Ben vermedim translate English
960 parallel translation
Size hikâyemi ben vermedim.
I didn't give you my story.
Hükmü de ben vermedim, mahkeme verdi.
I didn't pass sentence on him, the court did.
Unutma, bunu sana ben vermedim.
Remember, I didn't give it to you.
Hayır, ben vermedim. Ben size hiçbir şey vermedim.
No, not I. I never gave you aught.
Bu kararı ben vermedim Ruth.
I didn't make this decision, Ruth.
O fiyatı ben vermedim, siz verdiniz.
I didn't put the price on it, you did.
Babam söz vermiş olabilir ama ben vermedim.
The word of my father was given, but not my word.
- Ben vermedim!
- Well, I didn't!
Amos, şişeyi ona ben vermedim, o verdi.
Amos, I didn't give him the bottle, he gave it to him.
Roy'a viskiyi ben vermedim.
I did not serve Roy the whiskey.
Emri ben vermedim, Teğmen Loquenzi verdi.
It's not my order, it comes from lieutenant Loquenzi.
o kadar yanıtı ben vermedim.
I didn't make those answers up.
Onu sana ben vermedim.
I didn't give it to you.
Ben sana bundan daha iyi terbiye vermedim mi?
You... shut up!
Ben sana bundan daha iyi terbiye vermedim mi?
YOU, shut up! No matter how much I teach you, you still cant get yourself together.
Ama yiyeceği ben çalmadım ve barakayı da ateşe vermedim.
I see that. But I didn't steal the food, and I didn't burn down the shed.
Ben Reg'e zarar vermedim.
I didn't hurt Reg.
O beklentiyi siz oluşturdunuz. Hepinizin de çok iyi bildiği gibi ben asla öyle bir ümit vermedim.
You have fed them this hope... when you have known all the time that I have no wish to gratify it.
Ben ona bir şey vermedim.
I gave him nothing.
- Ben öyle tepki vermedim.
- Not by me.
Ben randevu vermedim.
I didn't make a date.
Senin bulduğun yerden, ama ben veda busesi vermedim.
Same place you got yours, only I didn't have to kiss him good-bye.
Beni inciteceğini düşünüp korkma çünkü ben sana böyle bir ev vermedim.
You shall not be afraid that you will hurt me because I have not given you a house like this.
- Size ben oy vermedim Rogers.
- I didn't vote for you, Rogers.
Ben vermedim.
I never gave it him.
Çünkü ben izin vermedim.
Because I wouldn't let him.
Ben ona söz verdim, vermedim mi?
- I gave him my word, didn't I?
Benden 4.000 Liret borç istemişti, ama ben 1 sent bile vermedim.
So he asked to borrow 4,000 lire, but I didn't give him a cent.
Ben kimseye zarar vermedim.
I ain't done nobody any harm.
- İsim vermedim ki. Ama ben Teğmen'e nişanlılk konusunda acele edip şeyyy söyledim...
- I wouldn't allow myself to think it, but it's not me.
- Ben sana söz vermedim mi?
- Why?
Ben emir vermedim.
Not on my orders.
Görüyor musun Cuddles? Beni dünyanın en mükemmel adamı sanıyor. ve ben o çocuğa hiç şans vermedim.
You know, Cuddles, he thinks I'm the greatest guy in the world, and I didn't even give that kid a chance.
Kız kardeşin açtı, ben de adımı vermedim.
Your sister answered, so I didn't give my name.
Ben daha size hediyemi vermedim, ama şimdi vereceğim.
I haven't given you my present yet but I will now.
Buna ben karar vermedim.
'Cause I didn't make any rules.
Ben ateş kes emri vermedim.
What are you doing, Oberleutnant?
Ben söz vermedim.
I didn't make any.
- O uzlaşmak istedi, ben izin vermedim.
It's all my fault. - He wanted to settle, and I wouldn't let him.
Ben hiçbir şeye zarar vermedim!
I wasn't hurtin'anything!
Ben hiçbir söz vermedim kendim bile maça gitmiyorum.
I promised you nothing.
O askerlik kurallarını ihlal etti, ama ben onu ele vermedim, özür dilerim.
She violated the scouting rules, but I didn't handle it well, I apologize
Ben bunun için geçiş izni vermedim.
I didn't give any pass for it.
Ben kimseye kamçı cezası vermedim.
I authorized no flogging.
Ama... ben parayı vermedim.
But... I didn't give them.
Bu sefer... beni çağırdı... ama ben cevap vermedim.
This time... she called me... and I never answered.
- Ben hortlaklara oy vermedim.
- I didn't vote for no ghosts.
Bunun suçlusu ben miyim? Sana hiçbir şeyin sözünü vermedim, beni suçlayamazsın!
I never promised you anything and you can't blame me!
Ben sana hiçbir şey vermedim mi?
I have given you nothing I suppose?
Ben de, seni bir veya iki şarkı için ikna etmeye çalışacağımı söyledim ama herhangi bir söz vermedim.
I said I would try to convince you to sing a song or two but I didn't promise anything.
Hayatta ateist vaaz vermedim ben kilisede.
I never preached an atheist sermon in church in all my life.