'm looking at the spring-training roster.
Simdi kardeslerime bakiyorum da bir aralar bende öyleydim..
And I look at my sisters and my brothers today, you know, that was once me.
Her neyse, hepsi geçmiste kaldi ben de yoluma bakiyorum.
Whatever. The past is the past and I am moving forward, so.
Sanirim birisine bakiyorum bile.
I think I'm looking at one.
su anda tam ona bakiyorum.
I'm staring at it right now.
Dikkatlice bakiyorum ve Tanri üzerine yemin ederim ki, Daley'in dudaklari kimildiyor.
I look over and see Daley's lips moving, swear to God, word for word.
Pekala, etrafa bakiyorum da, sadece uniformanin icinde iyi gorundugu icin diyebilirim.
Well, looking around, I can only assume it's because he looks good in his uniform.
Tum gun hasta anneme bakiyorum.
All day I look after my sick mother.
- Ben sadece ona bakiyorum.
- I just stare at him.
SAKİN.KOŞUYORUM VE NE KADAR UZAKLAŞTIĞIMA BAKIYORUM.
Calm. I run and see how far I come.
Bakiyorum da gözlükleri degistirmissin.
So I see you that you switched out the Intersect glasses.
~ Sen bütün sinirlari geçerek harikalar yaratiyorsun. ~ ~ Sana bakiyorum. Gördügümü söylüyorum. ~
You w ( e ) ave magic on me crossing every boundary into you I perceive I wear my heart on my sleeve
Bakiyorum, emzigi ariyorum.
I'm looking, I'm looking for the pacifier.
- Neye bakiyorum ben burada? - Ne demek istiyorsun?
What am I watching here?