Butter translate English
5,225 parallel translation
Tereyağı yumuşak, cildin gibi.
The butter... And it is soft, like your skin.
Çıktığım son kişi PBS'i fıstık ezmeli sandviç sanıyordu.
The last guy thought PBS was a peanut butter sandwich.
Güven fonunu çekmekle seni tehdit ettim ve şimdi de bana yağcılık yapıyorsun.
I threatened to take away your trust fund and now you're trying to butter me up.
# Pop-Tart'ın üzerine hiç tereyağı sürdünüz mü?
♪ Have you ever put butter on a Pop-Tart? ♪
# Pop-Tart'a hiç tereyağı sürdünüz mü?
♪ Have you ever put butter on a Pop-Tart? ♪
# Bir parça tereyağını gördüm #
♪ And I saw a stick of butter and it almost made me shudder ♪
Başım dönüp bocalayana kadar... # #... tereyağlı meyveli turta rüyasında tatlı yemek istiyorum #
♪ I just want to squat and gobble ♪ ♪ Till I'm dizzy and I wobble ♪ In a butter, fruit and dough tart dream ♪
# Bu yüzden Pop-Tart'a tereyağı sürüyorum.
♪ So I put butter on a Pop-Tart ♪ ♪ It was so frickin'good
O kadar güzel oluyor ki # # Pop-Tart'a hiç tereyağı sürdünüz mü?
♪ Have you ever put butter on a Pop-Tart?
# Pop-Tart'a hiç tereyağı... # #... sürdünüz mü?
♪ Have you ever put butter on a... ♪ Pop-Tart!
# Pop-Tart'a hiç tereyağı... # #... sürdünüz mü?
♪ Have you ever put butter on a... ♪ Pop-Tart!
- Tereyağlı mı?
With butter? !
- Avlarından süt ve tereyağı elde ediyordu.
And he made milk and butter - out of their spoils.
Genelde, karanlıkta fıstık ezmesi ve kraker yerdim...
Well, I usually just have peanut butter and crackers in the dark...
Brendi yağı yapmak için kullanıyoruz.
We use it to make brandy butter...
# Sakızlı ayılar, tereyağlı tartlar, # # balonlu ciklet ve jöle taneleri #
♪ Gummy bears, butter tarts, bubble gum and jelly beans ♪
Tadi fistik ezmesi gibi.
It tastes like peanut butter.
- Fistik ezmesi sevmiyor musun?
And you don't like peanut butter? No.
- Fistik ezmesi sever misin, Kim?
You like peanut butter, Kim?
Daha sonra, idam yolundaki mahkûmların son yemeklerinde sıkça fıstık ezmesi ve jöleli sandviç istediğini okudu.
Then again, he had read that condemned prisoners... often asked for peanut butter and jelly sandwiches as their last meal.
Fıstık ezmesi yemiştik, hatırlıyor musun?
Remember when we ate that peanut butter?
Et yok, tereyağı yok.
There's no meat. There's no butter.
- Fakültedekiler orada olacak elbette. Düşündüm de bir görünüp kısmen dalkavukluk etmen iyi olabilir.
I thought it might be a good idea for you to come by and just son of butter them up.
Hayır, tereyağ çubuğunu buldu. Tosta yayıyorsunuz bir güzel.
He invented the butter stick, so you smooth it on your toast real good.
Yer fıstıklı, çikolatalı.
It's peanut butter chocolate.
O da onun ekmek parası.
It's her bread and butter.
Ağzımda fıstık ezmesi varmış gibi.
You sound like you have peanut butter in your mouth.
- Tereyağlı fasulye mi?
- You mean butter beans?
Paco tereyağlı fasulye yapardı.
Paco used to make butter beans.
Köpek hayaları senin ekmeğin ve tereyağındır, canım. İnce ince doğra onları... biliyorsun...
Dog balls are your bread and butter, sweetie.
Üstelik koca göbekliler, Davit'in kaçmasina izin veriyorlar.
These ridiculous butter balls David let escape!
Daha fazla yağ.
More butter.
Tereyağı?
Butter?
Jöleli ve fıstık ezmeli.
Jelly and peanut butter.
Baba, omletlere biraz daha yağ ekleyecek miyim?
Daddy, do I add more butter for each omelette?
Harry, fıstık ezmene hiç dokunmamışsın.
Harry, you not touch your peanut butter.
Harry genç iken, fıstık ezmesini çok severdi.
When Harry young, oh, boy, he loves the peanut butter.
Tıpkı sıcak bıçağın tereyağına değmesi gibi termal ısı da kayanın içinden geçecek.
Its thermal bore slices through rock like a hot knife through butter.
Al bakalım. Fıstık ezmeli ve muzlu sandviç yaptım.
All right, here, I made you peanut butter and banana.
Tereyağını ver.
Pass the butter.
Benimle mutfağa gelip, yiyecek bulmama yardım eder misin? Fındık ezmesi ve şekerli bir şeyler yaparız - Hayır
You want to go in the kitchen with me and help me find some food, something to make, like, a peanut butter and jelly with.
Sen ve ben fındık ezmesi yapar- -
You and me, we're gonna go make peanut butter...
Sanki fıstık ezmesi ve reçel gibi değil mi?
It's, like, peanut butter and jam, right?
Köpek bokundan yapılmış tereyağına benziyor.
It's like butter made of dog shit.
Tabii ağaçlı bir yolda güzel bir hanım ve beyaz bir kanişle gezintiye çıkmaya benzemez fakat buna zafiyet denir ve biz de bundan ekmek yiyeceğiz.
Now, nobody's saying it's a stroll down a tree-lined promenade with a fine lady and a white poodle, but it's got what you'd call "vulnerability," and that's our bread and butter.
... Agatha spatulayla ve kremayla süsleme konusunda harikalar yarattığı gibi...
... not only was Agatha immensely skilled with a palette knife and a butter-cream flourish...
Efendim, sanırım Gus'ın kakao yağı merhemi kokusu yüzünden cezalandırılıyorum.
Sir, I believe I am being punished for the scent of Gus'cocoa butter ointment, sir.
1 tane yağlı ekmek, 1 tane sebzeli sandviç 2 tane kremalı sandviç, bir tane sebze yemeği 1 tane puding, bir tane de soğuk soda.
... 1 bread-butter, 2 Cream rolls, 1 Veg-puff, 1 Pudding.. ... and Ice-Cream Soda.
Köpekler tereyağını sindiremezler ve hırsızlar saygıyla baş edemezler.
Dogs can't digest butter, and.. ... thieves can't handle respect.
Fıstık ezmesi mi o?
Is that peanut butter?
Fıstık ezmesi.
Peanut butter!