English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Begin

Begin translate English

16,529 parallel translation
Dr. Wilkes'ı bulup yarın akşam için hazırlıklara başlayayım.
I'll find Doctor Wilkes and begin preparations for tomorrow evening.
Başlamadan önce hayranlarıma ve çok sevgili stüdyo aileme bu korkunç zamanlarda beni destekledikleri için teşekkür etmek istiyorum.
Before I begin, I would first like to thank my wonderful fans and my dear, dear studio family for their unwavering support of me at this terrible time.
- Haftaya nü çizimlere başlıyoruz.
Next week, we begin nudes.
Tuttuğum zamana göre iki dakika içinde somutluğunu kaybedeceksin.
By my timing, you'll begin to lose mass in two minutes.
Beni Özel Harekât Ajanı yapmasaydın ve ölmeseydin senin yerini alırdım ve bu durumda olmazdım.
I wouldn't even be in this situation had you not put me up for the SOE position to begin with and then gotten yourself killed just so I would take up your flag.
Başlayalım.
Let's begin.
Nereden başlasam bilemiyorum.
I don't even know where to fucking begin with you.
Oyun başlamak üzere.
The play is about to begin.
Crusoe benim adaya gelmeden önce tahribatın tüm her günkü gibi başlar.
It all begin like every other day before Crusoe came to my island.
O halde başlayalım
Then let us begin.
Artık... yeniden başlayabiliriz.
And now... we can begin again.
Başlayalım o halde.
Then let's begin.
Hadi başlayalım.
Let's begin.
Tarım İstasyonlu Monty Green ve fabrika kızı Zoe Monroe, hoş geldiniz. Artık sıra bir sonraki aşamada. Yayılma ve rahatlama.
Welcome Farm Station's own Monty Green and factory girl Zoe Monroe as we begin our next crucial phase... expansion and salvation, and this will lead the way.
İki saat içinde birleşme hamleleri yapmaya başlayacağız. 13 uzay istasyonu birleşiyor muhtemelen insanlık tarihindeki en büyük mühendislik becerileriyle donatılacağız hepsi senin yarattığın kabustan sağ salim çıkmayı amaçlıyor.
We're set to begin docking maneuvers in two hours, 13 space stations becoming one, possibly the greatest feat of engineering in human history, all designed to ride out the nightmare that you created.
Kumandan, ateş açmalarını istemiyorsan birleşmeye başla.
Commander, if you don't want them to fire, then begin the maneuvers.
Birleşmeye başla.
Begin those maneuvers.
Açılışı 100 milyon dolarla yapalım mı?
Shall we begin our bidding at $ 100 million?
Daha fazla kanamaması için lavaj yapıp, yarayı dağlayacağım.
I will begin by irrigating the wound and cauterizing it to prevent any further hemorrhaging.
Hikâyeler başlar, hikâyeler biter.
The stories begin. The stories end.
Neşeli günümüze başlamadan birkaç kısa duyurumuz var.
Just a couple of quick announcements before we begin our joyous day.
Daha ne kadar Batman yapılabilir?
How many times can Batman begin?
Çok az insan kendini suçlu hissetmez çünkü onlarda vicdan diye bir şey yoktur.
But a lucky few don't feel the guilt because they never had a conscience to begin with.
O yüzden, mahkemeye doğru yürümeye başlayacağız.
So, we'll begin marching at the courthouse.
Hangisinden başlayacağız Victor?
Where do we begin, Victor?
- Seanslarımıza başlayacak mıyız?
We'll begin our sessions?
Bırakın da bu sefil dünya son bulsun ve başka bir dünya doğsun.
And let this wretched world end and let another begin.
Burası kariyerinin başladığı yer, bittiği değil.
This is the place where you begin a career, not where you end it.
Yaptığım strateji, sabır, onca çalışma hepsi yok olup giderdi saplantılı şekilde sadece rakibimi yok etmeyi düşünürdüm.
All the strategy, patience, and practice would vanish, and I would begin obsessing about total destruction.
- Soyu saymadan hükümdarlığın başlaya -
You reign cannot begin until you...
Neresinden başlasam...
Yeah, um, it's... Where to begin? Um...
Kaybettiğinde, Claire kendi kariyerine başlayabilir. Bu da benim için çok daha önemli.
When he loses, Claire can begin her own career... which is far more important to me.
- Başlayalım mı?
Shall we begin?
Hep oradan başlıyorum.
That's where I always begin.
Çağırırım da yanıma koşmazsan sadakatini sorgulamaya başlarım.
When I call for you and you don't scamper to my side, - I begin to question your loyalty. - I was busy.
Güreş tekniğinde bel altından dövüşmeye başlarsın.
In your wrestling technique, let's begin by fighting low.
Hadi bu çılgınlık başlasın.
Let the madness begin.
Bir kere başladı mı, geri dönüşü yok.
Once we begin, there's no turning back.
Dostlarım, zaman geldi.
My friends, it's time to begin.
Başlayabilirsiniz.
And begin.
Kendinle baş başa kaldığında, etrafında kimse yokken, iyice derine iniyorsun ta ki... kendini kaybedene dek.
When you are alone with yourself all the time, with no one but yourself, you begin to go deeper and deeper into yourself until... you lose yourself.
Başlamaya hazırız!
And we are ready to begin!
Albay, başlayalım.
Colonel, let's begin.
Nereden başlayacağımı bile bilmiyorum!
Dear Lord, I don't even know where to begin!
Ben biliyorum.
Oh, I'll tell you where to begin.
Arzulanan noktada atmosfere girebilmesi ve Florida'nın 1130 kilometre... güneydoğu açıklarında kurtarma bölgesine inebilmesi için...
And he must begin the retro-sequence 300 miles west of California... if he's to reenter the atmosphere at the designated point... and land in the recovery area
Savaş başlamak üzere.
- The war is about to begin. - Yeah!
Yarın başka tedavilere başlayacaksınız.
You're to begin other treatments tomorrow.
# İşte şimdi başladın oynamaya #
♪ you begin to play now ♪
Zor zamanlar geçirdiğimizi biliyorum ama devlet, onlar gidene kadar işe başlayamayacağımızı söyledi. Bu da tam mesai için çalışan alma tarihlerinin ertelendiği demek oluyor.
I know these are difficult times, but the state has told us that until they're gone, we can't begin work, meaning the start date for hiring full-time positions
Tanrı'ya hizmet vakti.
Let God's work begin. resync by CyberPunk

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]