English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bloke

Bloke translate English

2,649 parallel translation
Bir çok konuda ondan daha iyiyim.
I'm a better bloke than him in a lot of ways.
Kıyak herif.
Uh, good bloke.
Müthiş herifsin.
Awesome bloke.
Burada ne olduğunu bana söylemelisin.
It's a bloke sheep. You gotta stay on all fours, mate.
Sevimli bir adam.
He's a lovely bloke.
Gözümü bu genç adamın üzerinde tutmak için.
Made sure I could keep an eye on the young bloke.
Benim kitabımda, daha iyi bir eleman yoktur.
In my book, you could not meet a nicer bloke.
Başka bir Narmucca üyesini gördüğünüzde...
Like if you see another Narmucca bloke,
Bu arada model ajansından bir eleman arayıp "Davet için teşekkürler," "ama Emily partinize gelemeyecek." dedi.
Some bloke rang from a modelling agency. He said,'Thanks for the invite, but Emily someone won't be coming to your party.'
O zamanlar bir dolarda altmış sent var sanıyordum. Bu yüzden benzinlikte elemana sinirlendim. Çünkü beni kazıklamaya çalıştığını sanmıştım.
This is fuckin'years ago, and I thought there was 60 cents in a dollar, so I got pissed off at that bloke at the servo'cause I thought he was trying to rip me off.
Düşündük ki, belki sen ve Nath sağdıç olmak istersiniz?
He's pretty cute too. Henry's turned out to be a pretty good bloke. You got me, man!
Boktan geçeceğini sanmıştım. Ama Henry iyi birisi çıktı.
Like, I thought today was going to be shit, but Henry's turned out to be a pretty good bloke.
Parçalıyor. Oldukça iyi birisi.
He's a pretty good bloke.
Evet, ama kesende başkasının taşağını ister miydin?
Yeah, but do you want another bloke's balls in your sac?
Çete arkadaşlarından uzakta olduğunda... aslında çok sevecen bir adam.
Get him away from the gang mates. He's actually just a really lovely bloke.
Bunun yerine görünüşü aynı ama iyi biri olan... benim gibi komik ve havalı birini seçmek varken?
When she could have the same shit, but, like, a decent bloke who's, like, funny and cool and that, with me.
O herif gerizekalının teki.
Yeah, he's a knob. He's a fucking knob, that bloke.
Nişanlı, diğer adamı tanıyordu. Tartıştılar, onu öldürdü ve kaçtı.
The fiancé knew this other bloke, had a row with him, killed him and ran.
Bloke olmuş, ulaşılamıyor.
Nothing there.
Burada, şuna bak, Kayıp Alman Gençliği...
Here, this bloke, has put Wasted German Youth...
Ve sanirim adamdan cok bu hayale kapildi.
And I think she's falling for that more than the bloke.
Güvenlik görevlisi banyoya gittiğinde yaşIı adam kulaklığına dokundu.
When the secitity bloke went to the bathroom, the old guy touched his hearing aid.
Zeki bir herif oldugunu dusunuyorum.
I think you're a top bloke.
Anacadde bahiscilerine krediyi odeyemedim, ben de su Iranli herifle gorusmeye basladim, Danush.
Can't get credit off the high street bookies, so I start dealing with this Iranian bloke, Danush.
Bu Danush denen herife gidecek, nam-i diger Disci ogrendigime gore ozel bir ikna metodu olmasi nedeniyle oyle deniyor, ayrica kredi kartlarini'Cocuklari Kurtaralim'kampanyasi gibi gosteren faizlerle ilgileniyor..
Turns out this bloke Danush, whose nickname I now learn is The Dentist on account of his favoured method of persuasion, has interest rates that make credit cards look like Save the bloody Children.
Büyük bir herifti.
He was a great bloke.
Büyük herif.
The great bloke.
Yolu bloke ettiğimizde - bu ağaçlar çok kıymetli ve yasalar tamamen kâr güdümünde, hepsi şirketler tarafından fiştekleniyor - polis oradaydı ; şirketleri durdurma ve ekosistemi savunma hakkımızı desteklemek için değil.
- When we blocked the road - - these trees are very valuable and the laws are all profit-driven, they're all driven by the corporations, the police are there to enforce the corporations'right to log,
Ne ısrarcı adam!
What a persistent bloke!
Beni bloke etti.
She blocked me.
Ayrıca telefonlar da bloke edildi.
Which means all cell phone use is blocked.
İşte bu adam, Luther, babamı yakalayanlardan biriydi.
So this bloke, Luther, was one of the coppers that put him away.
İçinden çıkan adam silah taşıyordu.
This bloke got out and he was holding this gun or something.
Her yere gitti.
Yeah, yeah, yeah. Bloke's been everywhere.
Finalde de ağzı kokulu o kadar çok Yunan olacak ki.
Oh, there is such a smashing Greek bloke in the final.
- Söylemiştim.
This bloke from Leeds.
Onu buradan atmadan önce bana izin verin, kısa bir süre tekmeleyeyim bu hareketsizi.
Now get out before I throw you out! Blimey, I think this bloke's kicked!
Bu hassasiyet gerçekten benim sinirlerim üzerinde çalışmaktadır.
It's the vomiting bloke what gets me chucking wobblies.
Zavallı adam.
Poor bloke.
Gerçek, Esther Taylor diye birinin var olduğu ve Mark Bretherick olduğunu iddia eden bir adamla tanışmış olması mı?
The truth being Esther Taylor exists and she met a bloke claiming to be Mark Bretherick?
Geçmişe takılı kalmış biri değilim.
I'm not the sort of bloke who lives in the past, who goes,
Ninem bacasını temizlerken fırçayı çarşafla sarıp fırçalardı. Bunu da yapabilirsin.
When my gran used to have her chimney cleaned, the bloke would come round, cover everything up with sheets then stick a long brush up there.
Helena Bonham Carter'la boktan bir ücrete çekim yapıp kötü bir aktör olduğun için repliklerini sakallı şişkolara söyletmelerini ister misin?
"Do you want to do a day's filming with Helena Bonham Carter " for shit money while a fat bloke with a beard does your lines for you, cos you're so crap at acting?
Evet, annem ve babamla aynı sokakta oturan bir adam vardı, vefat etmişti.
Yeah... um... there was... er... a bloke who lived on the same street as my mum and dad.
- Ne olmuş?
I'm a good-looking bloke.
Çok severim.
Bloody lovely bloke.
Bir yandan üzüldüm de. İyi biri falan ama Grint'i partinizde istemezsiniz.
I mean, he's a lovely bloke and all that, but you don't want Grint at your party.
Kolundaki atardamarlara baskı uyguluyor, bu da kan dolaşımını bloke ediyor.
It's compressing the arteries in your arm, blocking your blood flow.
Dördüncü boyutta var olan her şey bir şekilde, dünyamız tarafından bloke mi edilir?
Could it be that whatever exists in the fourth dimension is somehow blocked from entering our world?
Bununla ilgilenmeliyiz. Gerçekten üşümüşlerdi. - Hadi ama.
He's part of the taming program that I've initiated..... is that we get Jamie here dressed as a sheep so that Emily's not scared,'cause it thinks it might be a bloke sheep, you know, so...
Evet.
Yeah, less the 100 grand that bloke took.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]