Become translate English
41,084 parallel translation
Kronik hastalığım sayesinde ağrı tedavisinde bir çeşit uzman haline geldim.
Because of my chronic illness, I've become something of an expert in pain management... what causes it, and what prevents it.
Bahsettiğim konu sana olan takıntısı yüzünden nasıl bir adam haline geldiği.
I'm talking about who he's become because of his obsession with you.
- Wally ve Tim yakın arkadaş olsalar bile Scorpion'un Walter'ın ekibi olduğu gerçeği yadsınamaz.
How? Even if "Wally and Timbo" become BFF's forever there's no getting around the fact that Scorpion is Walter's team.
Pekala, müdür olduğumu düşün.
All right, let's say I become a manager.
Babam vefat ettiğinde Jane benim her şeyim oldu.
When dad passed away, jane become everything to me.
Ben farklı bir kadın oldum
The woman I've become is not the same
Zincirde kalıp bağış yaparsın ve fedakar donör olursun.
Or you stay in the chain and donate, and become what we call an altruistic donor.
Daha önceden seninle flört edebilecek cesareti nasıl bulduğumu sormuştun.
When you asked me before... why did I become brave enough to flirt with you.
Peki nasıl metresi haline geldim?
So how did I become his mistress?
Cadılar Bayramı yaklaşırken, boyutlar arasındaki engeller, daha şeffaf, daha geçirgen hale gelir.
As Halloween nears, the barriers between dimensions become thinner, more permeable.
Kabus rüyada onları esir tutarken, canavarlar gerçek dünyadaydılar.
While Nightmare holds their dream selves captive, they've become monsters in the real world.
Bizi bir arada tutmaya yardımcı olacaktır.
It will allow us to locate one another should we become separated.
Dünyanın en kötü kabusuna hazır olun!
Prepare for your world to become your worst nightmare.
Cadılar Bayramı bitti, ve kabusu kendi aleminde tutmak için bu boyuttaki engeller daha da güçlü hale geldi.
All Hallows'Eve is over, and the dimensional barriers will become steadily stronger, keeping Nightmare where he belongs.
Bu işin senin için bu kadar kişisel olmasından endişeliyim. Duygularının kararının önüne geçmesinden.
I'm worried about how personal this has become for you, how emotions can cloud your judgment.
Hani kendine güvendirmen gerekir sonra olmadığın birine dönüşürsün.
You know, you... you get them to trust me and then become someone you're not.
Burada çakallar bile balıkçı olmuştur.
Here, even the coyotes have become fishermen.
Bu, benim daha iyi bir pilot olmama yardımcı oluyor ve ben, doğadan ilham almaya çalışıyorum.
This helps me to become a better pilot, and I try to take inspiration from the nature.
Bu karanlık, karmaşık sularda neredeyse tamamen körleşmişlerdir. Bu yüzden yavaş hareket eder sonarlarını dikkatle kullanıp orman zeminini tarayarak balık ararlar.
In these black, tangled waters, they have become almost totally blind, so they move slowly, carefully using their sonar to scan the forest floor for fish.
Artık o, katillerin katili olmuştur.
He's become a killer of killers.
Çöl ansızın yeşile kestiğinde ise görünüşte en ıssız görüneni bile bir fırsatlar diyarına dönüşebilir.
And when a desert suddenly turns green, even the most seemingly desolate can become a land of opportunity.
Bu kayalık çöller aldatıcı bir güzellğe sahip olabilir ama bu kadar kıraç haldelerken pek az yaşam barındırabilirler.
These rocky deserts may have a beguiling beauty, but when they become this barren, very little life can endure.
Çimenler, meyve veren ağaçların minyatür birer dengi haline gelir.
Grasses become the miniature equivalents of fruiting trees.
Gittikçe daha da güçlenerek sokaklarımızı ışıkla doldurdu.
It has become more and more powerful, filling our streets with light.
Işıklar daha da sersemletici hale geliyor.
