Bitten translate English
1,494 parallel translation
Ben de uyuz olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Well, I was beginning to think you'd gotten bitten by a tsetse fly.
Geçen gün bir elektrikçi ısırıldı, bataklıkta bir yaratık tarafından.
An electrician got bitten yesterday in the marsh by some critter.
Bir kez ısırdı mı, kurbanının yaşama şansı çok azdır.
Once bitten, its victim has little chance.
Tahtakuruları bile daha iyi ısırır.
I've been bitten by bedbugs with more bite.
Geçen gece, şeytana uyduğunuz için bu sabah koşacaksınız.
Now, because some of you were bitten by the evil worm last night, this morning, all of you are gonna run.
Bu akşam bir başıboş köpek tarafından ısırıldın ve çocuklar köpeğin tarafını tutuyor.
You were bitten tonight by a stray dog, and the kids took the dog's side.
Buz tutmuş beynimle tek düşünebildiğim bunca acının hak edilmiş olmasıydı.
AII I couId think of with my frost-bitten brain was that all suffering is weII-deserved.
İrlandalı lord çiğneyebileceğinden Daha fazla ısırmış olabilir.
The Irish lord may have bitten off more than he can chew.
Bir bukalemun tarafından ısırıldın.
You were bitten by a chuckwalla.
Bir yunus tarafından, sincap tarafından ve vejetaryen bir kertenkele tarafından aynı yıl içinde ısırılan tek insansın.
You're the only human to my knowledge who's been bitten by a dolphin, a chipmunk, and a vegetarian lizard in the same calendar year.
Birini becermeyeli ya da becerilmeyeli uzun zaman oldu.
It's so long since I've bitten or been bit...
Eşekarıları tarafından sokulmak benim korkumdur ve bir yuva yaptıklarını duydum?
It's a fear of mine to be bitten by wasps and there was a whole nest, I heard?
Isırıldığını tahmin edersem 18 ile 24 saat arası bir zaman önce ısırılmış?
I'd estimate he was bitten... eighteen to twenty-four hours ago?
Neyse, onu bir köpek ısırmış o yüzden ona antibiyotik damla verdik.
Anyway, he was bitten by a dog, so we've got him on an antibiotic drip.
Boyundan büyük işlere kalkıştın.
But you may have bitten off more than you can chew.
Isırılmışsın.
You got bitten!
Budala... kızıI tüylü pire torbası.
Stupid, red-haired, flea-bitten...
Howard'la konuşacağım, ne karınca yeniği yüzünü gösteriyor, ne de bu işi bırakıyorum!
I'm going to tell Howard, either he shows his ant-bitten face, or I release it!
Gerçeğin ağzı, Efsaneye göre, yalan söyleyen biriysen, ve elini içeri sokarsan, elini koparırmış,
The Mouth of Truth. The legend is that if you're given to lying and you put your hand in there, it will be bitten off.
Her yerimi yediler.
Been bitten all over.
Yemin ederim, tek ısırılan benim.
I swear, I'm the only one getting bitten.
Babası ısırıldığında vücudunun virüsü reddetmesini sağlayan bir serum geliştirdi.
Well. His dad invented a serum that rejects the virus should you ever be bitten.
Biraz stresliyim
I'm bitten all over.
İnsanlarla dolu tren vagonu, fareler tarafından saldırıya uğramış.
A train car, loaded with people, they got bitten by rats.
Isırılan biriyle temas etmekten mutlaka kaçınmanız gerekir.
It is extremely important to avoid contact with anyone who has been bitten.
Isırıldıkları zaman, taşıyıcı olurlar.
Once bitten, they are a carrier.
- Isırıldıysanız...
- If you have already been bitten...
Sanki yüzlerce böcek tarafından ısırılmış gibi.
It's as if she'd been bitten by hundreds of insects.
Doktorlar örümcekler tarafından ısırılmış gibi diyor. Örümceklerle ilgili berbat bir kabus görmüştüm.
They say it's like she's been bitten by spiders and I had this terrible nightmare about spiders.
Bu kez çok büyük lokma ısırdı. İnanın.
He's bitten off more than he can chew this time, believe it.
Şuradaki pire-ısırığı, güçlü, gri kısrak olacak, sanırım.
I'd say that stout grey, that flea-bitten mare right there.
Detroit'te yaşıyorlardı. Vanessa'ya saldırdıklarında dokuz aylık hamileydi, ısırılmış ve ölüme terk edilmişti.
Vanessa was nine months pregnant the night she was attacked, bitten, left for dead.
Yalnız ben ısırılmaktan nefret ederim.
No chance of it. I hate being bitten.
Sivrisinek ısırmıştır herhalde.
You've been bitten by a mosquito.
Bir an önce radyoaktif örümcek seni ısırsın o zaman.
You better get bitten by that radioactive spider pretty damn fast here.
Kötü, çünkü ısırıldım.
To bad coz... I got bitten.
Dr. Myers ısırıldı. Kontrol için revire gitti. - Bir sorun bulamadılar.
Dr. Myers was bitten, but he went to the infirmary to get checked out and they didn't find anything wrong with him.
Miles ısırıldı. Ve o zamandan beri farklı.
( narrator ) Miles was bitten, and hasn't been the same ever since.
Sadece yılanın soktuğu insanlar bu duyguyu anlatabilir.
Only those of us who have been bitten by the snake can tell each other how it feels.
- Kim ısırdı?
- Where were you bitten?
Söylemeliyim ki şu hula hoop tekniğin fantastik!
But once in a while, the bitten mutt runs wilder... To be honest, it's more exciting and thrilling.
Chen ısırılarak koparıldığını söylüyor.
Chen says it was bitten off.
Bu arada tırnak köküne kadar yenmiş.
The nail was bitten to the quick, by the way.
Bir taşla iki kuş.
Once bitten, twice shy.
Kudurmuş bir hayvan tarafından ısırıldığını unutmasına imkan yok.
Pretty unlikely she'd forget being bitten by a crazed animal.
Ama sen, böcek adamdın, di mi? Sürekli ısırmaktan hoşlanan...
But you, being the bug guy, would probably enjoy being bitten.
Görüyorsun, meme ucum kötü oldu... ve sanırım dişlerinden biri de tam oraya denk geldi.
You see, the areola is very tender here, and I think one of his new teeth may have bitten down right on the duct.
Isırılman benim hatam.
It's my fault you got bitten.
Onu birşey ısırmış olmalı.
Something must have bitten him.
Isırılmışsın.
You've been bitten.
- Gel buraya pire torbası canavar.
- Come back here, you flea-bitten monster.