Brick translate English
4,907 parallel translation
Brick'i şimdiden kaybettik.
We already lost Brick.
Ve Brick'e şapka aldık.
And we had to get Brick's hat.
Hadi Brick.
Come on, Brick.
- Brick!
- Brick!
Brick?
Brick?
Brick'e katılıyorum.
I'm with Brick.
Eğer Brick bir şeye binecekse bunu görmem lazım.
Hey, if Brick's going on his first ride, I got to see that.
Brick Su Dağı'na geldi!
Brick went on Splash Mountain!
Tuğladan, yani baya sert.
It's brick-built, so it's really solid.
Tüm bu yüksek müzik ve örtülmemiş tuğlalar.
All this loud music and exposed brick.
Tayfası bir kilo eroinleriyle ölü olarak buldu.
His crew found them dead with a brick of their H.
Spencer, tuğlayı bırak.
Spencer, put down the brick.
Bu akşam, gözlerinizin önünde bu aralıksız tuğladan duvardan geçmek niyetindeyim.
Tonight, before your very eyes, I propose to walk through this solid brick wall.
Tuğla duvardan geçme olayı bir numara.
Going through that brick wall is a trick.
Thomas Edison duvara tosladığında ne yapardı biliyor musun?
You know what Thomas Edison used to do when he hit a brick wall?
Biz duvara toslamadık.
We didn't hit a brick wall.
Herifin biri tuğla fırlattı!
Someone threw a brick.
- Sadece tuğla değil bu.
- It's not just a brick.
Evet de pencereden tuğla atmak ne demek oluyor?
Yes, but a brick through the window?
Kraliyet korucuları penceremizden tuğla fırlatmadı Monroe.
Royal foresters didn't throw a brick through our window, Monroe.
Tuğla tuğla...
Brick by brick...
Tuğla, Henry ile tuğla.
Brick by brick, Henry.
Bir sonraki tuğla nedir?
What's the next brick?
Sonuçta, sadece duvardan bir tuğlaydı.
# All in all it was just a brick in the wall
Sonuçta, o da bir başka tuğla duvarda.
# All in all it's just another brick in the wall
Sonuçta, sen de bir başka tuğlasın duvarda!
# All in all you're just Another brick in the wall
Sonuçta o da bir başka tuğla duvarda!
# All in all you're just Another brick in the wall
Sonuçta, sen de bir başka tuğlasın duvarda!
# All in all you're just another brick in the wall #
Sonuçta, o da bir başka tuğla duvarda!
# All in all it's just another brick in the wall
Duvara bir tuğla daha!
# Just another brick in the wall #
Gerekirse tuğla tuğla.
Brick by brick, if need be.
Brick.
Aw, Brick.
Brick.
Brick.
Ama yıllardır sana düşkün büyütüldüm Brick bu yüzden sana bir tavsiye vereceğim.
But I have grown quite fond of you over the years, Brick, so I'm gonna give you some advice.
Brick, bana bakmıyorsun bile.
Brick, you're not even looking at me.
İlk konuğumu tanıtmak istiyorum, Brick Heck.
And I'd like to introduce my first guest, Brick Heck.
Evet Brick, geniş alınlı bir kız hakkında duyduklarım neler?
So, Brick, what's this I hear about a girl with a high forehead?
Konuğumuz Brick'e sormak istediğin bir şey var mı?
Do you have any questions for our guest, Brick?
Brick'e yardım için talk show yapıyoruz.
We're doing a talk show to help Brick.
Brick fantastik sonbahar dansına damsız gitmek için seçilmişti.
So, Brick was determined to go stag to the fall fantasy dance...
Brick, şimdiden babandan daha iyi bir dansçı oldun.
Well, hey, Brick, you're already a better dancer than your dad.
Brick'i başarıyla dansa teslim etmiş ve iyimser bir duyguya girmiştik.
We successfully delivered Brick to his dance, and we were feeling cautiously optimis...
Brick'in ayak uyduramayacağını düşünüyorsan bir de diğer çocukların annesini görmesini bekle.
If you think Brick can't fit in now, wait till the other kids see his mommy show up.
Ama Brick böyle.
But Brick is who he is.
Brick.
He's Brick.
Lütfen Brick'in solucanları yalamaya başladığını söyleme.
Please tell me Brick isn't gonna start licking worms.
Ve Brick önemli olan şu.
And you know, Brick, here's the thing.
Brick, seni davet ediyordu.
Brick, she was asking you out.
Brick!
Brick!
Dükkândaki kırık pencere onların attıkları tuğladan olmuştu.
That cracked window in the spice shop, it was a brick.
Ben Brick Heck.
I'm Brick Heck, and this is...