English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Brillo

Brillo translate English

49 parallel translation
Brillo marka bebek bezi almak için birkaç dakika dışarı bırakmıştım.
I left him outside for a few moments while I got some Brillo Pads.
Bulaşık teliyle.
A Brillo pad.
Reklam panosuna çevirdiler, sahipleri de çamaşır deterjanları ve bisküvi oldu. Bundan sonra da böyle gider.
They turned it into a billboard and it belongs to the brillo and biscuit folks, and, uh, that's all it'll ever be.
Yoksa bu bir taş mıydı?
is that a Brillo shot?
Mankafa!
Brillo pad, fathead!
Saçlarını boyayan ve zımparayla tıraş olan biri gibi görünüyorsun.
You look like a guy who dyes his hair and shaves with a Brillo pad.
Yani o kıvırcık saçlarıyla bana siyahî birini andırıyor.
I mean, that's what she looks like to me with all that Brillo hair.
Ama bu harika bir süpürge!
I didn't bring you Brillo. It's a Dustbuster.
Tahta fırçaları, bulaşık süngerleri, bulaşık teli.
Scrub brushes, Brillo pads, steel wool.
Flaş haber için sağ ol, kıvırcık kafa. - Sus be.
Thanks for the newsflash, brillo-head.
Mercimeği fırına vereceğimiz yer.
This is the place to buzz the Brillo.
NasıI vermeyi planlıyorsun?
How you plan on buzzing Brillo?
Sanki birisi onun üzerinde Brillo işi yapmış gibi görünüyor.
looks like somebody did a Brillo job on it.
Bak, o gösterişli şeyi boşver.
Look, fuck the brillo pad.
Sağol Rick, seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.
What'd help me most right now is if you whack a Brillo round this mug, or it'll stain. I won't let you down.
Çikolatadan, peynirden veya Brillo süngerden olacaktı.
It was down to chocolate, cheese, or Brillo Pads.
Bulaşık teli?
A brillo pad?
Bir bulaşık telinden mi korktun?
You were afraid of a brillo pad?
- Orada bulaşık telim de var.
And I also have some Brillo pads sitting there.
Koca Anne, galiba Andrew bulaşık deterjanı yiyor.
Big Momma, I think Andrew just ate a Brillo pad.
Andrew dolapların üzerinden atlıyor ve bulaşık deterjanı yiyor.
Andrew is jumpin'off the cabinets, eatin'Brillo pads.
"The Sculls" tüm Brillo kutuları siparişlerini iptal ettiler.
The Sculls cancelled a whole order of Brillo boxes.
Masayı iyice temizliyor.
She scrubs the table with Brillo.
Şeyini bulaşık teliyle mi ovmuş?
Brillo-pad his privates?
Yarın biraz soğuk yiyerek arabayı kullancaksın ancak daha sonra bu lanet şeyi buradan çekiciyle aldırıp yere brillo süngeri döşeteceğim.
- It might get a little drafty driving down there tomorrow. But I will have this fucking thing towed out of here And ground up into fucking brillo pads.
- Charlie'nin bulaşık süngeri ile bir fırçalama şekli var.
- Scrubbing! - Charlie has this scrubbing thing with the Brillo.
Tıbbi teknisyenler onu ellerini bulaşık teliyle fırçalarken bulmuşlar.
Paramedics found him scrubbing them with a brillo pad.
Her şeyin "o" ile bitmesi çok sıkıcı. "Polo" ve "Aero". - Bir de "Oxo" ve "Brillo".
It's boring how everything ends in "o." "Polo" and "Aero."
- Anlaşılan siz istemiyorsunuz.
- And "Oxo" and "Brillo". - Sounds as if you don't want it.
Benim teklifim ise senin parlak kafanla tuvaleti temizlemek.
My proposition is we clean the toilet with his brillo head.
Onun onu lavaboya doğru domalttığı yerden mi bahsediyorsun ve bir Brillo yastık ile onun kıçını şaplakladın mı?
Are you referring to where he got her bent over the sink and smacked her on the ass with a Brillo pad?
Hatıralarını okuduktan sonra, küvete atlayıp keseyle bir güzel keselemek istedim.
After reading his memoir, masqueraded as a novel... I wanted to jump in the shower and scrub the slime away with the brillo pad.
- Brillo, lütfen..
- Man : Brillo, please...
- Ben Stacey.
- I'm Stacey. - Brillo :
Çabuk ol, Brillo.
Hurry up, Brillo.
Süper yetenekleri vardı.
He had a Speedo full of Brillo.
Akşam yemeğine falan çıkalım sen bir bal kabağına dönüşmeden ve saçların tekrar kıvırcıklaşmadan.
Let's just go out to dinner or something. before you turn back into a pumpkin and your hair goes brillo again.
Hadi bırak şu süngeri.
Come on. Put the Brillo down.
Biraz yavaşla istersen yoksa o temizleme teli sana dava açacak.
You might want to ease up or that Brillo Pad's gonna press charges.
Tavanın dibindeki yanık izleri için tel sünger almaya gidebilirim hemen.
I might nip out for a Brillo pad for the burn marks - on the bottom of the pan.
Sende bir dolu barbekü Brillo pedleri ile kaplanmış gibi gözüküyorsun, seni oros...
You look like you got a headful of barbeque Brillo pads, Mother.
Bulaşık teli varmış.
Oh, well, here's a Brillo Pad.
O bulaşık teli değil, kasık kılı yumağı.
That's not a Brillo Pad. It's a ball of pubic hair.
Lavabo fırçası, kurt mantarı, kaniş kafalı.
Brillo pad, puffball, poodle-head.
Bak biryantinli, beni germeye başladın.
Look, brillo-head, you're getting me kind of nervous here.
Sevgilisi dolu bir küvette onu buldu. Brillo yastıkları ile kendini ovuşturarak ağartıcı.
Her boyfriend found her in a tub full of bleach scrubbing herself with brillo pads.
İstediğin şu şeyden.
- That wire stuff you wanted, Brillo?
- Niye Brillo süngerleri?
- Why Brillo Pads?
- Bulaşık süngerim var.
- I have a Brillo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]