Cabbage translate English
971 parallel translation
Bu da para geldikçe yerin sağlam demektir.
That means you've got a place as long as the cabbage keeps coming.
500 bin ve ekstra gelirleri hesaba katarsak uzun süre yetecek kadar parası var.
Between the 500 grand and the extra cabbage she has, she potentially has enough to live on for a very long time.
Mariandl, eğer lahananı yersen yarın da et yiyeceksin.
Mariandl, if you eat your cabbage, you will have meat tomorrow.
Grete, lahana o kadar da kötü değil.
Grete, I can't any longer. The cabbage is bad.
Biraz lahana alsana.
Try some of this cabbage.
Lahanaya gel!
Cabbage!
Raoul, küçük uyuşuğun hani?
Raoul, your own little cabbage?
Şu Bayan Jones da lahanayı her zaman karartıyor.
Always that woman Mrs. Jones manages to make the cabbage brown.
Lahana yiyebileceğimi sanmıyorum.
I don't think I want any cabbage.
Dedi ki lahana balığa Kim yatıyor bir tabakta
Said cabbage to fish cake Who lay on one dish
Ben güzel bir lahanayım Sense zavallı bir balık
I beautiful cabbage You only poor fish
Ziyafete kondum " der.
I got corn beef and cabbage ".
Şu bizim Astsubay Arthur var ya, her Allah'ın günü midesine lahana indiriyor.
It's true! Take our feldwebel, Arthur... He eats cabbage every day.
Lahana. Ama yemiyorlar ki konserveleri var.
Cabbage, but they have their parcels.
- Onlara da lahana kökü. Ama konservesiz.
- Cabbage roots, but no parcels.
Evet, seni ezilmiş lahana yaprağı.
Yes, you squashed cabbage leaf.
Bu şeyi, Covent Garden'daki büzülmüş bir lahana yaprağından... ben yarattım.
I tell you, I've created this thing out of squashed cabbage leaves... in Covent Garden.
Ben sadece büzülmüş bir lahana yaprağıyım.
Oh, I'm only a "squashed cabbage" leaf.
Peki ya pişmiş elmalarla doldurulmuş fırında tavuk ve kenarında da tereyağlı haşlanmış patates ve kırmızı lahanaya ne dersin?
And what would you think of roast goose stuffed with baked apples? And fresh boiled potatoes and butter and some red cabbage on the side?
Bak tatlım, Çoraplarımı yamayacak, bifteğimi lahanamı pişirecektin, sihirli güçlerini tek bir kişiye,... tek bir yerde uygulayacaktın. Ne engel oldu?
Look, sugar, what does it take to get you to darn my socks, cook my corned beef and cabbage... and sort of confine your magic to one place and one customer?
O zaman, sanırım yine şalgam alacağım ve bir top lahana.
Well, I guess it will have to be turnips again, and a nice head of cabbage.
- Ve lahana.
- And cabbage.
Ama lahana var.
It contains cabbage.
Beda, o lahanaya biraz ara ver de radyoyu aç bakalım.
Beda, you can take a recess from that cabbage and turn on the radio.
Soslu biftek ve lahana.
Ah, corned beef and cabbage.
Bu lahananın kokusunu, tramvaydan iner inmez aldım.
I could smell that cabbage when I got off the trolley.
Lahana, lahana gibi kokar.
Cabbage has a cabbage smell.
- Umalım ki olmasın
- We hope. - Cabbage soup.
Bak, 200 papel.
Look, 200 leaves of cabbage.
- Ya lahana bahçesi?
- And the cabbage patch?
Atla haydi. Arkadaşım Moore'un yerini tavsiye ederim. Kavurması ve lahanası iyidir.
I like to recommend my friend Moore and his corn beef and cabbage.
Lahana, marul.
Cabbage, lettuce, kale.
Para sende mi?
You got the cabbage?
Onca mal mülk, komisyonlar, haraçlar kiralık katiller olmadan sen koca bir hiçsin!
You take the good goods away and the kickbacks and shakedown cabbage and the pistoleros and you're nothing!
- Koyun etli lahana.
- Cabbage and mutton.
Pekala, Bay Marlowe, pastırma, fasulye, lahana, şeker, tuz, çay, sıvı yağ.
Alright, Mr Marlowe, Bacon, beans, cabbage, sugar, salt, tea, oleomargarine.
Birisi "Bezelye Üretimi İlkeleri" diğeri de, "Lahana Üretiminde Doğru ve Yanlışlar".
Well, one is the Principles of Pea Production and the other one, the Do's and Don'ts of Cabbage Culture.
Sinek kurdu lahanayı yese de, ilk o ölür.
But the maggot eats the cabbage yet dies first.
Kendini o tarzda kaptırmak pahalıya mal olur.
Takes a lot of cabbage to indulge yourself that way.
Salata için lahana.
Cabbage for coleslaw.
- Bir lahana olabilir mesela.
- It might be a cabbage head.
- Lahana.
- Cabbage
- Yine mi lahana?
- Cabbage, again!
Şu mangırlara bak.
Look at all that cabbage.
Kabak yetiştireceğimizi söylediler.
We will grow cabbage, they say.
Oranienburg'da günün erken saatinde Kasım ayında biz sosis ve lahana yaptık!
in the early days at Oranienburg in Nov.'33 we "organised" sausage and cabbage!
Kendime söylediğim ekşi lahananın büyük bir bölümünü yedim.
I myself ate a whole portion of sour cabbage and meat yesterday at the club.
Lahana ve et!
Cabbage and meat!
Yine mi lahana! ? ( İkea'dan önce :
Cabbage again!
- Ona lahana getirdim. - Aristotle adına sağol.
- I have a cabbage for him.
Lahanadan oldu.
I ain't got no cramp, neither. Cabbage does it to me