English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bilge

Bilge translate English

2,054 parallel translation
Bilge insan David Wallace, Dunder Mifflin'in tarihiyle ilgili küçük bir sunum yapmamıza izin verdi.
Well, in his infinite wisdom, David Wallace has authorized us to put on a little presentation about the history of Dunder Mifflin.
Büyük, güçlü, bilge ve sihirliler.
They're big, strong, wise and majestic.
Bilge Sam Axe.
Sam axe wisdom.
Bana hiçbir şey vermeyecek kadar bilge olduğunuzu biliyordum.
I knew you'd be wise enough not to buy me anything.
c : # 00FFFF "Bilge yüce varlığın seyrine dalar, Gafil ise onda dostluk düşmanlık arar... c : # 00FFFFDeniz, deniz olduğu için dalgalanır, Çöpe sor, hep onun içindir dalgalar." Ömer Hayyam
WTC-SWE
Arayıcı'nın bilge olduğunu söylerler ama ancak bir aptal D'Haranlara güvenir.
They say the Seeker is wise,... but only a fool would trust D'Harans.
- Mm-Hmm. Ancak sonra bilge bir doktor Botoks'u keşfeder. Ve bakış açısı tamamiyle değişmiştir.
But a wise physician discovered botox and opinion has completely?
Ve tıpkı bilge bir Latin hakim gibi. Sevdim bunu.
I like a wise Latina judge.
Bilge hikayecilik de yapamazsın.
You can't do your own omniscient narration either.
Fakat bu korkunç hareket Zeus'u daha güçlü ve daha bilge yapacaktır.
But this horrifying act will make Zeus stronger and wiser.
Eski ve bilge düşüncelerini takip et, Çünkü onlar senin geleceğindir.
Follow your thoughts, old and wise, For they are your next lives.
Seni sintine faresi, neredesin?
Blasted bilge rat, where are you?
Çok bilge bir adamsın, değil mi?
You're just full of wisdom, aren't you?
"Frodo" nun ilginç bir manası vardır çünkü eski Norveççe ve Anglosaksoncada "bilge" anlamına gelmektedir ve yüzük Frodo'nun başına kalmıştır.
Frodo, who has an interesting name because it means "wise" in old Norse and Anglo-Saxon, and Frodo is the one who gets stuck with the ring.
Avucunu yalamak seni bilge biri yapmış.
All that sexlessness has made you wise.
Bilge bir adamın söylediğine göre en iyi hediye... sadece burda olmammış.
A wise man told me the best gift is just being here.
Eğer konuşabilseler, çok bilge şeyler söylerlerdi.
If they could talk, they would be so very wise.
Kadim büyücüler çok bilge insanlardı.
The ancient Wizards were men of great wisdom.
Bilge adamlar yağıyor.
It's raining wise men.
Ben Beytullah yıldızımı getirdim. Bilge adamlar tüm insan oğlunun yoluna ışık tutarak kurtarıcı olmuşlardır.
I brought my Star of Bethlehem, which led the wise men to the savior of all mankind.
Bilge hükümdar, Sarayindaki laboratuarda deniz biyolojisi çalisiyordur.
This scholarly monarch studies marine biology, in a laboratory in his palace.
Ortaçağ Arap metinleri, ilaçlar sağlayan halk şifacısı bilge kadınlardan bahseder.
'Medieval Arabic texts refer to wise women, folk healers who provided medical drugs.
Bilge bilim adamı İbn-i Sina, dünyanın sağlık geleneklerini tek bir kitapta... bir araya getirerek tıp konusunun oluşumuna katkıda bulundu.
The polymath Ibn Sina brought together the world's traditions of healthcare into one book, contributing to the creation of the subject of medicine.
Bilge tanrıça Eliatrope'a dua etti ve Wakfu'ya çalıştı.
Here, the sages prayed to the goddess, Eliatrope, and studied wakfu.
Thames nehrinin lağım suyu gibi!
It's like bilge water from the River Thames!
Onu pek çok diğer manastır takip etmiş. Sağlam duvarlarının ardında, bilge Romalı ve Yunanlıların mirası yüzyıllar boyunca nesilden nesile aktarılabilmiş.
Soon, many others were built, and within their protected walls the legacies of the wise, Greeks and Romans, could be handed down through the centuries.
Ne oldu, bilge Arşimet? Birden dilini mi yuttun?
