Borderline translate English
505 parallel translation
Sadece sınırda.
Just a borderline case.
Takip edebileceğim yol Sonora sınırı boyunca.
That way I can follow the Sonora borderline all the way in.
Biz şairlerin, ölümle yaşam arasındaki çizgiye ulaşmak için ilaçlara ihtiyacımız yok.
We poets have no need for drugs to attain the borderline between life and death.
Tam tersine, bence en iyi moda girmiş tam çalıştığımız gibi, tam sınırda bir psikoz.
On the contrary, I think he's caught the perfect mood - a borderline psychosis, exactly as we rehearsed.
Sokrates'in kendisi dramanın sınırlarında yazıyordu, değil mi?
socrates himself was on the very borderline of drama, right?
Onlarla ; zengin olanlar arasında bir ayrım var.
There's a borderline between them and those who are rich.
Madde ve enerji arasında ince bir çizgide gözüküyor. İkisinin de elementleri.
It seems to be in a borderline state between matter and energy, elements of both.
Zaten sınırdasın.
You're a borderline case already.
Bir "sınır komşuluğu" ndan dışarı edildiğiniz oldu mu?
Ever move out of a "borderline neighborhood"?
Sınırda.
It's on the borderline.
Delilik ile dâhilik arasındaki çizgi kıldan incedir.
"the borderline between madness and genius is unconscionably narrow,"
Simülatörde tam sınırdayız.
It's borderline on the simulator.
Sınırda kişilik bozukluğu olan bir grup insan kusana kadar bira içip kaçınılmaz an geldiğinde çarşaflarını kaldırarak birbirlerine kişiliklerinin derinliklerini sergilerler.
A bunch of borderline humans stand around swilling beer and vomiting on themselves, until, inevitably, they raise their robes to reveal the depths of their personalities.
Filmin hikayesi 1919-1956 yıllarında geçiyor diktatörlüklerin, harplerin büyük kararsızlıkların sürdüğü bir devirdir 1922 yılı... kaybedilmiş bir savaş harekâtı 1.000.000 mültecinin doğup büyüdüğü yerlerden sökülüşü ile neticelendi.
They engaged in a lifestyle that was considered borderline at best, living in Pireus'slum cities, and neighbouring with the original outcasts of the Port. It was in these overcrowded and economically and politically destitute conditions during the 1930's and 40's that the Rembetiko genre of music reached its height in popularity.
Sesten, suçtan, psikoz sınırındaki hastalardan uzata.
Away from the noise, the crime, the borderline psychotics.
Sınırda beslenme sorunu ama kalıcı bir zarar yok.
Borderline malnutrition, but no permanent damage.
Neredeyse suçlu sayılırsın.
That's borderline criminal.
Şimdi soruları daha önce görmeden, mükemmel ve sihirli yöntemimle cevapları bileceğim.
And without ever having seen the questions, I, in my mystical and borderline tasteful way, Will define the answers.
Bir süre sınırda yaşadı.
Well, he was borderline for a while.
Ama bu ihmalkarlık.
- That's borderline abuse.
- Kadinligin sinirindasin.
- Borderline bitch.
İlk parçalarını severim, "Lucky Star", "Borderline"... Ama "Papa, Don't Preach" dönemine girdiğinden beri dinleyemez oldum.
I used to like her early stuff, "Borderline"... but once she got off with that "Papa, Don't Preach" phase, I tuned out.
Sınırda olmalıyız.
We must be on the borderline.
Seni sınırdan itmeye zorlama beni.
Don't make me push you off the borderline.
Sınırda bir kişiliğe sahip olabilirsin.D.S.M. doldurmak için yeterli patolojilerin var. Ama, söylemek zorundayım, Yemek konusunda çok iyisin.
You may be a borderline personality with enough pathologies to fill the D.S.M., but I got to tell you, boy, you can cook.
Yetenekleri şüpheli, sınırlarını zorlayan biri olarak mı görülüyorum?
Am I considered a borderline burn-out with questionable social skills?
Sanırım şu anda sınırda, ve bütün şaklabanlıkları yüzünden, insanlar ona "F" veriyorlar.
He probably on the borderline, and all that clowning', people just give him an "F."
Kurabiye falan satıyorsanız şeker hastasıyım ona göre.
If you're selling Girl Scout cookies, I'm borderline diabetic.
Şizofreni sınırında teşhisi konmuştu.
He was diagnosed borderline schizophrenic.
Sana koyduğum teşhis ; aşırı çalışma, aşırı stres ve tükenmişlik sendromu.
My diagnosis is that you are overworked and suffering from extreme stress and borderline exhaustion.
- Yani sınırda.
Which is borderline.
Beyin hasarı sınırında.
- Borderline for brain damage.
Sınır bölgesine kadar geri sayım...
Counting down to the absolute borderline.
Kritik seviyeye geliniyor.
Approaching the absolute borderline.
Kritik noktayı geçtik.
Borderline cleared.
- Uçsuz bucaksız.
Borderline.
İyilerle kötüler arasında... bir sınır olduğu doğru değil.
It's not like there's a borderline between the good people and the bad people.
Bu Şaman deliliğin sınırında olan çılgın adamlara hükmetti :
This shaman ruled over madmen too. Even the sane ones were borderline psychotics.
Bütün söyleyebileceğim, Maria'nın sınır kişilik dediğimiz kişilik bozukluğunun tüm belirtilerini sergilediği. Yani gerçek bir kimliği yok.
All I can tell you, Joseph, is that Maria exhibits most of the symptoms... of what is called a borderline personality.
Tedavisi olmadığını söylediler sana, haklılar da. Psikanalitik bir tedavisi yok.
Do you know what a borderline personality is?
RİSKLİ HASTALARDA PSİKODİNAMİK PSİKOTERAPİ / OTTO KERNBERG
PSYCHODYNAMIC PSYCHOTHERAPY OF BORDERLINE PATIENTS by OTTO KERNBERG
Ben istemiyorum.Tam burada gözümün gördüğü çevrede, bizim bölüştüğümüz sınırlarda... makinalarını satın aldığımız bizi esir etmek isteyenlerden uzakta.
I don't want to center myself. I wanna be right here where I am on the edge... the perimeter, the borderline that divides us... from those who would enslave us and have us run their machines!
Bakın, o sınırda olan bir vaka.
Look, doctor, she's clearly a borderline case.
- Yapamazsın.
She's borderline.
Hüsumetiniz, mahkemeye itaatsizlik sınırında olması bir yana kötü avukatlık.
Aside from the fact that you're hostility is borderline contempt, it's bad lawyering.
Sınırda.
She's borderline.
- Bana davamın başlangıç noktası olduğu söylendi.
My case is borderline.
avantaja çevirmek için... yeni düşman göründü.
Because 55 points is the borderline, eh?
- Ne diyorsun?
- It's borderline sleazy.
Ruhsal dengesi sınırda.
Borderline, borderline.
Bir psikopat olarak tanımlanıyorsun.
You are a borderline psychopath, perfect for government service.