Bolt translate English
2,099 parallel translation
Kafalarına sıkıyordu.
He drove a bolt through their brain. - And you?
Şimdi aldığımız habere göre Tommy Bolt'un 7 kayıp parmağından altısı bulunmuş.
This in : six of Tommy Bolt's seven missing fingers have been returned.
Şu cıvata nereye giriyor?
Where's that bolt go?
Yıldırım, değil mi?
Lightning bolt, right?
Riley'nin kapısındaki sürgüyü değiştirmek için Home Depot'a gitmeme gerek kalmadı.
I guess I can cancel my trip to home depot to get that dead bolt for Riley's front door.
Gevşesin diye cıvataya biraz yağ döktüm.
( SIGHING ) I put some oil on this bolt. So, I think it's loosening.
Buraya demir keskisi getirebilirim ama sen açarsan, daha kolay olur.
I can get bolt cutters in here, but it'd be easier if you just opened it.
- O kapıya yeni bir sürgülü kilide.
I'm gonna need a new bolt lock on that door. You got it.
Tüymem için fırsat doğdu.
It's good timing for me to bolt.
Merak etme, size yetişeceğim.
[Bolt whooshes] Don't worry, i'll catch up.
Ticari bir şirket, cıvata yapıyor.
Commercial. Makes for a decent bolt hole.
Biri birşey daha söyleyecek olursa, beynine lazeri yer.
The next one who says anything will get a blaster bolt through the brain.
Sürgülü ve kilitliydi.
Dead bolt and bottom.
Yukarı doğru giden yıldırm bulutlara çaktığında, şehre direk geri çakan daha fazla yıldırımı tetikler.
When the upward bolt hits the storm clouds, it triggers more lightning that fires straight back down to the city.
Kilitle!
Bolt it! Bolt it!
Sende cıvata keskisi var diyorlar.
Rumor is you have bolt cutters.
Cıvata keskisini bir yatırım gibi düşün.
Think of the bolt cutters as an investment.
- Demirin ilk tırtıktan geçtiğini duyabiliyorsunuz.
You can hear the bolt pass over the first tumbler.
Onu koparmak için çelik makası gerekir.
Bolt cutters could have snapped them off no problem.
Eğer olağandışı davranırsak, kaçar.
We treat this out of the ordinary, he'll bolt.
Çift silindirli sürgü kullanmış. Muhtemelen, arabasından pahalı bir kilit.
He's got a double-cylinder dead bolt, which probably cost more than his car.
Samson, denizaltı kapağındaki acil durum düğmesine bas. Hemen Samson!
Samson, you must release the emergency bolt to the submersible hatch.
Lurch'u kaçmamız gerekebilir diye geminin alt kısmında tutalım.
Keep Lurch on a downward keel, just in case we need to bolt for it.
Nereye kaçacağız peki?
Where are we going to bolt to?
Temsil ettiğim kişiler, Orpheus'un sahibi oluyor.
The people I represent own the Orpheus. They've paid for every nut and bolt, right down to the last self-tightening screw. Mm-hm.
Barrett'ın dosyalarının deşifre etmesi için az evvelki çakma Usain Bolt tavsiye etmiş.
Ichabod Bolt back there recommended him to decode Barrett's files.
"Kullanması beceri gerektirse de kocaman kilit dillerini tereyağını keser gibi dilimler."
They're tricky to operate, but they'll slice through a heavy dead bolt like butter.
Bir çiti, izolasyon spreyi ile kaplamak ve sapları fiberglass kaplı tel makası kullanmak sizi, yıIbaşı ağacı gibi ışıIdamaktan korur.
Covering a fence with spray-on insulation And using a set of fiberglass-handled bolt cutters Will keep you from lighting up like a Christmas tree.
Hava yastıklarının yeterli güçle açılması ön camın kırılmasına, burnunuzun kırılmasına, ya da direksiyondaki ana cıvatanın gevşemesine neden olabilir.
Air bags deploy with enough force to shatter windshields, break your nose... or loosen the center bolt on a steering column.
Boşanan müvekkillerine ödeme için telefon etmeye başlarsam daha telefonu kapamadan başka hukuk firmalarına kaçarlar.
I start making collection calls to my divorcées, they'd bolt to another firm before I can hang up.
Ewan, Bolt olmaz. İzlememize izin vermez.
Ewan, not Bolt, he won't let us watch it.
Bolt!
Bolt!
Bolt o zaman!
Put Bolt on!
Kapıya bir zincir takıp, sürgüleyince, zapt edilmez sandılar.
Put a chain across the door, bolt it shut, think they're impregnable.
Kapıyı arkamdan kilitle.
Bolt the door after me.
Bu sanki... sanki aniden bir yıldırım tam göğsümün ortasına düştü.
It's like a... it's like a lightning bolt out of the blue just hit me smack in the middle of the chest.
Kilit sürgüsü.
Lockdown bolt.
O sürgüde yüzlerce kiloluk basınç var.
There's a thousand pounds of pressure on that bolt.
Oku bobinin ortasına at titanyum telini bırakmak için matkabı kullan.
Shoot the bolt into the coil, Use the drill to drop the titanium wire.
Sırf bakarak attırıyordum ben az daha. Ve tek yaptığı orada öylece dikilmekti.
I nearly shot my bolt just looking at her, and all she was doing was standing here.
Ona kaçması için fırsat verme.
You don't want to give her any more reason to bolt.
Annem arka kapıya boş yere, bir sürgü takmadan edemedi.
My mom couldn't relax until she put a dead bolt on the back door.
Yıldırımı buldum!
I found our bolt of lightning.
Aslında yıldırım değil ama önemli.
Actually, it's not a bolt.
Birileri görevimizin her ayrıntısını biliyormuş.
Someone knew every nut and bolt of our mission.
Sanırım Windu'nun ışın kılıcından sekip doğruca... yüzüne gelmemiş tek bir yıldırım bile yok.
I don't think there was one bolt of force lightning that didn't bounce off master Windu's light saber directly back into your face.
Japonca, yıldırım manasına geliyor.
Means a lightning bolt.
Kaç, Dorel!
[Bolt snipes] Run, dorel!
Somun veya civata olabilir.
It could be a nut or a bolt.
Evet, bana motor cıvatalarında yardımcı olduğu gibi.
Yeah, like he helped me with the engine bolt.
- Süngü olabilir mi?
Bolt, maybe?