Bmw translate English
912 parallel translation
Müfettiş Fleytoux bir BMW almış.
Inspector Fleytoux has bought a BMW
Yeni bir araba aldım bir BMW.
I bought a new car. A BMW.
Mavi BMW.
The blue BMW.
Kıymetli at ( Ferrari ) mı?
Precious horse ( BMW )?
Babanın eski BMW'sini hatırlıyor musun?
Remember your dad's old BMW?
BMW, Kawasaki, Peugeot.
BMW, Kawasaki, Peugeot.
BMW'lerle ilgisine bakacağız.
I'll run it through DMV. Cross reference with BMWs.
BMW aracı bulduk.
We found the beemer.
Dakota da mı? Hayır BMW'leri sever misin?
Bitch, what the f...?
Los Angeles emniyetinden Matt Glazer tarafından girilmiş. Bir BMW'nin benzin deposundan çıkarılmış.
Entered by Matt Glazer, LAPD.
Bir cinayetle ilişki süren bir araştırma.
Recovered from a BMW gas tank. Open investigation, homicide-related.
BMW giriyor.
BMW pulling in.
- BMW çıkıyor!
- BMW pulling out!
Tüm istediğim o büyük BMW'lerden biri.
All i want me is one of those big bmws.
Kırmızı bir BMW göreceksin.
You'll see a red BMW.
Bir mavi BMW coupe siparişi alıyor, Flowers onlar için çalıyor.
He gets an order for a blue BMW coupe... Flowers steals'em for him.
Aklında olsun, ayrıca BMW makinistiyim.
By the way, I also do engine work on BMWs.
Gri BMW!
The gray BMW.
Mavi bir BMW peşindeyiz.
We have a blue BMW.
Sen bildiğin işlere kafa yor! Alış-veriş manikür, babanın BMW'si ve Karayipler'deki zengin ayyaş anan.
So you just stick to the things you know, shopping, nail polish, your father's BMW, and your poor, rich,
Yeni bir BMW aldım.
I just bought a new BMW.
Ama BMW'm vardı.
But I had a BMW.
BMW'si var.
He drives a BMW.
Peki, sadece bir fikirdi, Al. Buck'ı kısırlaştırır veya hadım edebiliriz.
I've narrowed it down to the Volvo, the baby Benz, and the BMW three series.
Ne dediklerini bilirsin - Onları çiftlikte nasıl kontrol altında tutabilirsin... Paris'i dürttükten sonra?
Well, the BMW is a driver's car, but if you should happen to drive into a wall, the Benz has air bags, so, uh...
Avukatımdan haber alırsınız. Oh, şimdi, Bay Pittman...
I'd go with the BMW.
Bilgimi Volvo, mini Benz ve BMW'nin 3 serisi ile sınırladım.
I've narrowed it down to the Volvo, the baby Benz, and the BMW three series.
BMW sürücü arabası ama herhangi bir duvara çarparsan eğer Benz'lerde hava yastıkları var, yani BMW'yi seçerim.
Well, the BMW is a driver's car, but if you should happen to drive into a wall, the Benz has air bags, so, uh... I'd go with the BMW.
BMW'yi kaça sattın?
- What'd you get for the BMW?
Burası V-2, BMW Verniquet sokağında Porte Maillot'ya gidiyor.
This is V2. The BMW's now in the Rue Verniquet, direction Porte Maillot.
BMW'ye biniyorlar, izliyoruz.
They're getting into the BMW.
Bir BMW.
One BMW.
BMW'deki adam.
The man in the BMW.
Bu aynı Artik Mavisi BMW 735 mi?
It's that same Artic Blue BMW 735.
"NITEMAN" plakalı BMW.
BMW, license plate "NITEMAN."
Batıya doğru yol alan mavi BMW takibi...
Pursuit of a blue BMW, westbound...
BMW'si olmayan adamı bilmek dahi istemem.
I'm not interested in a man unless he drives a B.M.W.
Ama param olsaydı bir BMW RT 1000 alırdım.
But if I had the dough, I'd buy a BMW RT 1000.
Mavi bir BMW. Dört kapılı, plakası da... 1068...
Blue BMW four doors, license plate number :
20 numara da çok güzel bir BMW var.
I got a nice BMW up on 4, stall 20.
Bay BMW.
Mr BMW.
Tanıdığım herkes Rolex takıp BMW'ye biniyordu.
All the men I knew wore Rolexes and drove BMWs.
Doğuya gidiyoruz, 4. caddeye, kırmızı bir BMW'yi izliyoruz şoför beyaz, sarışın.
We're eastbound on 4th, in pursuit of a red BMW, driver Caucasian, blonde.
Sana yeni BMW ve kırmızı Ferarrimi göstereyim.
I show you my new BMW and my red Ferarri.
Bir seferinde gizli görevdeyken, bir BMW kullanmıştım.
ONCE, WHEN I WAS UNDERCOVER, I GOT TO DRIVE A BMW.
BMW'min dikiz aynası.
It's the rear-view mirror from my BMW.
- Üstü açılabilen BMW.
- BMW convertible.
O beyaz bir BMW arka içinde.
It's in the back of a white BMW.
Beyaz BMW.
White BMW.
- Adamımız çıktı, gri bir BMW.
- He just left in a grey BMW.
BMW.
BMW.