Banks translate English
4,597 parallel translation
Bankaların kurbanlarına vermediniz.
You didn't give it back to the banks'victims.
Bankaların suçlarının altını çiziyorduk.
We were highlighting the banks'crimes.
Banka soygunu?
Robbing banks?
Baştan şunu belirteyim, bankalara müdahale edilmesi söz konusu olmayacak, ayrıca en az 7-8 yıl yeşil enerji için kamu yatırımı yapamayacağız.
Any intervention in the banks is out of the question. And there can be no public investment in green energy for 7 or 8 years.
Larry Banks'le tanıştırayım.
Meet Larry Banks.
Yarı final maçından sonra onunla yüzleşmişse Banks GHB'yi o zaman enjekte etmiştir.
Okay, so, if she confronted him after the semi-final match, that could've been when Banks shot her up with the GHB.
Banks'i de.
I don't see Banks, either.
Hindistan bankasından, hesaba..
From Indian banks, unaccounted money..
Sen Donnie Banks misin?
You're Donnie banks?
Bankalar ve memurları tarafından bazı kusurları bilinir hale geliyor.
Ah, certain imperfections are becoming known to the banks and their agents.
İskoçya bankasından artan para.
Surplus cash from the Scottish banks.
İskoçya bankası Londra'daki ihtiyaçlarını karşılamak için artan tüm parayı yolladı.
The Scottish banks send all the cash that's surplus to their requirements back down to London, on the train.
Bankalar barlarımızı, iş yerlerimizi ve sonunda evlerimizi ele geçirdi.
The banks took our bars, our businesses and then our homes.
Banks, Duffy, buraya gelin.
Hey, Banks, Duffy, get over here!
- Adı Tommy Banks.
His name's, uh, Tommy Banks.
- Tommy Banks.
Tommy Banks.
Tommy Banks'i arıyoruz.
We're looking for Tommy Banks.
Tommy Banks'in sevgilisi misin?
You Tommy Banks'girlfriend?
Banks!
Banks!
Seni vururum!
Banks, I will shoot!
Ray'i de banka soymayı da unut.
Forget about Ray and robbing banks ;
Banka soygunu işine geri dönmekten bahsediyorlardı.
They were talking about getting back into banks.
Çok parası olan bankaları soymaktan.
Getting some banks with some real money.
Hangi bankalar olacağını biliyor musun?
Got any specifics on which banks?
Bay Banks?
Mr. Banks?
Bay Banks için amonyak tuzu lütfen.
Smelling salts for Mr. Banks, please.
Serin okyanus esintileri, sıcak Arap havasıyla bir araya gelerek engin bulut kümelerini oluşturuyor.
Cool ocean winds meet warm Arabian air creating vast cloud banks.
Geçen ay yağmalandıktan sonra hastane kan bankasını boş tutuyordu.
Well, the hospital has kept the blood banks empty ever since they were raided last month.
Ama bu iş sahiplerinin ailelerine koşamadıkları zamanlar için bankaların, sigorta şirketlerinin ve diğer her şeyin varolma sebebi değil mi?
But isn't that what banks are for and insurance, and all the other things that business owners have when they can't run to their family?
Tanner, büyük çocuklara bulaşmaktan korkmuyormuş. Bankalar, petrol, kirli politikacılar.
Tanner wasn't afraid to take on the big boys- - banks, big oil, dirty politicians.
İnsanlar hep bankaları hackliyor. Pentagon, Nasa.
People hack into banks all the time- - the Pentagon, NASA.
Artık bankaya gerek kalmadı Ben.
- No need for banks anymore, Ben.
Eğer sen de ne yaptığını biliyorsan yarın yabancı bankalar açılmadan önce Mathis'i A.C.V. hesabındaki görevinden alırsın.
And if you know what you're doing, you'll take Mathis off the A.C.F. account before the foreign banks open tomorrow.
Onlar, Jersey bir çiftlik kendi New Milford denilen yerde, kıyısında Hackensack Nehri.
They own a farm in Jersey, a place called new milford, on the banks of the hackensack river.
Bu da demek oluyor ki, hafızana bir şeyler yerleştirmişler.
Which means, by definition, you must've stored and processed something in your memory banks.
I.P. adresi Banks and Bauer'a kadar gidiyor.
IP was traced to Banks Bauer.
Bayan Banks, emin misiniz?
Ms. Banks, you're sure?
Evet, altı ay önce kovulana kadar Banks and Bauer'da avukatmış,...
Yeah, he was an attorney at Banks Bauer until he was fired six months ago.
Üç ölüm, hepsi de Banks and Bauer hukuk firmasına uzanıyor.
Three deaths, all leading back to the law firm of Banks Bauer.
Rigsdale'in hala Banks and Bauer tarafından temsil edildiği yazıyor.
It says here Rigsdale's still represented by banks and Bauer.
Aynı zamanda geçtiğimiz yıl Banks and Bauer tarafından düzenlenen partiye katıldınız değil mi?
And isn't it also correct that you attended the Banks Bauer summer associate party last year?
Ancak çuvaldaki banknotların soygundan olduğunu kanıtlayamıyoruz çünkü kahrolası bankalar çoğunun kayıtlarını tutmamışlar.
But we can't prove the notes on the holdall are from the robbery, because the bloody banks didn't keep records of most of them.
Kadının adı Flora Banks.
Her name is Flora Banks.
Bu gece Flora Banks ile tanıştım.
I met with Flora Banks tonight.
Bence Phil bankaları soyarken sen de ona yardım ediyordun.
See, I think when he was robbing those banks, you were helping him.
Bankalar kapanmadan önce üç yere para yatırmam gerek.
Three deposits before the banks close.
Banks, 79.
Banks... 79.
Banks ile bir çalışma grubundayız da...
You know, Banks and I are in a study group.
1887 kışında Mısır'da, Tel el-Amarna'da, Nil Nehri sahillerinde Akad dilinde çivi yazısı ile yazılmış kil tabletler keşfedildi.
In Egypt, at Tel-el-Amarna, on the banks of the Nile and in the winter of 1887 there were discovered clay tablets written in cuneiform Akkadian language
Savaş gemisinin bilgi bankası tarihsel olayları açıklıyordu fakat yine de kendi geçmişime ait bir bilgiye sahip değildim, bu yüzden gelecekteki yerimi yeniden gözden geçirdim ve kendime "ben de diğerleri gibi olabilir miyim" diye sordum.
The warship's data banks provided historical fact, but, still, I possessed no memory of my own past, so I began to reconsider my place in the present and wondered, "could I be like the others?"
Daytona pistinde sürmek her yarışçının en büyük hayaliydi.
[Kanter] It's every racer's dream to get up on the banks of Daytona.