Büyümüşsün translate English
862 parallel translation
Queenie, ne kadar büyümüşsün.
Queenie, all grown up and everything.
Seni son gördüğümden beri neredeyse 2 kat büyümüşsün, Mildred.
Well, you certainly have doubled in size since last I set eyes on you, Mildred.
Ne kadar büyümüşsün.
You're so grown-up.
- Büyümüşsün.
- You've grown.
Ne kadar da büyümüşsün!
How you've grown!
Seni son gördüğümden bu yana, biraz büyümüşsün galiba.
You know, you've grown up a bit since I last saw you.
- Ne kadar büyümüşsün ; değişmişsin.
There is grown you are. ● And changed. ● You too.
Ne kadar da büyümüşsün.
You sure growed up all of a sudden like...
- Ne kadar da büyümüşsün.
- I believe you've actually grown.
Nasıl da büyümüşsün.
My, how you've grown.
Büyümüşsün ve daha da güzelleşmişsin.
You're older, and more beautiful.
Vay canına, nasıl da büyümüşsün.
Good gracious, how you've grown.
Büyümüşsün.
You've grown up.
Hayır, gerçekten de çok büyümüşsün.
No, I'm serious you have grown.
- Çok güzelsin, ne kadar da büyümüşsün.
- You're beautiful! Grown so much.
Küçük Kenneth Lawrence, ne kadar büyümüşsün.
Well, little Kenneth Lawrence, how you've grown.
Haydi François, Bayan Pibois'ya merhaba de. Sen ne kadar da büyümüşsün böyle.
Say hello to Madame Pibois.
Dört yılda çok büyümüşsün. Beni unutmuş olmalısın.
You've grown up in these four years You must've forgotten me.
Ne kadar da büyümüşsün öyle!
You grow up so fast!
Biraz büyümüşsün, o kadar.
A little more grown up, that's all.
- Çok büyümüşsün.
Very grown up.
Önemli değil.Çok büyümüşsün.
No wonder. You've grown so.
Ve çok büyümüşsün.
And very grown up.
Büyümüşsün.
I guess you are.
Gerçekten büyümüşsün.
You've grown real tall.
Ormanda büyümüşsün.
You was raised in the woods.
Ne kadar büyümüşsün.
How grown up you are.
Yine de oldukça kaygısız-tasasız büyümüşsün.
Yet you grew up so happy-go-lucky.
Büyümüşsün.
Tsk-tsk. You've grown.
Anladığım kadarıyla bununla büyümüşsün.
I figured you'd have grown out of it.
Sen bu çevrelerde büyümüşsün.
You've been brought up in these surroundings
Büyümüşsün.
You've grown.
Ne kadar da büyümüşsün!
Look how you've grown!
Nasılda büyümüşsün?
How you've grown.
- Bessie, ne kadar da büyümüşsün.
My, Bessie, how you have grown.
- Ne kadar büyümüşsün.
- You've grown so much.
Sen kanuna uygun doğup öyle de büyümüşsün.
You were born according to the law and raised according to the law.
Ne kadar büyümüşsün.
How you've grown.
Ne kadar büyümüşsün!
How you have grown up!
Şehirde bir müze vardır, sen de bekçinin kızısın, eskil güzelliklerin görüntüleriyle büyümüşsün...
There's a museum in the town, and you, the guard's daughter, grew up surrounded by images of ancient beauty...
Sense büyümüşsün, Sophie.
You've grown, Sophie.
Houndslow'da büyümüşsün.
Brought up in Houndslow.
Ne kadar da büyümüşsün.
Now you have grown so tall.
Küçük Bey, nasıl da büyümüşsün!
Master Joey, how you've grown.
Amma büyümüşsün sen, Küçük Bey!
My, what a grown-up boy you are, Master Joey.
Burma, ne kadar da büyümüşsün.
How you've grown up!
Ben yokken büyümüşsün.
You've grown up while I was away.
Ah, kış boyunca bir genç kız gibi büyümüşsün.
Ah, you've grown a women over the winter.
Büyümüşsün adamım!
Man, have you grown!
Ne kadar büyümüşsün Yvette.
What about Yvette?
Ne kadar büyümüşsün!
You've grown so much!