English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Buyrun

Buyrun translate English

6,015 parallel translation
Buyrun.
There you go.
- Buyrun. Bu adamın dışarıdaki garson kızla yakınlaştığını gördün mü hiç?
This guy, you ever see him getting friendly with your waitress out there?
Buyrun köpeğiniz. Ve bu da hediye olarak "artık bizden değilsiniz" hediye paketi.
Here's your dog... and here is your complimentary
- Buyrun.
- Yeah.
Guangzhou'ya buyrun gidin, paranızı arayın isterseniz.
You are welcome to travel to Guangzhou to look for it.
Buyrun benim.
Speaking.
- Olmaz, buyrun.
Oh, no.
Buyrun, oturun.
Have a seat.
İçeri buyrun.
Come on in.
Buyrun.
Here.
Biliyor musun, buyrun Bacağını tasarrufu için.
You know, you're welcome for saving your leg.
- Buyrun?
- Yes?
Buyrun.
Come on.
- Alo buyrun?
Is this 112?
Şöyle buyrun lütfen.
Please, right this way.
Buyrun.
Hey?
Şöyle buyrun.
If you'll come this way...
Buyrun...
If you please...
Prenses için bir şeyler söylemek isterseniz buyrun.
Now, if you would each speak in order of precedence.
Bu taraftan buyrun!
Please... this way.
Buyrun.
Come in.
Buyrun, sabahlığı giyin. Ben de pantolonunuzu çıkarayım.
Here, put on this robe, and I'll take your pants.
Buyrun içeri.
Come on in.
- Buyrun.
Woman : - Right here.
Buyrun.
Go.
- Will Arnold. - Buyrun?
- Will Arnold.
İşte, buyrun.
Here, help yourself.
Buyrun efendim, tadıverin.
There you go, ma'am. You taste that.
Önce siz buyrun.
After you.
Buyrun.
Here you are.
Buyrun.
Here you go.
Redwood Müzik Programı. Buyrun sayın hakim, amin.
Redwood Music Program- - go, your honor, amen.
Buyrun Bud Light *'ınız.
Here's your Bud light.
Buyrun size hançerin saklı olduğu yer.
I give you the location of the dagger.
Ve ikinci olarak, buyrun geri ödemeniz.
And second of all, here's your refund.
Buyrun?
- Yes?
Buyrun.
Yeah?
Oh, buyrun.
Oh, help yourself.
İşte, buyrun.
There you go.
Buyrun, benim.
Yes, speaking.
Buyrun oturun.
Have a seat.
Taksici, buyrun.
Hacks-a-lot, go for me.
Buyrun?
So?
Buyrun ve bu işin peşini bırakacağımı sanmayın.
Here you are, and don't think I'm going to let this go.
Buyrun, efendim.
Come, sir.
- Buyrun?
Yeah?
Buyrun ve bunu da buyrun.
And here you go, and here you go.
Paketinizi buyrun, Lisa.
So, here's your delivery, Lisa.
Buyrun.
Here. There's the napkins.
- Buyrun.
- Here you go.
- Buyrun?
- [Gasps] Excuse me?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]