English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Böbrek

Böbrek translate English

1,773 parallel translation
Her neyse, böbrek hastası Bay Brinkley'i görüyor musunuz?
Anyway, do you see his kidney patient, Mr. Brinkley?
Aramızda konuştuk da, Brinkleyler'le böbrek takasına girmemeye karar verdik.
We've been talking, and we don't want to trade kidneys with the Brinkleys.
Neden böbrek takasını istemiyorlar?
Why won't they do the kidney switch?
Ona bir böbrek mi vermen gerekiyor?
You're supposed to give her a kidney?
Aylardır böbrek yetmezliği çekiyor.
She's been in renal failure for months now.
"Gelecekteki tıbbi kararlarını ebeveynlerinden bağımsız verebilme ve böbrek nakli dahil herhangi bir tedavi sunmaya zorlanmama."
"The ability to make future medical decisions independent of parents not to be forced to submit treatment including donating her kidney."
Sadece böbrek için hazırlanan yeni ilaç.
It's just the new medicine getting ready for the kidney.
Ayrıca şirket yönetimi ararsa Murray Amcamın böbrek yetmezliği olduğunu söylersin.
Oh. And if corporate calls, remember, it's my Uncle Murray that had kidney failure. Not too far from the truth.
Böbrek problemim var.
I have a kidney problem.
Böbrek kanserinin diğer türlere oranı % 3'tür.
Kidney cancer accounts for 3 percent of all cancers.
Böbrek kanserleri yüksek oranda kemoterapiye ve radyasyon terapisine dayanıklıdır ve bağışıklık tedavisini deneriz.
It's not right when the man in the relationship knows less in the sack than his lady does. I gotta get out of this. Yeah.Well, what are you gonna do about the father?
Çok fazla etrafa bulaşılmaz. Ona bağlı böbrek beziyle böbreğin etrafındaki yağ dokusunu da alacağım.
Well, we use some pretty serious drugs to boost your body's immune system.
Böbrek hasarı, sıvı birikmesi, kalp krizi ve beni daha zeki yapma olayı.
Yeah, no.I was just gonna ask, you know, how much is it to pop the kidney out?
- Hayır, sanırım o böbrek.
No, I believe that's a kidney.
Adamda beyin hasarına ya da böbrek sorunlarına yol açacaksın.
You're going to give the guy brain damage or liver problems.
Böbrek yetmezliği.
I've got kidney failure.
Sezon 3 Bölüm 22 - Sezon Finali "Şimdi Böbrek" İyi Seyirler!
♪ ♪
Şimdi, böbrek nakli gülünecek bir konu değildir.
Now, kidney transplantation is no laughing matter.
Böbrek o kadar komik bir kelime ki.
Kidney's just such a funny word.
Bu yanlış, doktor. Ona böbrek vermiyorum.
This is incorrect, doctor, I'm not giving him a kidney.
Eğer tabi birisi bir başkasına böbrek verebiliyorsa.
If anyone is giving anyone a kidney at all.
Tersi! Tamam, ama onun bana böbrek vereceğini anladınız, değil mi?
Okay, but you're clear that he's giving a kidney to me.
Bak, senden böbrek falan istemiyorum.
Look, I don't want a kidney from you.
Bu adama böbrek verebilir miyim, veremez miyim?
Could I give this guy a kidney or not?
Lemon, Milton Green'e bir böbrek vereceğim.
Lemon. I'm getting Milton Greene a kidney.
Onu babama... -... bir böbrek bulmak için kullanacağım.
I'm going to use that to find my dad a kidney.
ŞİMDİ BÖBREK! Bir şarkı, bir adam, bir böbrek.
One song, one man, one kidney.
"Bir böbrek verin gitsin,"
♪ Just give a kidney ♪
"Bu ülkede 600 milyon böbrek var..."
♪ This country has 600 million kidneys ♪
"Bu 300 milyon böbrek demek,"
♪ That leaves about 300 million kidneys ♪
- Bu yüzden Milton'a bir böbrek verin.
So give Milton a kidney.
- Bir böbrek verdiğiniz de... "
♪ When you give a kidney ♪
Birkaç mesaj panosuna yazdım. Sonra biri arayıp bana uygun böbrek bulduklarını söyledi.
I posted on a bunch of message boards, and I got a call, and some guy said they found a match for me.
Lifepor Böbrek Taşıyıcı.
The LifePort Kidney Transporter.
Bir böbrek 60 bin dolar.
60,000 for a kidney.
Yani bir böbrek umuduyla Amerika'ya geliyor, sonu yazısız bir mezar oluyor.
So, a guy comes to America with a promise of a new kidney, ends up in an unmarked grave.
Yeni böbrek atardamarına atılan bu dikiş rezalet.
The suturing on this renal artery to the new kidney is disgraceful.
3. derece böbrek tümörü. Nicky'de olan tümörün aynısı.
Stage 3 kidney tumor It's the same tumor that Nicky had
Hemen reddetmeyi önleme ilaçlarına başlatacağız ki bunlar lenfoma, şeker hastalığı yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği yapma riski taşıyor.
- We will be on right for antirejection drugs, which pretty might risk for lung foma, diabetes, hypertension, remon failure.
Böbrek şeklinde bir havuz bile var.
He even has a swimming pool in the form of an onion.
Evet, böbrek taşım olmalı.
Yeah, it must be my kidney stone.
Sonra böbrek taşı meselesi çıktı. O da garip biçimde prostat korkusuyla sonuçlandı.
Then came the kidney stone, that weirdly ended up in a prostate scare.
Fakat böbrek işlevlerini artırabilir ki bu da AST seviyesini düşürür.
But it could improve his kidney function, which would also lower his AST.
Kronik lenfositik lösemi beyin ve böbrek sorununu açıklayabilir.
Chronic lymphocytic leukemia could explain brain and kidney problems.
Kedilerin burnu güçlüdür. Karaciğer veya böbrek yetmezliğinin kokusunu alabilirler.
A cat's nose is powerful, could smell liver or kidney failure.
Karaciğer, artı göz, artı böbrek büyük ihtimalle sklerozan kolanjit.
Liver plus eye plus kidney, most likely sclerosing cholangitis.
O zaman yerel medyayı ara ve onlara böbrek fonksiyonlarında az da olsa düzelme mucizesine tanık olduğumuzu söyle.
call the tabloids. Tell them you just witnessed the miracle of slightly increased kidney function.
- Şimdi diğer böbrek söylüyor.
The other kidney is singing now.
Böbrek!
Kidney!
"... ve bir böbrek verin gitsin,
♪ And just give a kidney ♪
Böbrek.
Guessing kidney.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]