What's wrong, wise Archimedes?
- Bir bilge.
A sage.
Böylesine bilge bir simaya sahip olabilmek için, bozulmamış sularda, çok uzun süre hayatta kalmayı başarmanız gerekiyor.
To wear that mask of wisdom, you have to survive in unspoiled waters for a very long time.
Tanıdığım en bilge insandı.
He was the wisest man I ever met.
Bilge ve harika her şey
¶ All things wise and wonderful
Telsizden kustuğun tüm o saçmalıklara gerçekten inanıyor musun?
You really believe all that bilge you were spewing on the wireless?
Saçmalık mı?
Bilge?
Benim gibi bilge birinin bile bir şey yapmayı tercih etmediği gibi, senin de tek bir iş dışında... yapacağın bir şey yok.
See, you're not allowed to do more than one thing, which is why a polymath, such as myself, prefers to do nothing.
Bilge ruhların gözüne girdiğimiz zaman onlar da sırlarını müritleri gördükleri aracıya aktaracaklardır.
When our pleas are accepted, the wise spirits will only tell their secrets to a link... One whom they consider a disciple.
Tüm ruhu, bütün ışık, ölümsüz, görünmez, saf, bilge.
All spirit, all light, immortal, invisible, pure, wise.
Yüksek ve düşükten şarkı söylüyor. Daha fazla gezme, tatlı şeker, yol aşıkların buluşması ile biter. Her bilge adamın oğlu bilir.
Your true love's coming that can sing both high and low trip no further, pretty sweeting, journey's end in lover's meeting every wise man's son doth know
Kim bilge ama şaşkın, ılımlı ama öfkeli, sadık ama tarafsız... olabilir ki aynı anda?
Who can be wise, amaz'd, temp'rate and furious loyal and neutral in a moment?
Bir gün bilge ama ölü bir adam "Gerçek bir erkek bir kadına asla vurmaz." demişti.
A very wise dead man once told me that a real man never strikes a woman.
İnsanlar başka gerçekliklere yönelebilir, ama bunun bir temeli yok. Yani bilge kişiler, gelenekler ya da şaman kökenli bağlantılar yok.
People would try to go out into these other realities, but they didn't have a basis there weren't wisdom traditions, elders, there weren't connections of shamanic lineages.
Amerikan psikiatrisinin en bilge adamlarından biriydi. 50 ve 60'Iı yıllarda psikedelik araştırmalarla bu işe başlamış kişilerdendi.
He was kind of one of the grand old men of American psychiatry and actually he was one of the people who in the 50s and 60s got their start with psychedelic research.
Bilge bir baykuşun havada süzülerek milyonlarca alıntıdan oluşan bir bilgelik kakasını kafama yapması gibi.
The floaty face of the wise bird, hovering on a million quotes, about to do a massive wisdom shit on my head.
Üstad gerçek bir bilge!
The master is truly a sage!
Ama onları yakalayacağız.
Crawling around in the bilge, But we'll get them.
Bilge 6 yaşındayken bana kulak verdi ve mantraları okudu.
When wisdom was 6 he listened to me read mantras.
Bilge keşiş ölmeden önce..... Bodhi'nin bedeninin bu kadar meşhur olma sebebinin onun çok yüksek ruhsal terbiyesinden ötürü olduğunu söyledi.
Before wisdom died, he told me the reason Bodhi's remains are so renowned is because of his high level of spirtual culvation.
Bilge bir adam, adaya savaşın yaklaştığını söylemişti.
A wise man once said that war was coming to this island.
Bilge birinin ortaya çıkıp, dikkatleri üzerine çekerek kafasını, kuyruğunu ve lanet balığın kendisini yakalayabileceğini iddia etmesinin tam zamanı.
Now would be a good time for an old soul to scratch his nails across the chalkboard and claim that he can catch the... ( Deepens voice ) The head, the tail and the whole damn fish.
Forerunners'lar yüksek zekalı, bilge ve asil insanlardı. Adalet ve barış inancıyla düşmanlarıyla yüzleştiler.
The Forerunners were a wise, highly intelligent, noble people, and with a belief in justice, in peace, they bravely faced the adversary.
Bazıları daha yaşlı ve bilge olanlara güvenir.
A few rely on those who are older and wiser.
Bilge kişiyi ilk kez o an gördüm.
That was the first time I saw wisdom.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]