The lights become more and more bewildering.
Haftalar içindeyse makaklar ekiple iyice haşır neşir oluyorlar.
And over the course of weeks, the macaques become all too familiar with the crew.
Yatak yarasının aslı nihayetinde, şiltenin bir parçası haline geliyorsun.
The thing about bed sores is, eventually, you become part of the mattress.
Bir şeytan çıkartıcı olarak.
To become an exorcist.
Polis memuru olmaya karar verdiğin zamanı düşün.
Think back on when you wanted to become a police officer.
Doktor olabilmek için kilisemden ayrıldım ama hala rahibim.
I left my parish to become a doctor, but I'm still a priest.
- Giselle Overman bu ülkede sesi duyulmayan insanların sesi oldu.
- Giselle Overman has become a voice in this country for people without a voice.
Doktor olmaya o zaman karar verdim.
That's when I decided to become a doctor.
Ve ben de istediğim herhangi bir gaz olabiliyorum.
And I can become any gas I can think of.
Artık olayları önceden tahmin etme zamanı geldi.
It's time to become proactive.
Öksüz ve yetim kalmış olabiliriz Sigurd.
We may have just become orphans, sigurd.
- Ama gitmek istemiyorum.
- And become a man. - But I don't want to leave.
Rittenhouse ileride...
Rittenhouse will become...
Commodus isteği dışında, yeni imparator olmak için babasının altında eğitim almaya Germania'ya çağrıldı.
Against his will, Commodus has been called to Germania. Ordered to train under his father to become the next Emperor.
Commodus'un imparatorluk için aldığı eğitimlerin Roma tarihinde bir benzeri daha yoktu.
The means through which Commodus was groomed and trained to become Emperor were unparalleled in Roman history.
Marcus Aurelius, 17 yaşındayken günün birinde imparator olmak üzere seçilmişti.
Marcus Aurelius had been chosen at the age of 17 to, someday, become Emperor.
Cassius Dio da aslen konsül olacaktı.
Cassius Dio was actually to become a consul.
Roma'nın en büyük güçlerinden biri ölümcül bir zayıflık hâline gelmişti.
One of Rome's greatest strengths has become a fatal weakness.
En iyi Romalı olmak zorundaydı.
He had to become the best Roman.
Başlarda elit sınıfın cenaze törenlerinin parçası olarak başlayan Gladyatör Oyunları Roma halkının büyük ilgi gösterdiği bir etkinlik olmuştu.
First staged as part of funeral rites for the elite class, gladiator games have become a popular spectator sport of the Roman people.
Commudus, tahta geçtikten sonra kendi başına hareket etti. Babasına sadık olan ve kendisini sürekli olarak olumsuz şekilde babasıyla kıyaslayan gruptan uzaklaşmak istedi.
Commodus, once he takes power, is keen to become his own man, is keen to break away from this group that he sees as being loyal to his father, always comparing him negatively with his father.
Sen ve imparatorumuz epeyce yakınlaştınız.
Now, you and the Emperor, you've, uh... become quite close.
Günlük iş Ayık kalmak, toplantılara gitmek Insanlar neredeyse entelektüel eşit değil,
The daily business of staying sober, of going to meetings with people not nearly my intellectual equal, has become a bore.
İyileşme süreci durgun hale geldi, Bu yüzden zorluk seviyesini arttırdım, Nişanlı kalmak için.
The process of recovery has become stagnant, so I've increased the level of difficulty, in order to remain engaged.
Baird de NATO'da terör karşıtı özel ekipteki işini bırakıp Kütüphane'de Koruyucu oldu. - Yan hakları daha iyi.
I mean, Baird left her super cool job with the NATO Antiterrorism Task Force to become a Guardian for the Library.
Hepiniz Korku Evi'nin daimi birer parçası olacaksınız.
You're all about to become a permanent part of my House of Horrors.
Başka bir şeye dönüştüm.
I've done horrible things... become something else.