Boğuş translate English
871 parallel translation
Şimdi de bir aslanla boğuş.
Now let's see you strangle a lion.
- Siz sahte baronsunuz.
- You're the bogus baron.
Neden... Yalanlarına kim inanacak?
Who believe your that bogus words
Birisi sahte.
One is bogus.
"Büyük Jüri Chambers'ı Katil Olarak Suçluyor"
GRAND JURY INDICTS CHAMBERS AS SLAYER Killed Wife In Bogus Auto Accident, Charge ;
O kadar insandan bana sıra gelecek de...
Coming to me of all people with a bogus deal!
Şahsen ben bu işte bir bit yeniği sezinliyorum.
Personally I sense something bogus about the whole affair.
Kağıt üzerinde Jack Conrad adıyla seyahat etti.
He traveled with bogus papers in the name of Jack Conrad.
Sahte değil, değil mi?
It's not bogus, is it?
Onlardan biri düzmece.
One of them is bogus.
- Bunların hepsi yalandı.
- lt was all bogus!
Onlar için hazırladığım kalp sahte yüklediklerinde... Digicore'dakiler altlarına edecekler.
DigiCorp will cream in their pants, when they copy the bogus data I just copied down for them.
Tüm bunların sebebi sensin, öyle mi?
Oh, you bogus rat, you. You're the cause of all this, are you?
Yumruklayayım mı seni ha?
Want a punch of bogus ratching-o?
Eğer oyunculuk bir sanatsa, Taklit tiyatrocu kariyerim de... iyi bir sanat sahtekarlığı vakası olsa gerek.
If acting is an art, cooking up that bogus Broadway career... was a fine case of art forgery.
Sahte psikiyatr problemimiz çok fazla.
We have a lot of trouble here with bogus psychiatrists- -
Psikiyatri Derneği, sahte psikiyatr faaliyetlerinin önüne geçmek için her türlü önlemi almaktadır.
I should like to say that we are taking firm action To clamp down on the activities of bogus psychiatrists.
Banka dışında ateş eden güvenlik görevlisi, Frank Johnson.
As he was making his getaway, sudden gunfire erupted, and the bogus Santa Claus shot it out with the bank security guard, Frank Johnson.
Tuan Changqing namlı bir silahşördür Geçen gün ki ihtiyar sahtekar gibi yada ahlaksız tüccarlar gibi beni kazıklamaya kalkmaz
Tuan Changqing is a renowned swordsman, unlike that old con artist, or those unethical merchants who issued bogus money orders.
Muhtemelen sahtedir.
It's probably bogus.
Ben, düzmece bir soruşturma yürüttüğünü... ve bir vatandaşı şahitlik için zorladığını söyleyeceğim.
I'm gonna say you're running a bogus investigation and are trying to coerce a private citizen into becoming a federal witness.
Bu İngiltere denen yeri yapmacık olduğu için terkettik.
" We left this England place'cause it was bogus.
Hemen sağlam kurallar bulmazsak... bizde tıpkı onlar gibi yapmacık olacağız. "
"So if we don't get some cool rules ourselves... pronto, we'll just be bogus too."
Buraya saçma sapan bir rol dağıtımı bahanesiyle beş farklı kız getirdin. Ki bu rol daha başından beri benimdi. Ve bana ne karıştırdığımı soruyorsun?
You bring five totally different girls here on a bogus casting session for a part that was mine in the first place, and you ask me what I am up to?
Amsterdam Dünya Fuarı'nda sergilenen sahte kayıp halka olabilir misiniz acaba?
Are you the bogus missing link exhibited at the Amsterdam World's Fair?
Sahte para uğursuzluk getirir bilmiyor musun?
Bogus bill's bad luck. Don't you know that?
Taklit.
They're bogus.
Vay sahtekar herif.
Oh, bogus, man.
Yardımına teşekkürler ama bu benim çalışmam olmaz, sahtekarlık olur.
If you help me, thanks a lot, but it won't be my work, it'll be bogus.
Sahte!
[crack] Bogus!
Sahte.
Bogus.
Johnny, zengin bir adamın bir sürü... pisliğe bulaştığını öğrenmiş. Ama ben adını hiç öğrenemedim.
Johnny finds out about this big white-collar guy... who's into a lot of bogus stuff, but I never knew his name, you know.
İştirak nafakasına ihtiyacım olacak ve bu küçük adamın güven fonu sahte çıktığına göre. Para kazanmak için çalışmalıyım.
And since this little kid's trust fund turned out to be bogus, I'm gonna have to work for a living.
Bence senin mesleğin tamamen sahte.
I think your profession is entirely bogus. Entirely.
Kahretsin.
Bogus.
Bittik.
Bogus.
Söz konusu iş için bana yanlış bilgi verdi.
He feeds me bogus information about the setup.
Sahte Makhmalbaf Tutuklandı
BOGUS MAKHMALBAF ARRESTED
"Sahte Makhmalbaf Tutuklandı."
"Bogus Makhmalbaf Arrested."
Sahte Makhmalbaf mı?
Bogus Makhmalbaf?
- Berbat.
- This is bogus.
Olaya bak.
How bogus.
Sevgili yapman lazım senin. - Rahat bırak çocuğu, çalışıyor.
Two of your bogus corporations just bought the torched riverfront properties.
Kafasının benim hakkımda mesnetsiz isnatlarla doldurulmasını istemem uçuş süresince.
I don't want any white-knucklers up there. And try to keep any extraneous remarks or bogus opinions you have about me, or any... matters of consequence to yourself for the duration of the flight.
Sahte bir elçilik arabasıydı.
It was a bogus embassy car.
- Sahte elçilik arabasını mı?
- The bogus Embassy car?
Bana bak, Bobby Black senin Afrika'daki düzmece şirketini açığa çıkardı.
Look, Bobby Black found out about your little African bogus disc company.
- Bu sahtekarlık.
- That's bogus.
Karşınızda bugünün en "hakiki" konuk konuşmacıları.
Meet today's most non-bogus guest speakers.
- Gidelim.
Let's go. Bogus.
Vay canına!
Bogus!