Beloved translate English
4,976 parallel translation
Eski karının evine gireriz sevgili köpeğini oradan çıkartırız.
We are gonna break into your ex's house and take back your beloved dog.
Aktörden dönme polis memuru Todd Carty'nin cenazesinde siz de yeriniz alın, şaşkın halk beşinci matem gününe başlıyor.
The funeral of beloved actor-turned policeman Todd Carty took place today, as a stunned nation entered its fifth official day of mourning.
"Hey, Lavon, çok sevdiğin kuzeninle anlamsız seks yapıyorum."
"Hey, Lavon, I'm having non-committal sex with your beloved cousin."
Gerald, Dorrie, hayal mi görüyorum yoksa ikinizde çok sevdiğim Alabama formalarını mı giyiyorsunuz?
Uh, Gerald, Dorrie, um, am I dreaming, or are y'all wearing my beloved Alabama jerseys?
1991 Eylül tarihli mektubunda sevdiğin bir yakınının kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat ettiğini söylemiştin.
In a letter dated September'91, you mentioned the passing of a beloved neighbor, heart condition. You often ran errands for her.
Kim merhum annelerinin zamansız ölümünün ardından yas tutan kızlarının, kadının ölümünde bir parmağı olduğunu düşünür ki?
Who would ever suspect foul play from the grieving daughters of their beloved mother's untimely death?
Amy Kutsal Hazine Avcıları'nı mahvetti şimdi ben de onun çok sevdiği bir şeyi mahvetmeye çalışıyorum.
Amy ruined Raiders of the Lost Ark for me, so now I'm trying to find something beloved to her and ruin that.
Gördüm ki, Amy'nin çok sevdiği Gurur ve Önyargı kitabı kusursuz bir şahesermiş.
Oh, it turns out Amy's beloved Pride and Prejudice is a flawless masterpiece.
Şimdi arkana yaslan, rahatla ve sevgi dolu çocukluk hatıranın keyfini çıkar.
Well, you sit back, relax and enjoy a beloved childhood memory.
Sevgili Cordelia'ma yardım etmekti.
To help out my beloved Cordelia.
Sevgili Cordelia'mızı düzelten bendim.
It was I who restored our beloved Cordelia.
Onların sevgili Dr. Porter'ı olduğunu sanıyordum.
I thought you were their beloved Dr. Porter.
Çünkü nasıl olduysa artık, ben de bugünümü çocukların çok sevdiği ünlü bir televizyon bilimcisiyle geçiriyorum.
Because as it just so happens, I'm also spending the day with a beloved children's television science personality.
Sevgilim Orsa...
My beloved Orsa...
Ama sevgili karım Katrina'nın üzerimde yaptığı bir büyü sayesinde kurtuldum.
But I was saved by a mysterious spell cast upon me by my beloved wife Katrina.
"Sevgilim eğer bu sana ulaşırsa en kötüsü başıma gelmiş ve savaşta yenik düşmüşümdür."
"My beloved. " If this missive reaches you, "it means the worst has come to pass and I have fallen in battle."
Zayıflık gösterirsen düşmanların saldırır. O zaman her şeyini kaybedersin. Sevgili kızın da dahil.
If you show weakness, our enemies will strike, and you will lose everything including... your beloved daughter.
Bir tanecik Randi'm.
My beloved... Randi.
Pek kıymetli sınıf arkadaşlarım.
My beloved classmates.
Orta Çağda bir şövalye genellikle sevgilisinden bir şeyler giyerdi.
In the Middle Ages, a knight would often wear a token from their beloved.
Çok sevdiğiniz tatil filminiz son derece ırkçı.
Your beloved holiday movie is incredibly racist.
Sevgili Medusa'nı Misya kıyılarındaki bir mağarada bulabilirsin.
Your beloved Medusa is to be found in a cave on the shores of Cisthene.
Pasta okulunda, telefonda Max'le pasta okulu hakkında konuşurken şimdi de restoranda sahnelerin ve televizyonların yıldızıyla ilgili yaşlı seksi hakkında konuşuyorsun.
Pastry school, on the phone with Max talking about pastry school, and now here at the counter talking about elder sex with a beloved star of stage and screen.
Evet, bulmacanın aziz bir parçası eksik.
Yeah, there's just one beloved piece of the puzzle missing.
Birçok Koreli tarafından sevilen, doğruluk ve dürüstlük timsali olarak bilinen Kocam Kwon Yul.
