Behind translate English
58,561 parallel translation
Asıl ben teşekkür ederim. McGill'in arkasını topladığın için.
No, thank you for cleaning up that mess McGill left behind.
Bunun arkasında kimin olabileceğini düşünmek oldukça korkutucu.
Now, that's scary, to think who could be behind that.
- Bunun arkasında kim var?
- Who's behind this?
- Seni bırakmıyorum.
I'm not leaving you behind.
Kellerman mı var bu işin arkasında?
Kellerman's behind this?
Tehdit için Michaela arkadan mı yine?
Is Michaela behind you to threaten me again?
Eller arkaya.
Hands behind your back.
Sizi Annalise'nin arkasındaki koltuklara oturmanız için çağırdım, atışmanız için değil.
I brought you here to fill the seats behind Annalise, not to bicker.
Bayan Mahoney tüm yaşananların geçmişte kalmasından memnun musunuz?
Mrs. Mahoney, are you happy to put this all behind you?
Hayır çünkü geçmişte kalmadı.
No, because it isn't behind us.
Buraya, yaşanan kötülükleri geçmişte bırakıp yolumuza sevdiğimiz insanları güvende tutarak devam edelim demek için geldim.
So I'm here to say let's just put the horrors behind us, move on, keep the people we love safe.
Ya ölümüne dövüşürüz, ya da tüm bunları arkamızda bırakabiliriz.
We could fight to the death, or we can put all this behind us. How?
Belki bizzat yapmadın ama bu işte parmağın var ve ikimiz de bunu biliyoruz.
Maybe you didn't do it yourself, but you're behind it, and both of us know that.
Lütfen, eve gel. Açıkça anlaşıldığı üzere Sam Keating ve Rebacca Sutter cinayetlerinin ardında Gibbins'in olduğu görülüyor dolayısıyla bu davamızın bütünlüğüne gölge düşürüyor.
Obviously, this points to Gibbins being behind both the Sam Keating and Rebecca Sutter murders, thereby casting doubt on our entire case.
Lüks, Vahhabilerin uygun gördüğü bir şey değil o yüzden lüks, kapalı kapılar ardında kalacak.
Luxury is something the wahabbists frown upon, so luxury will stay behind closed doors.
Kapalı kapılar ardında tabii.
Behind closed doors, of course.
Zaten burada bırakacaktım.
It would've been left behind anyhow.
Tüm bu tatsızlıkları ardımızda bırakıp eskisi gibi yola devam etmememiz için bir sebep göremiyorum.
There's no reason we can't put all this unpleasantness behind us and continue on as we have been.
Takım elbiselerin, kapalı kapıların ardında her birimiz aynı arzuların hükmü altındayız.
Underneath the suits, behind closed doors, we're all ruled by the same desires.
Onu geride bırakacaktım ama alabilirseniz, buraya iki blok ötede bir otoparkta.
I was going to leave it behind, but if you can get it, it's in a parking garage two blocks from here.
Outis'i kovalamaktan bıktım, hep gerisinde olmaktan.
I'm getting pretty tired of chasing Outis. - Always being behind him.
Arkasındaki haini arıyordu.
Looking for the traitor behind it.
Yani Outis'i arkasında bıraktı. Outis takip etmeye çalışacak önümüzdeki bir iki gün içinde ABD'ye dönecek.
She's leaving crete alone, which means she left outis behind, and he'll try to follow, return to the U.S. in the next day or two.
Bütün bunları geride bırakmama birkaç ay kaldı.
I'm a few months away from putting all this behind me.
Sonunda temize çıktığını ve hepsini geride bıraktığını?
How you finally came clean and put it all behind you?
Gözlerde olan şeydir zaten önemli olan, Profesör.
It's what's behind the eyes that counts, Professor.
Ben ve Sofia orada kalıp bir dalış dükkânı açtık.
Me and Sofia stayed behind and opened a dive shop.
Onu geride bıraktığın için kendini suçluyor olsan gerek.
You must feel guilty for leaving him behind.
Bahsettiğim tüm bu çılgınlıkların arkasında biri var.
There's somebody behind all of this crazy shit that I was talking about before.
Bu psikopatların hepsini hapse tıkacağız.
We're gonna see every one of those psychos behind bars.
Heart Holding çıktı işin içinden. Her şeyin arkasında onlar var. Bağımlılar, yarışçılar.
It's called Heart Enterprises, and they're behind everything... the junkies, the racers.
Buraya gizlice girdiğinizde kapıyı geri kapattınız mı?
When you snuck in here, did you secure the doors behind you?
Şükran Günü yemeğine kalmayacağız o şeyin arkası nereye çıkıyor?
Yeah, well we're not staying for Thanksgiving dinner, so what's behind that thing?
Trioxin de onların işi.
Heart's behind Trioxin.
Onu buradan çıkartırlarken... -... burada bıraktı bunu.
She left it behind when they checked her out of here.
Trioxin de Heart'ın işi.
Heart's behind Trioxin.
Tamam biraz ipucu vereyim sana.
Okay, here's a little peek behind the curtain.
Ne ver bu kapının arkasında?
What's behind this door?
Ayrıca, seni geride bırakırsam kafan havaya uçar.
Besides, if I left you behind, your head would blow up.
Bunun adil bir dövüş olması için bir elimi arkamda tutmam gerek.
You know, for this to be a fair fight, I really should... put one hand behind my back.
İçinde biraz bile olsa psikopatlık olmayan biri kendini Kanlı Yarış'ta bulmaz, ahbap.
No one makes it to the Blood Drive without a little psycho behind the eyes, pal.
Çok geride kaldık zaten.
We're way behind.
Çabuk arkama geç.
Get behind me, quick.
Hiçbir şey bırakmadı.
Didn't leave anything behind.
Kıç taraftaki alt güverte bölmesi civarında, konteynerin arkasında gözden kaybettik.
We just lost sight of it behind the container near a bulkhead on the lower deck, aft.
Ofis inşaatında geri kaldık çünkü adamlar şantiyede telefonla oynuyor.
Well, we're behind on the office building job,'cause some of the guys have been texting on site.
Perdenin arkasını görmeni istemiyorum.
I don't want you to see behind the curtain.
Maryse arkamdan iş çevirmiş.
Maryse went behind my back.
O bir Gölge Avcısı ve bizden olanı yüzüstü bırakmayız.
He's a Shadowhunter, and we don't leave our people behind.
Bu işin arkasında Valentine olmalı.
Valentine must be behind this.
Magnus ile kalır, kalkanların ardına saklanırız.
We will stay with Magnus, hide behind his wards.