Bangor translate English
109 parallel translation
Bangor'un çamlı tepelerinden Golden Gate'e kadar Pittsburgh ve Chicago da var...
And spread from the pine-clad hills of Bangor to the Golden Gate with stopovers at Pittsburgh, Chicago...
Çarşamba yola çıktım.
Wednesday I left Bangor.
Teddy Roosevelt'i Boston'dan Bangor'a altı saatte götürmüştüm.
I took Teddy Roosevelt from Boston to Bangor in six hours.
Boston'dan Bangor'a altı saatte götürmüştüm onu.
I took him from Boston to Bangor in six hours.
Bangor, bu benim hattım.
Bangor, this is my trunk.
Bangor. İyi.
Bangor.
Cape Anne'e en yakın havaalanı Bangor.
The closest airport to Cape Anne is Bangor.
Sen... treni, dul kadını, çocuklarını çekeceksin.
You... shoot the train, shoot the widow, shoot her kids. Then drive to Bangor. There's a wire photo transmitter there.
Ama şimdi, Cumartesi Bangor'a annesini ziyarete gidecek olan Olive Coe'ya Boston ekspresine binip nasıl gideceğini söyleyebilirsiniz.
But now, maybe you can tell Olive Coe how she's going to get to Bangor on Saturday... to get the Limited to Boston to visit her mother.
- Bangor'a neden gitmek isteyeyim ki? - Et getirmek için.
- What do I want to go to Bangor for?
Bangor'da filmler.
The movies in Bangor.
Bangor'a gidiyoruz.
We're going to a movie in Bangor.
Bangor'da.
In Bangor.
Sonrasında bir iki yere daha uğrayıp, doğruca eve geldim.
A couple other towns in Mass, on to Portland, Bangor and straight home.
Bangor'a kadar durma.
Don't stop till we hit Bangor.
EUSTON İSTASYONU, LONDRA - 1967 Herkes, Maharishi'nin konferansına katılmak üzere... bir haftalığına Bangor'a davet edilmişti. Meditasyon yapmak için, bu deneyimi yaşamak için gideceklerdi.
Following a lecture that everybody had been to, to see the Maharishi... they were invited to go to Bangor for a weekend... to do meditation and to feel the experience of meditation.
Bu yolculuğa çıkmak için tren garına gittik.
So we all ended up getting on a train to Bangor, for this trip.
- Portland'a, Bangor'a, oradan da eve.
Portland, Bangor and straight home!
- Cuma günü, 4'te Bangor'dan ayrıldım.
- I left Friday, four o'clock out of Bangor.
- Bangor'a.
- Bangor.
- Bangor'da ne var?
- What's in Bangor?
Stark burada, Bangor'da.
Stark is here in Bangor.
- Bangor'da ne yapıyorsun?
- What are you doing in Bangor?
Bangor'daki doktoru öldürdü.
He killed that doctor in Bangor.
Tabi ki hiç özgür kılınmış insan görmedim.... ama Bangor ve Portekiz'dekilere baktığında... insan görüyorsun.
Of course, I haven't known that many freed men but those I knew in Bangor, Portland you look in the eye, there was a man.
Bütün bu yolu seni görmek için geldi.
He's come all the way from Bangor to see us.
- Julie Gaffney ; Bangor, Maine.
- Julie Gaffney from Bangor, Maine.
Hayır, Bangor Daily News'tan bir kupür.
No, it's a clipping from the Bangor Daily News.
Bangor gazetesini gördüm.
I saw the Bangor paper.
Bangor'a mı?
Bangor?
Hayır. Bangor, Maine'e gidiyoruz.
No, we're heading to Bangor, Maine.
- Bangor, Maine'e gidiyoruz.
- will now be Bangor, Maine.
Bangor Uluslararası Havalimanı en emniyetli tercihimiz olacak.
Bangor International Airport will be our safest bet.
Ve hatta Bangor'a giden yol da olmayabilir.
No, and it might hold all the way to Bangor.
Az sonra, Bangor sahasına, ilk alçalmamıza başlayacağım.
I'll be commencing our initial descent into the Bangor area very soon.
Bangor alanına iniş için alçalmaya devam ediyorum.
I am continuing our descent into the Bangor area.
Bangor Kule burası AP Uçuş 29, tamam.
Bangor Tower, this is AP Flight 29, heavy.
Bayanlar ve baylar, Bangor'a hoş geldiniz.
Ladies and gentlemen, welcome to Bangor.
Ve bu da Bangor saatiyle 04 : 07'de olduysa şayet, o zaman, kentteki neredeyse herkesin uykuda olması gerekir.
And if this happened at 4 : 07 Bangor time, well, then almost everybody in town must have been asleep.
# Ah, Bangor'dan 6 mil uzakta... #
* Oh, it's six miles from Bangor to Donaghadee *
Yaşlı kadını dükkandan çıkarken gördünüz, Bay Bangor.
You saw the old woman leave the store, Mr. Bangor.
Bu kadar, Bay Bangor.
That will be all, Mr. Bangor.
Bangor, Maine.
Ben Cormain, Jim Norman,?
Bangor Fuarı'nda bir maymun beslemiştim.
- Can I feed her, Mrs. Anderson? I fed a monkey once at the Bangor Fair.
Bangor'daki şartlar da kötü...
( TV : ) Conditions in Bangor are nearly as bad...
Ben de Bangor'dan San Francisco'ya, nerede bir kel bulursam sorgulayacağım.
In the meantime, I'm going to round up every bald provie... From Bangor to San Francisco.
- Eğer Bayan Sara Moore'u arayan olursa ona Bangor, Maine'deki otelinize yerleşeceğini söyleyin lütfen.
If anybody calls for Ms. Sara Moore, tell them she's relocated... to one of your hotels in Bangor, Maine.
Bangor, Maine. - Doğru.
Bangor, Maine.
# Ah, Bangor'dan 6 mil uzakta... #
* Oh, it's six miles from Bangor to Donaghadee
Yedinci kanaldakilerle bu rakamlara inanmayı zor buluyoruz ama Machias bir metre diyor. Görüş mesafesi sıfır. Yollarda trafik yok.
( TV : ) Without the drift factor, and zero visibility... ( TV : ) Conditions in Bangor are nearly as bad...
Bangor'daki durum da kötü. Ne diyorlar?
What are they saying?