English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bran

Bran translate English

394 parallel translation
Kırmızı yonca, saman ve kepek posası.
Plenty of red clover, hay and bran mash.
Nereden geldiniz siz, Bay Sibirya? Babam bunu bana daha yeni aldı.
FIRST BRAN D-N EW CAR I'VE EVER OWN ED.
Sahip olduğum ilk son model araba.
BRAN D-N EW? FIRST OF ITS KIND IN THE WHOLE TOWN.
- 2 torba kepek.
- 2 sacks of bran.
- Erik, kepek ezmesi, her şeyi denedik.
- Prunes, bran flakes, nothing works.
Kepek ve unla karıştırmadıkça tavuklar hiç birine dokunmazlar.
The chickens won't touch none of it, unless we mix it with the meal and the bran.
İçinde kepek var.
It's got whole bran in it.
Bran Pass'a gidiyoruz.
We are going through Bran Pass.
Ekselansları, Dan paralı bir orduyla Bran üzerinden dağları geçerek ilerliyor.
Your Highness, Dan is passing the mountains through Bran, with an army of mercenaries.
Devam et, kepek stoklarını ye!
Go on, eat your bran stock.
Twinkles, Cocoa Bears, Bran 16...
Twinkles, Cocoa Bears, Brand 1 6.
Hepsinden. Bran 16, All Green, Cocoa Bears, Twinkles.
Brand 1 6, All-Grain, Cocoa Bears, Twinkles.
Kepeği yayın.
Scatter the bran.
Ve düğmelerle kepek serpin masaya
* And sprinkle the table with buttons and bran *
Bir kaç brendi, şehirdeki diğer meyve suları.
A LITTLE BRAN, COUPLE SHOTS OF PRUNE JUICE.
Bu yüzden bir dolu insan yürüyüş yapıp kepekli buğday gevreği yiyor.
That's why so many people... are jogging and eating lots of All-Bran, I expect.
Param kalmamıştı sen de bir sürü şey aldın.
I had no more money... You bought many things- - books, tools, bran for the rabbits.
- O yüzden kepek ekmeğini ye.
- So eat the Fruitful Bran.
Ben grenli buğday ve kepek alacağım.
I'm getting grainy wheats and bran.
Cinayet işlemek, kahvaltılıklar ve tecavüz için mi?
The murder and all-bran and rape?
Kepek ve sirke palası hazırla.
Make a bran and vinegar poultice.
- Bran'a gitmeliyiz.
- We must go to Bran.
Dan amca ise İngiliz ve Alman ordusuyla Bran'a gelmiş.
That uncle Dan is at Bran, with an English and German army.
- Bran'daki işi ben hallettim evlat.
- I settled things at Bran, my boy.
Havyarım yok ama kepekli yulafım var.
I have no caviar. I have oat bran.
Vanilla ve kepekli gevreği denemek ister misiniz?
WOULD YOU LIKE TO TRY A VANILLA BRAN OAT CRUNCHIE?
Kepekli ekmek boyunca- - Kepekli ekmeye bayılırdı.
One day over bran muffins- - He loved bran muffins- -
Bunu, heyecanladığında kasık kıllarından kuru üzüm çıkartırken hatırlarım.
I'll remember that the next time you get excited by drawing pubic hair on Raisin Bran.
Kepek ister misin?
Want some bran?
-... beyinsel ilik... beyin ilikleme...
- Bran fluid. Bran flavor.
Evet, % 25 kepekli corn-flakes.
Yeah, 25-percent bran flakes.
Güneşin gelecek salı kepekli bir ekmeğe dönüşmeyeceğini kanıtlayamam ama 20 yıldan sonra ne bildiğimi bilirim.
I can't prove that the sun isn't gonna turn into a bran muffin next Tuesday but after 20 years, I know what I know.
"Bay Bridge" trafiğine sıkıştın. Hem de 2 fincan koyu kahve içip, 3 tane taze çörek yedikten sonra.
You're stuck on the Bay Bridge in traffic and you've just had two strong cups of coffee and three bran muffins.
Bir de kepekli duş almamı önerdi.
And told me to take bran baths.
Ben sabahları sadece çörek ve yoğurt yerim.
Dad, all I ever have is a bran muffin and a touch of yoghurt.
Kepekli olsun.
Bran flakes.
- Kepekli yiyecekleri denedin mi?
- Well, what about bran?
- Kepeği denedim.
- I tried bran.
Kepeğin bir işe yaradığı yok.
The bran isn't working for me.
Lifli gıdalar yiyin ve daha önemlisi hayatınızdaki stresi azaltın.
lncrease the bran in your diet, and more important decrease the stress in your life.
Babamdan kepekli keki bana uzatmasını istemiştim.
I asked Dad to pass me a bran muffin.
Bart, o bir kepekli kek!
Bart, that's a bran muffin.!
Annen bana yağsız kepekli çöreklerden alıyor yemem için.
Your mother ´ s got me eatin ´ these fat-free bran muffins.
Kepek çöreği?
A bran muffin?
Hayır, Lilith şekere izin vermiyor. Muhtemelen kepek hayal ediyordur.
No, Lilith doesn't allow sweets, he's probably got visions of bran.
Hayatım, yarım kafeinsiz latte ve bir tane kek.
Cara mia, un mezzo latte decaffeinato and a bran muffin.
Hayır, hayır iki olsun.
No, no... due bran muffins.
Hayır, ama ekmeğin içine törpü sokmayı bilmiyorum da. Anladım.
No, I just don't know how to bake a file into a bran muffin.
Büyükannem her çocuğu ağacın dallarından tanırdı.
Grandmother recognized each child by the bran ch es of the tree.
Ruhumu temizlemek istediğimde yulaflı bisküvi yerim.
If I need cleansing, I have a bran muffin. Thank you.
- Kuru üzümlüyü ben kaptım!
who wants corn flakes? i'm having raising bran.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]