Bekliyordum translate English
6,929 parallel translation
Yemeğe gelmenizi bekliyordum.
I have your dinner waiting.
Humper'da onu takip ediyordum kendini açığa çıkarmasını bekliyordum.
Waiting for him to out himself.
- Bunu bekliyordum sanırım.
- I think I expected that.
- Seni bekliyordum.
Waiting for you.
Inceliyordum, oğlum seni bekliyordum.
I've been expecting you, son.
Seni bekliyordum.
I was waiting for you.
Ümitsiz şekilde... olacakları bekliyordum.
And the future's looking... fairly gloomy.
Buraya geldiğinden beri böyle bir cesaret göstermeni bekliyordum.
I've been waiting for you to have the balls to do something like this since you got here.
Ortiz hakkında bilgi bekliyordum.
I was expecting intel on Ortiz.
- Bekliyordum.
- I've been waiting.
Sanırım daha farklı bir şey bekliyordum.
Well, I guess I was just expecting something different, you know.
Birinin öne çıkıp gerçeği anlatmaya gönüllü olmasını bekliyordum.
I've just been waiting for one of them to step up and say that they are willing to tell me the truth.
Sadelik bekliyordum ama hokkabaz oldum çıktım.
I was hoping for minimalism, but I think I came up with magician!
50 metreden ateşlenmiş, 7.62'lik kovanla uyumlu bir yara görmeyi bekliyordum.
I was expecting to find a wound consistent with a 7.62 cartridge fired from over 50 yards away.
Arabada bekliyordum ama görevli adam bana...
I waited at the car, but the desk man said - -
Senin aramanı bekliyordum.
I've been waiting for your call.
Armitage'i bekliyordum.
I was expecting Armitage.
Seni bekliyordum, Hashirama!
I've been waiting for you, Hashirama!
- Merakla bekliyordum, aslında.
I've been looking forward to it, actually.
Evet, bunu bir saattir bekliyordum.
Oh! Yes, I have been waiting an hour for this one.
Bak John, ben seni bekliyordum sen de beni buldun.
You see, John... I've been waiting for you... and you found me.
Uyarı zilini biraz daha ciddiye almanı bekliyordum, Ayden.
I would expect you to take the warning bells a little more seriously, Ayden.
Seni avluda bekliyordum.
We've been waiting for you in the courtyard.
Oysa ben kendini yenilemiş Bay Gold'dan sıcak bir merhaba bekliyordum.
And here I was hoping for a warm hello from the newly-reformed Mr. gold.
Söylemek için doğru anı bekliyordum.
I was waiting for the right moment.
Noah, ben de senin aramanı bekliyordum.
Noah, been waiting for your call.
Dürüst olmak gerekirse, bir çeşit mucize bekliyordum.
To be honest, I was kind of hoping for a miracle there.
Demek istediğim, buraya geldiğimden beri,... bir şeyler patlatmak için bir şans bekliyordum.
I mean, that's all I've been waiting for since I got here, the chance to blow some shit up.
Sana bunu vermek için doğru anı bekliyordum.
I've been waiting for the right moment to give you this.
Seni bekliyordum.
I waited for you.
Siz gelmeden önce hepsinin sarılı olmasını bekliyordum.
I expected to have that all wrapped up before you arrived.
Ben de sizi bekliyordum.
Hey, hey, hey! I've been waiting for you.
- Sizi bekliyordum.
I was waiting for you.
Uzun bir gece olmasını bekliyordum.
I expected it would be a long night.
Valla ne yalan söyleyeyim önüne gelene kafa atan psikopat bir kız bekliyordum.
Well, to be honest, yes. A crazy girl with a headbutting habit.
- Daha erken gelmeni bekliyordum.
I expected you sooner.
Kapıda bekliyordum ve önceki uçuşun yolcuları iniyordu ve birden, tahmin et kim indi?
So, I am waiting at the gate as they deplane the flight before mine, and all of a sudden, guess who gets off?
- Doğru. Evet, bunu bekliyordum.
Correct.
Uzun zamandır bekliyordum.
I've been waiting.
Ben de seni bekliyordum. Araba sürerken görürüm demiştim.
I hoped I'd see you drive up in your car.
Seni bekliyordum.
- I've been waiting up for you.
Seni tam olarak bunu yaparken bulmayı bekliyordum.
This is exactly what I expected to find you doing.
Konuşmak için doğru anı bekliyordum.
I was gonna talk to you at the right time.
İşletme okulundan arkadaşları bekliyordum sadece.
Just waiting for some "B" school friends.
Ben onu bekliyordum... Aylardan beri.
I've been waiting... for months.
- Bilmiyorum. Çoktan ölmüş olmanı bekliyordum.
I thought you'd be dead already.
Bu karanlık boyuttan kaçıp dünyaya ulaşmak için çok uzun zamandır bekliyordum.
I have spent countless eons Trying to escape this dark dimension to reach earth,
Seni bekliyordum.
I've been waiting for you.
Senden bunları duymayı uzun zamandır bekliyordum.
I've been waiting such a long time to hear you say that.
- Bekliyordum ama ona vurduktan sonra Hayes yere yıkıldı ve aşırı pahalı bileziği cebinden düştü.
He didn't fire you or anything? I expected it, but after I punched him, Hayes went down, and this really expensive bracelet fell out of his pocket.
Bunu bekliyordum.
I've been expecting this.