Bluff translate English
1,258 parallel translation
Blöf mü yapacaksın?
You're gonna bluff?
Bu işten sıyrıldığına göre blöf yapacağız.
Here's the story. Since he's gotten away with it, all we can do is bluff.
Blöf, blöf.
Bluff, bluff.
- Asla blöf yapamam.
- I can never bluff.
Güzel blöf, Bay Lider.
Nice bluff, Mr. Leader.
Şansımızı deneyelim.
I say we try and bluff them.
Unutma Alpha, Jason'a ulaşmaya çalış ve bizimle kayalıklarda buluşmasını sağla.
Now, remember, Alpha, try to contact Jason and have him meet us at the bluff.
Böyle bir şey nasıl?
Look, you're calling my bluff
Bir grup haberci Pine Bluff'ta tehlikeli olabilecek görüntüler çekmişler.
A news team got out of Pine Bluff with some potentially damaging videotape. Sir.
Pek blöf yapmam, asla ve asla hile yapmam.
I hardly ever bluff and I never, ever cheat.
Asla hile yapmam, nadiren blöf yaparım demiştim.
No, I said I never cheated and I also said I hardly ever bluff.
Blöf yaparken tırnaklarını dişlerine vurma.
When you bluff, never tap your fingernails on your teeth.
Sadec blöf.
It's just a bluff.
Hepsi de blöf. Hastalığı gibi bunu da dikkat çekmek için yapıyor.
It ´ s all bluff on the part of this poor numskull like the illness she feigns to gain a bit of attention.
- Blöf yapmayı öğrenemedi gitti.
- He just can't learn to bluff.
Blöf yaptığınızı hatırlamıyorum.
I've never known you to bluff.
Bilseydin çok da blöf sayılmazdı değil mi?
Well, it wouldn't be much of a bluff if you knew, would it?
Belki de sadece bir blöftür.
Maybe it was just a bluff.
Sadece blöf değil.
It ain't just a bluff.
Temel kural : daima blöflerini gör.
Basic rule : always call their bluff.
Bölfünü gördüm ve bir çanta çıkarttı beni de arabaya doğru çekti.
I tried to call his bluff, and he pulled out a bag... and started dragging me to his car.
Kaynağın doğru söylüyorsa sıkı bir blöf yapabiliriz.
Now, if your source is right, we may be able to play a bluff.
Blöfü onlara yapman gerekiyordu, bana değil!
You're supposed to bluff them, not me!
Özellikle senin gibi blöfçü serserilerle.
Especially with punks like you who think they can bluff me.
- Blöf mü?
- Bluff you?
Ben sadece blöfünü gördüm.
I just called your bluff.
ben sana biraz ders vereyim genellikle paranla digerlerine blöf yaparsın!
Let me teach you a lesson You always bluff others with money!
Onlara blöf yapmalıyız.
We need to bluff'em or something.
Numaramı yuttun.
You called my bluff.
Uçurumun orada.
Beck's Bluff.
- Uçurumda görüşürüz.
- See you at the Bluff.
Blöfümüzü gördüler, efendim.
They're calling our bluff, sir.
- Androidler blöf yapmaz.
Droids don't bluff!
Blöf yalan değil mi?
A bluff is not a lie?
Hastalarına verdiğim önem blöfünün inandırıcılığını zedeleyebilir.
You care too much to bluff your way out of this convincingly.
Teleskopunla beni izlemişsindir... ta bizim oradan.
You've been watching me through your telescope all the way from Archer's Bluff.
İyi blöftü.
It's a nice bluff.
Ira'nın hiçbir zaman blöf yapamayacağını anladım çünkü o söylemeden ne yapacağını biliyorum.
As we all know, Ira can't bluff his way out of a paper bag. I can tell you his bet before he could.
Blöflerini gördün.
You called their bluff.
- Kolcular blöf yapmaz.
- Rangers never bluff.
Boşanma belgesi blöfmüş.
The divorce papers were a bluff.
Blöftü, tabii. Ama dağıldı.
A bluff, of course, but he crumbled like a matzo.
Blöf yapmayın detektif.
- Don't bluff, detective.
Blöf yapmak için.
As a bluff.
Blöfünü gördüm!
I called your bluff!
Palamon Zeyna'nın blöfünü gördü!
Palamon called Xena's bluff!
Eğer ona herhangi birşey olursa, bir dahaki sefere bu bir blöf olmayacak!
If anything happens to her, next time it won't be a bluff.
Eski buff-n-bluff yöntemi mi?
The old buff and bluff?
- Ben gülmeden blöf yapamam ki.
I can't bluff or lie without giggling.
Blöfçüye blöfe kalkışmayın.
Don't try and bluff a bluffer.
Blöfünü görüyorum.
Well, I call your bluff.