English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ C ] / Caddede

Caddede translate English

1,518 parallel translation
Dosyam caddede yürümekte şu anda.
My file's walking down the street.
Sonum caddede sandviç satmak olacak.
I'll wind up selling hot dogs on the street.
Ben, şahsen caddede yürürken yüzlerce gözün... vücudumu... kalçalarımı okşamasından zevk alırdım.
I myself would welcome the sensation of a hundred pair of eyes... caressing my... booty as I walk down the street.
Ve senin caddede neler olup bittiğini öğrenmeni istiyorum.
And I want you to see what the word on the street is.
6-0-5.... 613,81.caddede ve Corrigan'da bir sorun var.
6-0-5.... 613, we've got a 10-1 at 81st and Corrigan.
Caddede çalıştığını söylediler.
They said you was working in the street.
Beni 79.caddede bırak.
Just drop me off at 79th.
Ve sonra ogün, duvarın yanında caddede.
And then, that day on the street by the wall.
McGills, 22. caddede.
McGills, out on 22.
Daha sonra caddede ölü bulunmuş.
Later he was found dead on the road by a neighbor.
Sormam gereken kişi de 52. caddede ikinci kattaki bir dairede oturuyordu.
The person i needed to ask, lived in a second floor walk-up on 52nd street.
Dördüncü caddede bir taksi çevirirsin.
You can usually catch a cab on Fourth.
4. caddede görülmüş.
She's been spotted at main and 4th.
Ned Bookman ve kurbanımız aynı caddede oturuyormuş.
Ned Bookman and our vic live on the same street.
Nasıl oluyor da kalabalık bir caddede üç insan güpegündüz vuruluyor ama kimse bir şey görmüyor?
So how did three people get shot in broad daylight... on a busy street and nobody sees anything?
Caddede göreceğim bir sonraki kamerayı, kameraman giderken taşıyor olacak.
Next camera I see in the street, the guy carrying it goes for a ride.
Gece gündüz bu çöplüğe gelip gidiyorlar. Caddede trafiği durduruyorlar Yaptıklarını kaydettim.
In and out of this dump day and night, stopping traffic up and down the street.
Belki siz beni anlarsınız ben bu adama nerdeyse 60 yıldır görmüyorum tsonra birden yolda karşılaştım, Benim caddede benim gibi yaşlanmış.
Still, maybe you can understand. I didn't see that man for almost 60 years then I see him on the street, on my own street an old man now, like me.
Caddede yürüdüğünü hayal et.
Imagine yourself walking down that street.
Onları caddede bırakabiliriz.
We can leave'em just off the street.
"79. caddede sel durumu var itfaiye aracı 59 durumla ilgilenin."
Ladder unit 79, respond to overturned vehicle at Fifth and Bryant.
Caddede.
FIN : She's on the street,
Siz Gönderin şirketinde bir posta kutusu, Broadway ve 63. caddede.
A PO box at U-Mail-It, 63rd and Broadway.
Sağa dön, caddede sürmeye hazırsın.
Does anyone see a thingy of stamps by their feet?
57. caddede park alanı vardı.
There's a lot over on 57th Street.
- Kelownalılar'a göre, boş bir caddede yatarken bulunmuş.
- According to the Kelownans, he was found lying in a deserted street.
Senatör Kinsey halka açık bir caddede güpegündüz pek çok görgü tanığı önünde vuruldu.
Senator Kinsey was shot in broad daylight on a public street, in front of civilian witnesses.
Az önce caddede tanındım.
I just got recognized on the street.
Warwick kuzeyinde bir yer, bir caddede park halindeyiz.
I make it we're on the north side of Warwick, in an alley....
Warwick kuzeyinde bir yer, bir caddede park halindeyiz. Hiç bilmiyorum. Hayda.
I make it we're on the north side of Warwick, in an alley, I don't know, shit... half a block west of Longwood, maybe?
Hergün öyle bir sathoş oluyoruz ki cephede miyiz caddede miyiz unutuyoruz.
And every day we get so drunk, we forget whether we're at war or in civvy street.
- Yedinci caddede bitiyor.
- That's over on Seventh.
"caddede oynayan koca bir burun"
# # Make a big noise playing on the street # #
Erken ayrıldım, ama caddede gerçek kötü bir kaza vardı.
I left early, but there was a real bad accident on the street.
onunla caddede dolaşamazsınız.
You're gonna have to move him off the street.
Caddede bir Denny lokantası var.
There's a Denny's down the street.
Caddede yürürken herkes bana bakıyordu.
I walked down the street, everybody was checking me out.
Bu gece o caddede yürümek hayat namal olabilir...
Worth a man's life to walk across that road tonight.
Durmazsa, ana caddede balık tutmaya başlayacaklar.
Well, if it don't, there'll be trout fishing right on Main Street.
Ne zaman caddede yürüsem, herkes biliyor gibi.
When I walk down the street, everyone knows.
Adres 12. caddede, Bontempo adında bir salon.
It's at Constitution and 12th. The Salon Bontempo.
Caddede durup George Clooney'le tanışmaktan bahsettiğinde.
When you're standing in a cardboard street talking about meeting George Clooney.
Pine'den yeni döndüler 6. caddede önlerini kesin.
They just turned on Pine. Intercept them on Sixth.
Demek, caddede kimseyle terso değilsin, öyle mi?
So you ain't got no beef with nobody on the street, huh?
Son bir kaç gündür bu caddede çok dolaşıp durdun, Rory.
You've been making a lot of moves on the street in the past couple of days, Rory.
Bayan Welman yarım saat önce caddede yenmişti.
Mrs. Welman was eaten out on the road half an hour ago.
Bu caddede oturuyorum, Başkan Roosevelt Caddesi.
I live on this street, Presidente Roosevelt Ave.
Düz git... Ve üçüncü caddede Hayır, dördüncü...
You go straight... and at the third street, no, the fourth...
Bu sefer herhangi bir caddede kural koymayacağız.
We're not gonna rule out any avenue at this time.
Lisede metamfetamin kullanan birkaç çocuk var,.. ... kimsenin izlemediğini sandıklarında, ana caddede motor yarışları yaparlar.
High school's got a dozen meth-heads who like boosting motorcycles and then drag racing'em down main street, when they think nobody's watching.
Otelimin önünden geçen caddede gördüğüm gibiydi.
On the street, outside of my hotel.
cadde 295

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]