English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bulacağım

Bulacağım translate English

15,086 parallel translation
Uygun bir karaciğer bulacağımız konusunda ümitliyim.
I'm optimistic we'll find him a suitable liver.
Ben alkol bulacağım.
I'm gonna find the alcohol.
Şu merdivenleri çıktığım her gün seni oturma odanda ölü bulacağım günün bugün mü olduğunu merak ediyorum.
Every time I walk up those stairs... I wonder if today is the day you're dead in your living room.
Kim oluyorlarsa onlara söyle onları bulacağım ve bulduğumda...
You tell them, whoever they are, I'm gonna find them, and when I do, I'm gonna- -
Bayan Cortez, Kızınızın ölümüne kimin sebep olduğunu bulacağım.
Mrs. Cortez, I'll find who caused your daughter's death.
- Tabii ki bulacağım çünkü işim bu.
Of course I am, because that's my job.
Bir yolunu bulacağım.
I'll find you a way in.
Saklandığı deliği bulacağım.
I'm going to find its lair.
Nihayet UZI'yi bulacağımız yere bırakıp, suçu Daniel Price'a yıkma fırsatını elde etmek gibi mi?
Like finally having a chance to leave the UZI where we'd find it? And incriminate Daniel Price?
- Nihayet UZI'yi bulacağımız yere bırakma fırsatını elde etmek gibi mi?
Like finally having a chance to leave the Uzi where we'd find it?
- Gayemi * bulacağım.
- I find my mark.
- Onu bulacağım.
I'll find him.
- Ben Chazz'ı bulacağım.
- I'm going to find Chazz.
Parayı nereden bulacağım?
Where am I supposed to get money from?
"İlk araştırmalarımıza göre doğu Black Hills tepelerinde önemli miktarda altın rezervi var." "Önümüzdeki birkaç gün içinde bu ülkenin daha önce görmediği kadar çok altın bulacağımızı düşünüyorum."
" Our initial survey suggests significant deposits in the eastern Black Hills, and I expect in the next several days we will find more gold than this country has ever seen.
Onu bir kez buldum. Yine bulacağım.
I found him once, I'll find him again.
Bak, sana başka bir tane bulacağım tamam mı?
Look, I'll find you another one, okay?
Sana başka bir tane bulacağım.
I'll find you another one.
- Sana yardım etmenin bir yolunu bulacağım.
I'll find a way to help you.
Onu nasıl bulacağımı biliyorum.
I know how to find her.
Gidip taksi bulacağım.
Look, I'll go get us a taxi.
Otto'yu bulacağım ve ona bunu tamir ettireceğim.
I'm going to find Otto, get him to fix this.
Onu bulacağım.
I'll find her.
Orada ne bulacağım?
What am I gonna find in there?
Seni burada bulacağımı düşüdüm.
I thought I'd find you here.
Valois'i yerle bir etmek için başka bir yol bulacağım.
I can find another way to help you bring down the Valois.
Seni bulacağım.
I will find you.
Sana Paris'teki en iyi avukatı bulacağım.
I am going to find you the best lawyer in Paris.
Bu adamı tam olarak nerede bulacağımızı biliyorum. Nasıl bildiğim ise hoşuna gitmeyecek baba.
I know exactly where we can find that guy, and, Dad, you are not gonna like how.
O kadar parayı bir haftada nasıl bulacağım?
How am I supposed to get that money in a week?
Dr. Scott'un yokluğunda, Peng'e bu dünyanın ihtiyacı olan kişi olmayacaksa ülkesi içinden bunu yapacak bir lider bulacağımızı söyle.
And without Dr. Scott, you can let Peng know that if he won't be the kind of partner this world needs, we will find and support a leader inside his own country who will.
Ben diğerlerini bulacağım.
I'll find the others.
Nathan James'e gittiğimizi söyle. Slattery ve personelini bulacağım.
Let him know we're going to hook up with Nathan James.
- Onu nasıl bulacağımı biliyor musunuz?
- Any idea how I could find him?
Ama seni bulacağım.
But I will find you.
Şimdi hanımefendi, sanırım bana bazı cevaplar bulacağınızı söylemiştiniz.
Now, ma'am, I believe that you told me that you were gonna find me answers.
Birkaç yere ulaşacağım Tepper denilen adli tabibin son bilinen adresini bulacağız ve belki de mahkeme salonunun dışında bir sohbete daha istekli olur Frank Castle'ın buz gibi bakışlarından uzak bir şekilde.
I pull some strings, we, um... find out the last known address of medical examiner Tepper, and maybe he'll be more willing to have a conversation outside of the courtroom, away from the icy death gaze of Frank Castle.
Ölümcül Yellow Viper'ı burada mı bulacağız yani?
This is where we'll find the deadly Yellow Viper?
Tamamen görüşlerime dayanarak tahmin ediyorum Los Diablos'u burada bulacağız sanırım.
Insanely wild guess, but this is where we'll find some Los Diablos.
Onu bulacağız, tamam mı?
We're going to find her, all right?
Başladığımız yere geri dönmüş olabiliriz.. .. fakat başka bir yol bulacağız elbette.
- We may be back where we started, but we'll find another way.
Merak etme, bulacağım.
Okay, don't worry, I will find it.
Dışarıda bir yerde olduğunu biliyorum zamanı gelince birbirimizi bulacağız.
I'm sure she's out there somewhere and when the time's right, we'll find each other.
Onu bulacağım.
And I'll find her.
Onu bulacağım.
I'll find him.
Onu bulacağız canım.
We're gonna find her, honey.
Oraya ulaştığımız zaman şüpheliyi bulacağız.
When we get there, we are gonna find our suspect.
Bulacağım.
I will.
Bulacağız onu.
I'm sure we'll find her.
Yeri için şahitlik edecek sağlam tanıkları rahatça bulacağınızdan kuşkum yok.
I'm sure you won't have any trouble finding any number of people more than happy to provide a rock-solid alibi.
- Diğer suçluyu bulacağınıza eminim.
I'm sure you'll find the other criminal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]