Beams translate English
745 parallel translation
Tavana bakıyorum, çam kirişler görüyorum.
I look up to the ceiling, I see... I see pine beams.
Servi kirişler.
Cypress beams.
Dr. Tobel'in cihazının çalışma prensibi, üç sonik ışın kullanılmasını gerektiriyor.
The principal of Dr. Tobel's device involves the use of three sonic beams.
- Odanızda hiç kiriş var mı?
- Have you got any beams in your room?
Sizin şu kirişleri sayma olayı gerçekten işe yarıyormuş.
Your counting beams certainly works.
Eğer kirişleri sayarsan duaların gerçekleşir.
And if you count the beams, your prayers will come true.
- Parlama.
- Beams.
Gülüşünle etrafı aydınlatışın
The way your smile just beams
- Kemerlerdeki izlere bakarak, Clint bu gemide 150-170 kadar fare olduğunu garanti ederim.
Well, from the tracings on those beams, Clint, I can guarantee 150 to 170 rats on this ship.
Onları baş aşağı boğazları kesilmiş olarak buldum.
They were both hanging from the beams upside down, dead. Their throats were cut.
Şu I kirişli demirleri gemiye taşıyın!
Move those l-beams to the ship!
Herhalde bu eski kirişler çürümüştür.
I suppose these old beams are rotted.
Kendi gözlerinle gördün. Nötron ışınlarının içindeydi.
Well, you saw it yourself, standing in those neutron beams.
Işınlarım tabancalarınıza odaklandı, beyler.
My beams are focused on your blasters, gentlemen.
Sanki parçalayıcı ışınlarda büyük bir şekil gibiydi.
... it was just some kind of big outline in the disintegrator beams.
Kirişlerin kesiştiği yere.
Where the beams cross?
Şimdiden, radyo sinyallerini uzayda en düzgün şekilde yönlendirebiliyoruz.
Already, we can direct radar beams out into space with the utmost accuracy.
- "Git ve solgun ay ışığında seyret." - "Çünkü, gri renkli harabeler, günün parlak ışığı altında aldatıcı yaldız görünümündedir."
"Go visit it by the pale moonlight." "For the gay beams of lightsome day Gild, but to flout, the ruins grey." - Oh, my!
Ana yapının kirişleri :
Beams for the central structure :.
Ve direk de gerekiyor, Bay Ashton.
And we need beams please, Mr Ashton.
Sağlam ağaçlar bulmamız lazım tünellere kiriş yapmak için.
We've got to find some strong trees to make beams for the galleries.
Direkler yumuşar ve süngere benzer. Sonra da çürür.
Beams like this get soft and spongy, so they rot.
- Bunlar ışık ışınları olmalı.
These must be the light beams.
Müsaadenizle.Bu görmüş olduğunuz küçük mavi ışınlar kızılötesi hatlardır.
Excuse me. You see those tiny blue beams. They are infrared circuits.
Çünkü bu ışınlar Venüs'ün etrafında bir daire oluşturuyor ve bu daireye yapılan en küçük bir müdahalede, alarm devreye giriyor.
Because those beams create a circuit around the'Venus'and anything that breaks the circuit, instant alarm!
Işınları nasıl bükeceğimizi öğrendik ama birleştirme mekanizması nasıl tetiklenir bilmiyoruz.
We've learned how to curve the beams but we still don't know what triggers the joining mechanism.
Işınlar gönderildi.
The beams are on their way.
Bay Scott, bölücü ışınlar artık saldırı durumunda değil.
Mr. Scott, disrupter beams are no longer hitting us.
- Hayır, efendim. Sadece tarama ışınları.
No, sir, just scanning beams.
- Tarama ışınlarından bir şey var mı?
Lieutenant Uhura, anything further on those scanning beams?
Ses sinyalleri tel titreşimi yaymak zorunda toprak kaymasının zayıf tarafında.
Sound beams should produce a sympathetic vibration on the weak area of that slide.
- Kaldım. O beni nakil aracına atana kadar.
Aye, sir, and I stayed, until that female gargantua threw me into the transporter beams.
Belki çekici ışınlar.
Tractor beams maybe.
Kirişlerine kadar.
Right down to the cement beams.
Işınlar tekrar çalışıyor.
Captain, Sensor Section says the beams are working again.
Tüm sensör bölümlerinin ışınlarını arkaya yönlendirin, tam fonksiyonla, operasyona devam.
Lieutenant Uhura, order all Sensor Sections to direct beams aft, full function, continuous operation, until further orders. Yes, sir.
Tüm ışınlar hazır olsun.
All beams ready.
Gezegenden ısı ışınları geliyor.
There are heat beams of some kind coming up from the planet's surface.
Işınları kesemezsek, 12 saat içinde atmosfere vuracağız.
Unless we can get those beams off us so we can use our engines, we're due to hit atmosphere in less than 12 hours.
- Sensör ışınları, çok güçlü.
- Sensor beams. Very strong.
Işınlar devam ediyor.
Those heat beams are still on us.
İleri izci ışınlarımızı, geri tepme için ayarla.
Our forward tractor beams, adjust to repel.
İnşaat iskelesini, yukarıdaki çatıyı ve kenar süslerinin halini görüyorsunuz.
The beams, the roof and the bell that has cracked.
Minik örümcek ağından dizgini. koşumları ayışığının nemli ışıltısından.
The traces of the smallest spider's web and the collars of the moonshine's watery beams.
Ayrıca direk ve temel pilonları var.
And there's beams and foundation pylons.
Bay Chekov, güç kaynaklarının yerlerini bul, faktörleri gir ve onları çekebilmek için ne kadar yüklenmemiz gerektiğini hesapla.
Mr. Chekov. Pinpoint power source locations. Type power load factors, and how much our beams have to pull to overload them.
O mekiğe iki çekici ışın yolla.
I'm well aware of that, Scott. Get two tractor beams on that shuttlecraft.
Çekici ışınlar yollandı.
Tractor beams on.
Uzay mekiğine çekici ışın yollamaya devam ediyor muyuz?
Maintaining tractor beams on the shuttlecraft, Mr. Scott?
- Çekme ışınları mı?
- Tractor beams?
- Işınlanmayı etkinleştir.
Activate beams.