Beloved by many Koreans, known as a man of integrity and honesty, My Husband, Kwon Yul.
Nazik ve sevecen kız kardeşim Madeline'den bahsediyorum.
I speak of my tenderly beloved sister, Madeline.
Bunların arasında beyzbolun en sevilen isimleri de vardı.
Among them, some of baseball's most beloved names.
Flatbush'tan olanların tepkisi Jack'in oyun tarzını sevdiklerini gösteriyor. Orada büyüyenlerin sevdikleri ve ondan bekledikleri şey tam olarak bu.
The Flatbush faithful voicing their approval of Jack as this type of scrappy play is exactly what they've grown to expect of their beloved Bums.
Ulu Alman İmparatorluğu'muza ve sevgili Führer'imiz Adolf Hitler'e
To our great German Empire and to our beloved Führer, Adolf Hitler
Bunu kendine sor, Eğer Cotys sevilen biriyse, neden pis işlerini yaptırmak için kiralık asker tutsun.
Ask yourself, if Cotys is beloved, why did he need to hire mercenaries to do his dirty work?
İstediğimi biricik gelininden aldım.
I took that of his beloved new bride.
Bir akvaryumum var. İçinde tatlı ve şişman süs balığım var.
I have an aquarium full of very beloved, fat goldfish.
Tanıyan herkes sevecek.
Beloved by all who meet her.
Sevgili veziri bile bir şey yapamıyor.
Even his beloved queen can't do anything.
Sevdiğin kişi o kumaş parçasını giyecek olsa bile özenle bir ev inşa etmektir.
"Even as if your beloved Were to wear that cloth " It is to build a house with affection
Sevdiğin kişi o eve yerleşecek olsa bile tohumları yavaşça ekmek ve ektiğini neşeyle biçmektir.
"Even as if your beloved Were to dwell in that house " It is to sow seeds with tenderness And reap the harvest with joy
Sevdiğin onun meyvesini yiyecek olsa bile yaptığın her şeyi kendi ruhunla doldurmaktır.
"Even as if your beloved were to eat the fruit " It is to charge all things you fashion " With a breath of your own spirit
Ve kalbinin sevdiği duacı ile uyuyabilmek için.
Then to sleep with a prayer for the beloved in your heart
"Ve kalbinin sevdiği duacı ile uyanabilmek için."
" And then to sleep with a prayer for the beloved in your heart
Eğer geçmişinde sarf ettiğin bazı acı sözler, senin anavatanına dönmeni engelleseydi ne acı olurdu.
It would, indeed, be tragic if rash words from the past prevented you from returning to your beloved homeland.
Kasabanın sevgilisi postacı.
Mailman and beloved town acquaintance.
Sevgili kraliçemizin tavsiyesine uyup tüm bunlardan vazgeçiyorum.
I am taking our dear beloved queen's advice, and I'm turning things around.
Buna benzeyen, kuzey ve batı Okyanuslarında dolusuyla hazine var.
They are the beloved treasure from my brothers in the West, South and North Ocean.
Kendisi münakaşacıydı. Bu saygıdeğer kurumun Byron'a köpeğini üniversiteye getirmeye izni olmadığını söylediğini biliyor muydunuz?
Now did you know, this esteemed establishment told Byron that he wasn't allowed to bring his beloved dogs to college.
1946 yılında Louie Zamperini sevgilisi Cynthia Applewhite ile tanışıp evlendi.
IN 1946 LOUIE ZAMPERINI MET AND MARRIED HIS BELOVED CYNTHIA APPLEWHITE.
... Sincap Surly bundan böyle biricik özgür Park'ımıza dönmemek üzere şehire sürgüne gönderilmiştir.
Surly Squirrel is hereby banished to the city, never to return to our beloved Liberty Park.
Sevgili kızıl saçlını kurtaramadın.
You couldn't save her. Your beloved red-haired girl.
O kadar kötü ki bir daha da çok sevdiği kulübesine dönmemiş.
Bad enough that he never came back to his beloved hunting cabin.
Çünkü bizim sevgili başkanımız görecek.
because our beloved President will do.
Jack sevgili ineğiyle yeniden bir araya gelmişti. Ayrıca annesi altın bir yumurtanın alabileceği en iyi elbiseleri giyiyordu.
Jack was reunited with his beloved cow, and his mother could now dress in the best a golden egg could buy.
# Sevdiğim insan için #
♪ For my beloved one ♪