English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Boşuna

Boşuna translate English

5,087 parallel translation
Annen de, boşuna didindiğini düşünüp ağlamaya başlamıştı.
And your mother became so frustrated, she started to cry.
Öğüdünü boşuna tüketiyorsun, Ducky.
You're preaching to the symphony, Ducky.
Nefesini boşuna tüketirsin.
Choir.
- Boşuna uğraşıyorsunuz.
- You're grasping at straws.
Beni buraya boşu boşuna mı getirdin?
You brought me over here for nothing?
Bu önemli günün bir anını daha boşuna harcamamalısın.
You mustn't waste another second of this momentous day.
Israr etmen boşuna.
Persistence is futile.
Yani bunca şeyi boşuna mı yaptık? Sanırım öyle.
So we went through all that for nothing?
Direnmeniz boşuna.
It is useless to resist.
Bu yüzden bu kadar yolu boşuna geldiniz.
So you came all this way for nothing.
'Çok düşündüm ama boşuna... cevap yok'
'I thought real hard but zilch... no problem
Onları boşuna korkutmamak gerek
Must not scare them unnecessarily
Gördün mü? Boşuna kaygılandın.
You were worried for nothing.
Babalarını boşuna beklemeleri hiç hoşuma gitmiyor.
I don't enjoy them waiting for a father who doesn't show up.
Dominikte 9 ay boyunca boşu boşuna dünyayı CIA'nin benden nefret ettiğine ikna etmeye çalışmadım.
I just spent nine months in a Dominican hellhole convincing the world the CIA hates me.
Bir grup devle karşılaşmaları talihsizlik olmuş ama tek kurtulanın o olduğunu düşününce Eren'ler boşu boşuna ölmüşler.
It's unfortunate that they ran into multiple Titans. What a shame that only this loser survived instead of Eren and the others.
Benim lakabım boşuna "Ta-da" değil.
My middle name isn't "Ta-da" for nothing.
Yayın başlayalı saatler oldu. Boşuna zaman harcıyoruz.
That feed's been live for hours.
Ve boşuna ölmemiş olacaklarından da emin olacağız.
And we'll make sure they didn't die in vain.
Boşuna da değil. Zavallı adam bir bombaya bağlanmış.
For good reason, poor guy's rigged up to go boom.
Boşuna yük olurlar zaten. Hazineyi biri bulacaksa bulanlar ikimiz olacağız Brian.
If this treasure's going to be found, it's up to you and me, Brian.
Elimde değil ama burada boşuna kürek çektiğimizi düşünüyorum.
You know, I can't help but feel we're spinning our wheels here.
Kızıyla boşuna yattım.
I slept with her daughter for nothing.
Boşuna usta değiliz şimdi parti zamanı.
- That's what the sheefmeister general brings to the par-tay.
Boşuna biten ve hiç amacı olmamış aşk...
It's a love that ends vain without it ever having a purpose.
Saklanmanız boşuna yani.
So there's really no point in hiding anymore.
- Zamanımı boşuna harcamışım.
That's for wasting my time.
Boşuna çeneni yoruyorsun.
You can stop that talk right there.
Hiç boşuna inkar etme, senin yaptığını biliyoruz.
Don't bother denying it, cos we know it was you.
Boşuna uğraşıyorsun.
You're grasping at straws.
Depo 9 onu boşuna bronzlaştırmamıştır.
Warehouse 9 wouldn't have bronzed him without reason.
Belki de tüm bunları boşu boşuna yaptık. Salaklık yaptım.
Maybe this whole thing was a fool's errand, and I'm the fool.
Harvey, buraya boşuna gelip benim davayı kazandığımızı söylememi görmeye gerek olmadığını söyledi.
Harvey said he didn't need to waste a trip down here just for me to tell you I have my eye on the ball.
Boşu boşuna ona hastabakıcılık yapıyorsun.
You are nursing him for nothing.
Bize yardım edecek kimse yoksa bu işi boşuna yapıyoruz.
Our work will be pointless, if there will be no one to help us.
Sonra Albert, Koç Frey ve ben karşılıklı oturup konuştuk. Koç, Matty bu işi beceremeyecek, dedi. Boşuna para harcamayın, oğlunuzu takımdan alın, dedi.
That was when Albert and I sat down with Coach Frey, and he said Matty didn't have it, said we should save our money and take him off the team.
Boşuna para harcamayın.
Save our money...
Onu boşuna gözaltına aldınız, o da hiçbir şey görmedi.
You have him under arrest, But he didn't see anything, either.
Saldırı duvarın boşuna.
That attack barrier is meaningless.
Sanki boşuna havlıyordu bu yüzden yatağıma döndüm.
She seemed like she was barking at nothing, so I got back into bed.
Boşuna uğraşıyoruz.
It's pointless.
Elijah bizi asla affetmeyecek ve onu boşu boşuna kurtarmış olacağız.
Elijah will never forgive us, and rescuing him will be for nothing.
Boşuna üzülmeyin.
It wouldn't have mattered.
Umarım boşu boşuna değildir.
Hopefully not all for nothing.
Annie, bak, başımı daha fazla ağrıtmaya niyetliysen boşuna ilaç içmeyeyim.
If you want to make my headache worse, say so, it'll save time.
O zaman boşuna. Tabii eğer patenti alınacak bir şey bulamazsak.
Unless we find something patentable.
Ama kitabı kapağına bakıp yargılayamazsın diye boşuna demiyorlar.
But there's a reason they say you can't judge a book by its cover.
Interpol'e sokakları boşuna tarattım deme bana.
Don't tell me that I had Interpol scouring the streets for nothing.
Bunun boşuna ve böyle trajik bir nedenden olmasının gerekmesi şahsım ve Bay Darcy için de büyük bir teessüftür.
It is the great regret of Mr Darcy and myself that it should be in vain, and for so tragic a reason.
Bosuna bir yolculuk oldu.
It's a beautiful thing.
Boşuna.
In vain.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]