English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bugger

Bugger translate English

1,594 parallel translation
Sanırım öldürdüm.
I've got the little bugger.
Başbelası.
Oh, bugger.
Hey, beni arkamdan becer!
Well, bugger me backwards!
Haydi Burt!
Bugger it.
Lânet olsun!
Bugger!
- Çık işin içinden şimdi.
Bit of a bugger.
- Aynen.
Bugger!
İşte buradasın, seni küçük s * kişgen, işte buradasın.
Well, there it is, you little bugger, there it is.
Hey, Jacko, seni tembel oğlancı.
Hey, Jacko, you lazy bugger.
Diğer bütün heriflerden nefret eden bir çeşit herif.
Some bugger who fuckin'hates every other bugger.
Dokunma bana.
Bugger.
- Geri çekil!
- Bugger off!
Oraya gidelim, kızı alalım, ben paramı alayım ve Aruba'ya sıvışayım.
We go in there, we grab the girl, I get paid and I bugger off to Aruba.
Bundan da sıkıldım artık!
Bugger it, I've had enough!
Seni pire torbası neredesin?
You little bugger, where are you?
Hemen dışarı, küçük piçkurusu!
Out, you little bugger.
- O zaman gidip getirsinler göt oğlanını!
- Get them to fetch the bugger back.
Belki senin arkadaşın değildi, ama o küçük bok parçası olaya yardım etti.
Maybe he wasn't your best friend, but that little bugger helped dust him.
O minik herifle ilgilenmeyeceğimi söylemiyorum.
I'm not saying that I'm not going to grow attached to the little bugger,
Eğer hava kabarcığını bulabilirsem, onu emerek çıkarabilirim.
Great. If I could just find the little bugger, should be able to suck it out.
Git başımdan.
Bugger off.
- Defol, dostum.
- Bugger off, mate.
Yoksa ansizin şunu mı farkına vardın... Atlanta'da biçilecek yeni verimli toprakların olduğuna mı?
Did you suddenly realize atlanta had a brand new crop of patients to bugger?
Aşağılık rahipler!
Bugger the priests!
Eğer olsaydı hepsine toz olmalarını söylerdim.
If they had, I'd have told them to bugger off.
Sabıkası yok, kurnaz bir tip.
No previous convictions, crafty bugger.
Neden defolup gitmiyorsun?
Why don ´ t you bugger off before I contaminate you?
Ama iki silindirlik bir arabaya göre oldukça inatçıydı.
But, oh, he was a persistent little bugger for a two-cylinder.
Şu adi herif!
That slimy bugger.
Oh, lanet olsun.
Oh, bugger.
Lanet olsun.
Bugger.
Lanet, lanet, lanet!
Bugger, bugger, bugger!
Bu sarsak şey bizi bilinmeyene doğru götürüyor.
~ Banks ~ This rickety bugger's about to take us into the unknown, gentlemen.
Pis herif.
Filthy bugger.
Saçmalık!
Bugger!
Evet, umarım gider.
Oh, yeah, hope she'll bugger off.
Kayıtları karıştırmış.
Bugger cooked the books.
Fark etmez.
Oh, bugger it.
Defol.
Bugger off.
Hay aksi!
Bugger it!
Orda bekle - bu aşşağlık şeyi parçalayacağım!
Now, hold on there - and I'm gonna smash this bugger!
Herif benle muhabbet etmek istedi.
The bugger actually tried to chat me up.
Defol!
Bugger off.
Siktir git!
Bugger off.
Kaç bakalım küçük haylaz.
Run, you little bugger!
Dikkatsiz herif.
Careless bugger.
- Ah, biri arıyor.
- Oh, bugger. Call waiting.
Kahrolası!
Oh, bugger!
Bas git!
Bugger off.
Seni adi moruk.
You old bugger.
Baş belası.
Bugger.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]