Brief translate English
3,930 parallel translation
Yağlı kağıt.
Grease brief paper!
Abbas, lütfen herkesi bilgilendirir misin?
Abbas, Could you please brief the council!
Bana kısaca bu kaynağı anlatır mısın?
Can you brief me on this source?
Hanımlar ve beyler şimdi kısa bir ara veriyoruz.
Ladies and gentlemen... ... there will now be a brief interval.
Elbette ki ölen haraçlar için methiye sözleri etmek adettendir.
It's customary, of course, to give a brief eulogy to the district's fallen Tributes.
Sen bu dosyayı hiç okudun mu?
Did you even read the brief?
Kısa bir süre paylaşma.
Sharing a brief moment.
Seni bilgilendirip sınır duvarından geçirecek.
She'll brief you and get you across the border wall.
- Küçük bir deneme yapmam gerek.
- I need to run a very, very brief diagnostic.
Küçük bir deneme olacak.
It's gonna be a very brief diagnostic.
Brief Encounter filmini çektikleri yer orası.
That's where they filmed Brief Encounter, apparently.
Kabul etmediğinizi biliyorum ama ben Ali için not eklemiştim.
I know you don't agree, but I've included my brief on Ali.
Başkanın önerisiyle... gerekçeleri özellikle kısa tutacağım.
At Mr. Chief Justice's suggestion, I certainly will keep very brief the statement of facts.
Ali'nin yazısını bitirdim.
I've redone my brief on Ali.
Song İmparatorluğu kısa bir barış dönemi yaşadı.
the Song Empire enjoyed a brief period of peace.
Neler olduğunu bana kim anlatacak?
Who could brief me what this is all about?
Benim asıl görevim, şu an İsveç'te bulunan Başbakan'ı bilgilendirmek.
My main duty is to brief the PM, who's in Sweden.
Belgeyi ve biraz dahasını Mühendis Eklund'a getirebilirsiniz.
You can brief engineer Eklund some more.
Beyfendi lütfen kısa olsun.
Monsieur, please to be brief.
Sonra seminerini hazırlamaya başladı, bunun temelini de hapishanede Yahudi gurusu olduğunda atmıştı.
He went to work on constructing a seminar, much of which he borrowed from his brief stint as a Jewish-y guru while in prison. Now's your chance to own the entire
... tozlu topraklı yollardan geçip Hindistan'ın meşhur...
... took a brief detour into a shopping spree at India's
Ona özet geçeceğim gerçi.
I'll brief him, though.
Kısa süren bir birlikteliğimiz oldu.
We had a brief fling.
Amca ve Dawkins yemekten sonra bazı şeyler için açıklama isteyecektir. NasıI yani?
Sounds like Uncle and Dawkins need to brief us about something over dinner
Col Jagannath ve Bay Gurnihal size bir özet geçecek.
Take your brief from Col Jagannath and Mr Gurnihal singh
AnlaşıIdı efendim. Onların özetini dinleyeceğiz.
Will do sir I will take the brief from them
Sağanak yağmurda çalıştık.
We had a brief thunderstorm.
Lütfen kısa ve öz olsun.
And try and keep it brief.
Her neyse, bu kısacık zaman diliminde Sound of Music'te Maria'yı oynuyordum.
But anyway, in this brief moment in time, I was playing Maria in Sound of Music.
Sonra seni karanlıktaki evime götürdüğümde... güneş altındaki kısacık zamanın için... ne kadar mutlu olman gerektiğini fark edeceksin.
Then, when I take you to my home in the dark, you'll realize how happy you should've been for your brief, little moment in the sun.
Bu kısa tartışma ile birlikte...
And with that brief exchange, we shall...
Eğer bilmek istiyorsan, bir keresinde genç bir takı tasarımcısıyla gönül işine girmiştim.
Well, if you must know, I once had a brief, er... affair of the heart with a young jewellery designer.
Sana özet geçerim, yarın onları ararsın.
I'll brief you, and then you can call them tomorrow.
Sadece çok kısa bir anlığına beraber oluyoruz.
We're only together for a brief second.
- Trilyonlarca yıl önce nasılsa kısa bir ilişki yaşadık. - Bu ilişki evliliğimi mahvetti.
What we have is what we had, which was a brief affair a zillion years ago, an affair that ruined my marriage.
- O... o sadece kısa bir ilişki oldu.
It... it was just a brief affair. Shh.
Bayan Sherrod, Crock'un iç yüzünü anlamaya çalışıyorduk, buradaki kısa hayatını.
Uh, Ms. Sherrod, we were trying to get some insight into Crock, his brief history here.
- Çok kısa oldu.
So brief.
Mesajlardan birisinde bakan Frederick Seward'dan saat 11'de kabineyi toplamasını ister.
and writes four brief messages, including one instructing acting Secretary of State Frederick Seward to call a Cabinet meeting for 11 a.m.
Galiba... kısa bir süre için niyeti buydu... ama fikrini değiştirdiği apaçık ortada.
That was... probably, for a brief moment, his intention, but, obviously, he changed his mind.
Ayrıca havza yasası modeli için bir özet istiyorum.
And I want the brief on the mock-up for the watershed bill.
... Beyaz Saray'daki kısa bir moladan sonra Bayan Kennedy, tabutu St. Matthews Kilisesi'ne kadar yürüyerek takip etti.
... a brief stop at the White House... Then Mrs. Kennedy followed the casket on foot... to St. Matthews Church.
Bu durumun garip olduğunu biliyorum, kısa bir özet geçeyim.
I know that this is awkward, so I'm going to keep it brief.
Her belgeyi okudum.
I read every brief.
Önce bir açıklama yapacağım, sonra sorularınızı alacağım.
Over here! I have a brief statement to make and then I'll take your questions.
- On saniye, kısa ve basit, tamam mı?
- Ten seconds, brief and simple?
Martın ortasında, güneşin normal günler gibi doğup ve battığı kısa birkaç hafta vardır. Ve gerçekten gece camınızdaki perdeleri güneşin ilk ışıklarıyla uyanmak için açık bırakabilirsiniz.
In the middle of March, there's that magical brief couple of weeks when the sun is rising and setting like normal days and you can actually leave the curtains open on your window at night to be woken up by the sunrise in the morning.
Dünya üzerindeki zamanımız çok kısa dertlerimizle ve birazcık neşemizle
Our time is brief, upon the earth, with troubles many and little mirth
Belki de şimdi bir inzivaya çekilme isteğinin tam zamanıdır.
Maybe now is the right time to request a brief sabbatical?
Ajan Carlson ve McAvoy'u şu ana kadar yaptığınız bütün sorgulamalar ve olay yerinde bulduğunuz her kanıtla ilgili bilgilendireceksiniz.
You will all brief Agent Carlson and McAvoy on any interviews that you've conducted thus far as well as any and all evidence gathered at the scene.
More'yu ve Gupte'yu yeniden bilgilendir.
Brief More and Gupte again.